Ben gideyim Çeviri İngilizce
3,096 parallel translation
- Ben gideyim
I'll go.
Ben gideyim artık, işe yetişmem lazım.
I should get going. I gotta get to work.
- Tamam, ben gideyim.
- I think I'm leaving then...
Ben gideyim de siz ikiniz detayları halledin.
I'll let you two work out the details.
Ben gideyim.
I'll just be on my way.
En iyisi ben gideyim, tamam mı?
I... I think it best if I just leave, yeah?
Ben gideyim de... Olamaz.
I'm gonna go - - oh, no.
Ben gideyim artık.
I've got to go.
- Ben gideyim.
I'll be off. Miss Cooper?
Harika. O zaman ben gideyim de sen de rahat rahat düşün.
Great, well, then I'll just leave you to your thinking.
En iyisi ben gideyim.
I'll just go.
O zaman ben gideyim.
Then I guess I'll go.
Bırakın ben gideyim.
No, let me at him.
Ben gideyim.
I better go.
- Ben gideyim.
I'm gonna go.
- Ben gideyim.
- I'll go.
Ben gideyim.
Well, I'm off.
Ben gideyim, bugün üç boşanma davam var.
I'm off, I have three divorces today.
Ben gideyim o zaman.
I will get going then.
Neyse, ben gideyim.
Well, I should go.
En iyisi ben gideyim de siz de ortalığı toparlayabilesiniz.
I should probably get going anyway and let you guys clean this whole fucking mess up.
İlk ben gideyim.
I will leave first.
Ben gideyim, hoşça kal.
Let's go then, bye.
Neyse ben gideyim artık.
Okay, well, I'll get out of your hair.
- Ben mi gideyim?
- But I can?
Gideyim ben.
Uh, I won't stay.
- Gideyim ben.
- I should just go.
Georgia'yı araman için zamanında gideyim ben.
I'll get out in time for you to call Georgia.
Nereye gidersem gideyim seri katilin sevgilisi Hannah McKay'im ben.
No matter where I go I'm Hannah McKay, the spree killer's girlfriend.
Kan yoksa merkeze gideyim ben.
Well, if there's no blood, I'm gonna head back to the station.
Ben de gideyim.
I should, you know, probably go. You know, for - for Al.
O zaman gideyim ben.
Sorry I-I'm gonna go then.
Ben okula gideyim diye mi burada çalışıyorsun?
To send me to lessons, you are working here instead of me?
Gideyim ben.
You know what? I'll go.
Size Boise'deki doktorlar hakkında bilgi verecektim ama ikiniz de burada olduğunuza göre bunu size vereyim, böylece ben de gideyim.
You know, actually, I was just gonna update you on the Boise doctors'bios but since you're both here, I'm just gonna give it to you, and then that way, I can... leave.
Ben de dairesine gideyim.
I'll get out to his apartment.
O zaman ben eve gideyim.
One of the other seven members of Golden Apple...
- Ben de mi gideyim...
- I should go with...
Ben de gideyim.
I'm gonna go, too.
Aracım gelmiş, gideyim ben.
That's my ride ; got to go.
Gideyim ben şimdi.
I'll leave now.
- Gideyim ben.
- I should go.
Ben de gideyim şahsen konuşayım diye düşündüm.
So I thought I'd drive up and talk to you in person.
- Yok Bay White, gideyim ben.
- No, Mr. White. I'm gonna go. - Stay.
En iyisi ben arabama binip evime gideyim.
You know what? I'm just gonna get in my car and go home.
Ben en iyisi işe gideyim.
I'm gonna... just go to work.
Ben de diğerlerini almaya gideyim.
You can get your air. I can drive other people.
- O zaman ben yoluma gideyim.
Then I think I'll be on my way.
Ben gideyim.
No, wait.
Ben Eli'ın yanına gideyim.
I got to... check on Eli.
Ben önden gideyim.
Let me head up.
ben gideyim artık 28
gideyim 67
gideyim mi 42
ben geldim 457
ben gidiyorum 1233
ben gelirim 46
ben geliyorum 81
ben gittim 40
ben gelemem 35
ben gidemem 24
gideyim 67
gideyim mi 42
ben geldim 457
ben gidiyorum 1233
ben gelirim 46
ben geliyorum 81
ben gittim 40
ben gelemem 35
ben gidemem 24
ben gitmek istiyorum 24
ben gördüm 101
ben gayet iyiyim 35
ben gidip 27
ben gelmiyorum 98
ben giderim 253
ben gitmek istemiyorum 31
ben görmedim 51
ben gitsem iyi olacak 25
ben getirdim 23
ben gördüm 101
ben gayet iyiyim 35
ben gidip 27
ben gelmiyorum 98
ben giderim 253
ben gitmek istemiyorum 31
ben görmedim 51
ben gitsem iyi olacak 25
ben getirdim 23