Geri dönmek zorundayım Çeviri İngilizce
242 parallel translation
Üzgünüm, seni giderken bekleyemeyeceğim, ofise geri dönmek zorundayım.
I'm sorry I can't wait to see you off, but I have to get back to the office.
Pazartesi sabahı ilk trenle geri dönmek zorundayım.
I'm obliged to go out... by the first train on Monday morning.
Önceden olduğu gibi geri dönmek zorundayım o halde.
So I must go back, just as before.
Geri dönmek zorundayım.
I have to go back.
Zalim denize geri dönmek zorundayım.
I have to go back into the cruel sea.
Bakın, efendim, Robinson kalesine geri dönmek zorundayım.
Look, sir, I have to get back to Fort Robinson.
Kasabaya geri dönmek zorundayım.
I've got to get back to town.
Bir sonraki gemiyle Tokyo'ya geri dönmek zorundayım.
I have to go back to Tokyo on the next ship.
Üzgünüm ama işe geri dönmek zorundayım. Hoşçakalın.
I'm sorry, but I have to get back to it.
Maureen, geri dönmek zorundayım.
Maureen, I have to go back.
Cuma günü işe geri dönmek zorundayım.
I have to go back to work in Friday.
Keşke ben çıkmadan anlatsaydınız çünkü geri dönmek zorundayım ve öyle ya da böyle bu hikayeyi yazacağım.
Okay? I wish you could've told me before I left'cause I've got to go back and write the story, one way or another, that's all.
Geri dönmek zorundayım.
I have to get back now.
- Oyuna geri dönmek zorundayım.
- I've got to get back to the game.
- Kata geri dönmek zorundayım.
- I have to get back on the floor!
Geri dönmek zorundayım.
I just have to get back.
Geri dönmek zorundayım, okula dönmek zorundayım
I gotta go back, back Back to school again
İşe geri dönmek zorundayım, OK?
Well, I gotta get back to work, OK?
O yüzden, sakıncası yoksa işime geri dönmek zorundayım.
So, if you don't mind, I'll get back to work.
Geri dönmek zorundayım. - Neden?
I have to go back.
Ama buraya ait olmadığımı fark ettim ve geldiğim yere geri dönmek zorundayım.
But I've realized that I don't belong here, and I have to go back where I came from.
Buraya kendi icat ettiğim bir zaman makinesiyle geldim ve yarın 1985 yılına geri dönmek zorundayım.
I came here in a time machine that I invented, and tomorrow I have to go back to the year 1985.
İşime geri dönmek zorundayım.
I've got to get back out there.
Öğleden sonra ofise geri dönmek zorundayım.
Well, I have to get back to the office this afternoon.
Geri dönmek zorundayım.
I've done what I came to do, and now I have to go back.
Tiyatroya geri dönmek zorundayım. Benimle gel.
I have to go back to the theatre.
Yemekten sonra müzeye geri dönmek zorundayım.
I have to get back to the museum right after lunch.
Dinle, gerçek yaşamıma geri dönmek zorundayım.
Listen... I have to get back to my real life.
- Diğerleri için geri dönmek zorundayım.
No. I have to go back. For the others.
Ofise geri dönmek zorundayım.
I have to go back to the office.
Kaptan, annemin zihnine geri dönmek zorundayım.
Captain, I have to go back inside my mother's mind.
Michelle, bu gece Beijing'e geri dönmek zorundayım.
Michelle, I have to go back to Beijing tonight.
Sıvı durumuma geri dönmek zorundayım ama beni seyredip aval aval bakmanı istemiyorum.
I have to revert back to my liquid state but I don't want you to watch and gawk at me!
Peki ala, geri dönmek zorundayım.
Well, I should get back.
Geri dönmek zorundayım.
Yeah,
İşlerim bekleyemez. New York'a geri dönmek zorundayım.
I-I don't know about everybody else, but I must get back to New York.
- Hayır, geri dönmek zorundayım.
Maybe we're not supposed to, but you can.
Hayır, geri dönmek zorundayım.
Look, Gary there's 190...
İşe geri dönmek zorundayım.
- I have to go back to work.
Tamam! Gemiye geri dönmek zorundayım!
All right, I got to get back to the ship.
Otobüse geri dönmek zorundayım.
I gotta get the bus back.
8.000 kişi, Worf... Onlar ölmek zorunda. Ben istasyona geri dönmek zorundayım çünkü tedavi edilmem gerekiyor
8,000 people, Worf... they have to die because I've got to go back to the station to be treated for some condition
Arkadaşlarıma geri dönmek zorundayım.
I have to get back to my friends.
Geri dönmek zorundayım.
I have to get back.
Tarihe geri dönmek zorundayım.
I got to get back to history. - What?
Sanırım geri dönmek zorundayız.
I guess we'll just have to turn back.
Shockwave, Dünya'ya geri dönmek zorundayım.
Shockwave, I must get back to Earth. There's no telling what damage that fool,
Okula geri dönmek zorundayım.
Please let me back, sir.
Yine de köpeği almak için şehre geri dönmek zorundayız sonra, yatırdığımız depozitoyu geri almak için.
Still we'd have to go back to the city to... to pick up the dog. We'd have to get our security deposit back.
Korkarım geri dönmek zorundayız.
I'm afraid we have to turn back.
Geri vermesini söyler misiniz, Iütfen? Dönmek zorundayım.
Now, will you please tell him that I must leave and I must have it returned?
geri dönmek istiyorum 28
geri dönmek istemiyorum 21
geri dönmek güzel 22
zorundayım 57
geri zekalı 308
geri zekâlı 75
geri dön 997
geri istiyorum 22
geri ver 111
geri gel 638
geri dönmek istemiyorum 21
geri dönmek güzel 22
zorundayım 57
geri zekalı 308
geri zekâlı 75
geri dön 997
geri istiyorum 22
geri ver 111
geri gel 638
geri getir 23
geri çekil 905
geri döndü 106
geri döneceğim 286
geri dur 89
geri gelecek misin 32
geri git 182
geri gelecek 78
geri döndün 87
geri gelmeyecek 30
geri çekil 905
geri döndü 106
geri döneceğim 286
geri dur 89
geri gelecek misin 32
geri git 182
geri gelecek 78
geri döndün 87
geri gelmeyecek 30
geri dönmeyeceğim 51
geri dönüyorum 52
geri çekilin 1056
geri dönme 24
geri döndüm 161
geri döneceksin 37
geri geliyor 54
geri gelin 133
geri dönecek 75
geri döndüğümde 39
geri dönüyorum 52
geri çekilin 1056
geri dönme 24
geri döndüm 161
geri döneceksin 37
geri geliyor 54
geri gelin 133
geri dönecek 75
geri döndüğümde 39