Gördüm onu Çeviri İngilizce
7,747 parallel translation
Partide diğer kızlarla konuşurken gördüm onu.
I saw her talking to other girls at her party.
Kendi başına dolaşırken gördüm onu.
I just saw her ride off.
Çekici bir kadın'ın evine girerken gördüm onu
I watched an attractive woman let him into her house.
Gördüm onu.
Saw that.
Gördüm onu, gördüm!
I see him, I see him! CASE, bank!
- Yanılmıyorum. Onu gördüm.
I've seen her.
- Sonra onu gördüm ve lanet olsun dedim.
- And when I saw her, I was like, "damn."
- Onu sadece birkaç kez gördüm.
Only met him a couple of times.
Onu gördüm... öldüğü gün onunla konuştum.
I know the name Shahin Navabi. I saw him. Spoke to him the day he died.
Zaman onu gördüm son kez?
When's the last time you saw her?
West Huron ve Leavitt köşesinde ve onu bir eve içine yarım blok yukarı yürümeye gördüm Tanık o Ledbetter'a bazı HGH off düştüğünü söylüyor.
Witness says he dropped off some HGH to Ledbetter on the corner of West Huron and Leavitt and saw him walk into a house half a block up.
Onu gördüm... ağlıyordu.
I saw her... she was crying.
Onu bataklıkları sarmaşıkları biçerken gördüm.
I saw her taking vines from the swamp.
Ben... Dur, onu gördüm, 12. peronda.
I'll... wait, I see him.
CBS stüdyosunda Peter'in röportajı sırasında onu gördüm.
I saw him at the CBS studios during Peter's interview.
Dün gece senin onun ofisinde gördüm, ve bugünse, seni onu öperken gördüm.
I saw you at her office last night, and today, I saw you kiss her.
- Onu parkta büyükannenle gördüm ve sonra aniden kayboldu.
- I just saw her in the park with your grandmother. A-and then she just disappeared.
- Ertesi günü onu gördüm ve tamamen olanlardan haberdardı.
I saw her the next day, and she knew exactly - what happened.
Daha sonra onu gördüm.
I saw him afterwards.
Onu gördüm.
Uh, I saw him.
işte onu ilk defa bu odada gördüm.
the room where I first saw her.
Sonra Lawrence'ın evine doğru gittim ve yolda onu gördüm.
Then I circled back to Lawrence's house, saw him leaving on a walk.
Onu arabada otururken gördüm.
I saw her sitting in the car.
Onu oynarken bizzat gördüm ve söyleyecek hiçbir şey yok.
I saw him play in person and there's no question.
İçeri girince onu gördüm ve bir şeylerin farklı olduğunu anladım.
And I walked in and I saw her and... I just knew something was... different.
- Ya Dider Muse? - Onu da üç dört sene önce gördüm.
- And Didier Muse?
Onu orsada gördüm.
I saw her there.
Onu da tam o sırada gördüm.
And that's when I saw it.
Onu daha bugün gördüm.
I've never seen him before today.
Onu televizyonda gördüm sadece.
I just saw him on TV.
Sanırım onu gördüm.
- I think I might have seen it. What...
Onu yakaladığını gördüm ve sonra gittim.
I saw it grab him, and then I was gone.
Onu gördüm.
I saw it.
Um... Onu gördüm yolu, gerçekten bir seçenek yoktu.
Um... the way I saw it, I didn't really have a choice.
Yani, en kısa sürede ben adam gördüm silahını yükseltmek, ben sadece... Iyi, ben durdu ve ben de onu vurdum.
So, as soon as I saw the guy raise his gun, I just... well, I stopped and I shot him.
Onu ilk ben gördüm Pulteney.
I saw her first, Pulteney.
Onu gördüm.
I saw her.
Çünkü onu çalışırken gördüm.
Because I have seen him work.
Kendime sound nasıl diye sordum. Çok sert değil. Şöyle bir bakındım ve köşede onu gördüm...
But I'm asking myself what's the sound, something, not too crisp and I look over and I see in the corner...
Dostum, onu milyon defa gördüm, ezberledim artık.
Man, I've seen that a million times. I got it memorised.
Sonra tüm haşmetiyle onu gördüm.
And there he was, big as a house.
Onu gördüm.
Got a visual.
Onu gördüm, Tamam?
I had him, right?
- Gördüm dedim ya. - Onu ebelemediğin sürece sayılmaz.
Doesn't count unless you tag her.
Sonra birden onu gördüm.
And suddenly I see him. There he is.
Onu gördüm.
I saw her you know.
Sonra onu gördüm ne kadar güzel olduğunu unutmuş bu pervasız kızı ve düşündüm ki düşündüm ki, her gün onun yüzüne bakarak uyanabilseydim başıma gelen her şeyi atlatırdım.
And then I saw this... reckless girl who had forgotten how beautiful she was, and I thought, I thought if I could wake up every day and look into that face, I could get through anything.
Bir kere onu O'Hara'da poker oynarken gördüm, selam vermek için gittiğimde önünde altın gibi parlayan en az 5 bin çip gördüm ve Archie geceye 600 dolar ile başladığını söyleyerek övünmeye başladı.
I see him at O'Hara's poker room one day and I walk over to say hello. I see he's got a handsome pile of chips in front of him, over five grand. Archie starts bragging that he started the night with just sixty bucks.
- Onu gördüm.
- I saw him.
Biliyorum ama onu gördüm.
But I saw him.
Onu içtiğini gördüm.
I saw him drink it.
onur 51
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onun neyi var 30
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onun neyi var 30
onu buldular 16
onu sevdin mi 31
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu ben buldum 23
onu sevmiyorum 46
onu bana getir 26
onun için 179
onu buldum 214
onu seviyorum 468
onu sevdin mi 31
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu ben buldum 23
onu sevmiyorum 46
onu bana getir 26
onun için 179
onu buldum 214
onu seviyorum 468
onu bilmiyorum 36
onu biliyorum 95
onu seviyorsun 78
onu duydum 61
onu seviyor musun 173
önüne bak 138
onun yerine 89
onu geri ver 55
onun da 23
onu sevdim 104
onu biliyorum 95
onu seviyorsun 78
onu duydum 61
onu seviyor musun 173
önüne bak 138
onun yerine 89
onu geri ver 55
onun da 23
onu sevdim 104