Sana ne söylemiştim Çeviri İngilizce
302 parallel translation
Sana ne söylemiştim, Rico?
What did I tell you, Rico?
Otero, sana ne söylemiştim?
Otero, what did I tell you, huh?
Sana ne söylemiştim?
What did I tell you?
Sana ne söylemiştim?
What'd I tell ya?
Alice, Bay Huntley bu tabloyu astığı gün sana ne söylemiştim?
Alice, what did I say to you the day Mr. Huntley hung that painting?
Başlarken sana ne söylemiştim?
What did I tell you when we began, huh?
Bu saçmalık hakkında sana ne söylemiştim?
What'd I tell you about that shit? Now suck it.
Bak sana ne söylemiştim?
What did I tell you?
- Sana ne söylemiştim?
- What did I tell you?
Bak, sana ne söylemiştim?
See, what did I tell you?
Michael, kapıyı vurmak konusunda sana ne söylemiştim?
Michael, what have I told you about knocking?
Evde oyuncaklarınla oynamakla ilgili sana ne söylemiştim ben?
What did I tell you about playing with your toys in the house?
Laza, sana ne söylemiştim?
Laza, what was it I told you?
Bu sabah sana ne söylemiştim?
What did I say to you this morning?
- Bu sabah sana ne söylemiştim... diye sordum. Üzgünüm.
I'm sorry.
Sana ne söylemiştim?
See? What did I tell you?
Henry, çocuğu buraya getirmen konusunda sana ne söylemiştim?
Henry, what did I tell you about not bringing the kid out here?
Sana ne söylemiştim?
What'd I tell you about what?
Onlar hakkında sana ne söylemiştim?
What have I told you about them?
Uçmakla ilgili sana ne söylemiştim?
What did I tell you about trying to fly?
- Evet anne. Uçmakla ilgili sana ne söylemiştim?
What did I tell you about trying to fly?
"Ne biletleri mi?" Sana söylemiştim, bu gece vals yarışmasına gidiyoruz.
"What tickets?" I told you, we're going to the roller derby tonight.
Sana Paris'teyken beni aramamanı, nerede ve ne şekilde bulursan bul beni tanımamazlıktan gelmeni söylemiştim.
I told you in Paris never to look for me, never to recognise me wherever you find me.
Liz, ne söylemiştim sana?
Liz, what did I tell you?
Sana başka ne yapmanı söylemiştim?
What else did I tell you to do?
Sana ne olacağını söylemiştim.
I told you what was gonna happen.
- Ne? Kim? Sana, Elmacı Annie'yi bulmanı söylemiştim.
- I told you to find Apple Annie.
Tom, sana ne yapmanı söylemiştim?
Tom, what did I tell you to do with this?
Madlyn, sana yastığın altına saklanmamanı söylemiştim. Ne demek istiyorsun?
Madlyn, I've told you not to hide under the pillow what do you mean?
Sana söylemiştim, bu civarda yaşayanlara ne yaptığın umurumda değil!
Damn! I told you, didn't I? I don't care about that dirty business with locals.
Şuna ne dersin "Sana söylemiştim"?
How do you like to say "I told you so"?
Bana yalan atarsan sana ne yapacağımı söylemiştim!
I told you what I'd do if you ever lied to me!
Judy, sana bu hikayelerin hakkında ne söylemiştim?
Judy, what have I told you about your stories?
Powell, ne çeşit insanlarla karşı karşıya olduğumuzu sana söylemiştim.
Christ, Powell, I told you what kind of people you're dealing with here.
Hey, anne, anne, sana doktorun ne dediğini söylemiştim.
Hey, Ma, Ma, I told you what the doctor said.
Sana oklar ve gözlerle ilgili ne söylemiştim?
What did I tell you about arrows and eyes?
- Bu o mu? - Sana söylemiştim ne zaman... Bu o mu?
- l told you when I have the... ls this her?
Bana bir daha saygısızlık edersen sana ne yapacağımı söylemiştim.
I told you what would happen if you wouldn't leave off being fresh with me!
- Sana onun ne mal olduğunu söylemiştim!
I told you what she was!
Sana, seni tekrar kaybetmekten ne kadar korktuğumu söylemiştim.
I told you I was afraid that I would get you back only to lose you.
- Sana bu yerde piyango oynatman hakkında ne söylemiştim.
- What did I tell you about running numbers out of this place?
Sana evde koşmakla ilgili ne söylemiştim Frederick?
What have I told you about running in the house?
- Sana bu konuda ne söylemiştim?
- What did I tell you about that?
- Sana söylemiştim, sodadan daha büyük bir mesele bu işte turnuvaya kadar gidiyor. - Ne?
- What?
Sana söylemiştim, ne kadar hızlı olursan ol beni yenemezsin.
I told you, you can't beat me, no matter how fast you are.
Hayatım sana yabancılardan şeker almaman konusunda ne söylemiştim?
Honey, what'd I tell you about taking candy from strangers?
- Sana Neil'la ilgili ne söylemiştim?
What'd I tell you about Neil? He's a stinkin'liar.
Hayır, demek istediğim... İlk tanıştığımızda, sana ne olacağımla ilgili bir sürü şey söylemiştim. Yalnızca bilmeni istedim.
No, I meant, when we first got together, I said a lotta stuff about what I was gonna be..... and I just wanted you to know that...
Sana cd'lerimle ilgili ne söylemiştim?
What did I tell you about listening to my CDs?
Sana dış dünyayla bağlantı kurmak konusunda ne söylemiştim?
What did I tell you about trying to contact the outside world?
Ne yapmam gerekiyordu? Sana bu adamdan uzak durmanı söylemiştim.
I told you to stay away from this guy.
sana ne 162
sana ne oldu böyle 91
sana ne yaptım 20
sana ne oldu 249
sana ne dedi 44
sana ne dedim 35
sana ne diyeceğim 39
sana ne demeli 36
sana ne olacak 22
sana ne yaptılar 56
sana ne oldu böyle 91
sana ne yaptım 20
sana ne oldu 249
sana ne dedi 44
sana ne dedim 35
sana ne diyeceğim 39
sana ne demeli 36
sana ne olacak 22
sana ne yaptılar 56
sana ne bundan 31
sana neler oluyor 39
sana ne oluyor 53
sana ne yaptılar böyle 17
sana ne anlattı 17
sana ne yaptı 35
sana ne söyledi 44
sana ne demiştim 75
sana ne yapacağını söyleyeyim 16
sana ne yapacağımı söyleyeyim 33
sana neler oluyor 39
sana ne oluyor 53
sana ne yaptılar böyle 17
sana ne anlattı 17
sana ne yaptı 35
sana ne söyledi 44
sana ne demiştim 75
sana ne yapacağını söyleyeyim 16
sana ne yapacağımı söyleyeyim 33
söylemiştim 315
söylemiştim sana 33
sana aşığım 57
sana ihtiyacım var 442
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana söz veriyorum 235
sana birşey sorabilir miyim 28
sana da 296
sana da merhaba 35
sana bir şey göstereceğim 128
söylemiştim sana 33
sana aşığım 57
sana ihtiyacım var 442
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana söz veriyorum 235
sana birşey sorabilir miyim 28
sana da 296
sana da merhaba 35
sana bir şey göstereceğim 128