Sen nereye gidiyorsun Çeviri İngilizce
655 parallel translation
Patsy'ciğim, sen nereye gidiyorsun?
Patsy, dear, where are you going?
- Sen nereye gidiyorsun?
- Where do you think you're going?
Sen nereye gidiyorsun?
Where you going?
Sen nereye gidiyorsun.
Where are you off to?
- Sen nereye gidiyorsun?
- Kid, where you going?
- Sen nereye gidiyorsun?
Where are you going?
- Sen nereye gidiyorsun?
- Where are you going?
- Sen nereye gidiyorsun?
- Where you going?
Sen nereye gidiyorsun bakayım?
Where are you going, boy?
- Sen nereye gidiyorsun?
- And where are you going?
Sen nereye gidiyorsun?
Where are you going?
Sen nereye gidiyorsun?
Where are you fucking going?
Sen nereye gidiyorsun?
Where're you headed?
- Sen nereye gidiyorsun? Genç?
- Where are you going, nino?
- Peki sen nereye gidiyorsun?
- And where are you going?
Sen nereye gidiyorsun?
And where are you off to?
- Sen nereye gidiyorsun?
Well, where you going?
Sen nereye gidiyorsun be?
Where the hell are you going?
Sen nereye gidiyorsun?
Where the hell are you going?
- Sen nereye gidiyorsun, öyle?
- Where do you think you're going?
Hey, sen nereye gidiyorsun?
And you, where're you off to?
Son zamanlarda sen nereye gidiyorsun?
For the last time, where are you going?
- Sen nereye gidiyorsun?
- Where you headed?
Sen nereye gidiyorsun?
OK? - But where are you going?
Tatilde sen nereye gidiyorsun?
Where are you going? .
Sen nereye gidiyorsun?
Are you going?
- Sen nereye gidiyorsun?
- Where are you going to?
Sen nereye gidiyorsun?
Where are you going? !
Sen nereye gidiyorsun, ha?
Where the hell are you going?
Sen nereye gidiyorsun?
You going where?
- Hop, sen nereye gidiyorsun?
- Whoa, where are you going?
Sen nereye gidiyorsun?
Where do you go?
Sen nereye gidiyorsun, ha?
Where are you going, squirrel head?
Bekle biraz, sen nereye gidiyorsun?
Wait a minute, where are you going?
Sen nereye gidiyorsun?
- And where are you going?
Ya sen nereye gidiyorsun?
And you, where are you going?
Sen nereye gidiyorsun?
Where are you goin'?
- Sen nereye gidiyorsun?
- So where you headed, pal?
- Hey sen! Nereye gidiyorsun?
- You, where are you going?
Ya sen, nereye gidiyorsun?
And you, where are you going?
Bahar, sen evini bırakıp nereye gidiyorsun.
You're Hasan's wife.
Nereye gidiyorsun? Sen çıldırmışsın.
What are you doing?
- Peki, "sen" nereye gidiyorsun?
- All right, which way are you headed?
Nereye gidiyorsun sen!
Watch where you're going!
Sen nereye gidiyorsun?
Where're you going? I'm going to visit some relatives.
Onunla bu şekilde konuşup, nereye gidiyorsun sen?
Where do you get off talking to her like that?
- Sen nereden gelip, nereye gidiyorsun?
-... so, where are you from, where are you going?
Davıd, nereye gidiyorsun sen?
DAVID, WHERE ARE YOU GOING? EXCUSE ME A MINUTE.
- Fackler, nereye gidiyorsun sen?
- Fackler, where do you think you're going?
- Nereye gidiyorsun sen?
- Where you going?
- Nereye gidiyorsun, ha? Nereye gittiğini sanıyorsun sen?
Where do you think you're going?
sen nereye 25
sen nereye gittiğini sanıyorsun 29
nereye gidiyorsun 4208
nereye gidiyorsunuz 655
gidiyorsun 93
gidiyorsunuz 20
sen nasılsın 397
sen nerelisin 43
sen ne yapıyorsun 391
sen nasıl istersen 91
sen nereye gittiğini sanıyorsun 29
nereye gidiyorsun 4208
nereye gidiyorsunuz 655
gidiyorsun 93
gidiyorsunuz 20
sen nasılsın 397
sen nerelisin 43
sen ne yapıyorsun 391
sen nasıl istersen 91
sen neredesin 42
sen neler yapıyorsun 28
sen ne istersen 28
sen ne istiyorsun 112
sen nesin 127
sen ne demek istiyorsun 35
sen nereden geldin 17
sen ne 174
sen ne diyorsun 390
sen neden 22
sen neler yapıyorsun 28
sen ne istersen 28
sen ne istiyorsun 112
sen nesin 127
sen ne demek istiyorsun 35
sen nereden geldin 17
sen ne 174
sen ne diyorsun 390
sen neden 22