Acil durum Çeviri İspanyolca
7,764 parallel translation
Sanırım o acil durum benim.
Creo que soy la emergencia.
Bu bir acil durum mu?
Bueno, ¿ es una emergencia?
Nükleer santrallerin başına bir iş gelmesin diye acil durum planları hazırlıyorlar.
Están haciendo planes de contingencia para que la energía de las plantas nucleares no colapse.
Ofiste acil durum.
Una emergencia en la oficina.
Nerede benim acil durum listem?
¿ Dónde está mi lista de emergencia?
- Acil durum.
Es una emergencia.
Belki bir acil durum sermayesi falan vardır.
¿ Quizás haya un fondo para emergencias o algo?
Alma, hemen acil durum ekipleri Savoy'a gelsin.
Alma, necesitamos ambulancias en el Savoy ahora.
- Acil durum ışıkları nerede?
¿ Dónde están las luces de emergencia?
- Acil durum ışığımız yok.
- No tenemos luces de emergencia.
Bayanlar ve baylar... yukarıdaki ekrana dikkatle bakmanızı ve acil durum prosedürlerini incelmenizi rica ederiz.
Damas y caballeros, en nombre de la tripulación les pido que presten atención al monitor de arriba ya que revisaremos los procedimientos de emergencia.
Bu uçakta altı acil durum çıkışı bulunmaktadır.
Hay seis salidas de emergencia en este avión.
Sizi en yakın acil durum çıkışınızı bulmanız bir dakikanazı almaz.
Toma un minuto localizar la salida más cercana.
Elçilik acil durum sinyali verebilir ya da öncelikli bir dava açabilir.
La embajada puede nombrarlo caso de emergencia.
Ama benim bildirilecek bir acil durum çağrım var.
Pero sí tengo una emergencia.
Bir acil durum çağrı operatörü, "Acil durum" çağrısı aldıktan sonra, telefonu asla kapatamaz.
- Una operadora de despacho de emergencias no puede desconectar... - RASTREANDO LLAMADO una vez que diijeron que hay una emergencia.
911 Acil Durum hattına sahte ihbarda bulunmanın suç olduğunu bilmiyor musunuz?
¿ Sabe que hacer bromas al 9-1-1 es un delito grave?
Unutmayın ki bir acil durum operatörünün birinci görevi arayan kişinin sakin kalmasını sağlamaktır.
Recuerda que la responsabilidad primaria... de una operadora de emergencias es conservarme calmo.
Evet, bayan, burası acil durum merkezi, talebiniz nedir?
Sí, habla con el 911. ¿ Cuál es su emergencia?
Acil Durum Çağrı Merkezi, yani.
El Centro de Emergencias 911.
Ben, acil durum operatörü, Pamela Miller.
Soy la operadora Pamela Miller.
Faulkner Bulvarındaki Acil Durum Merkezini ele geçirmiş durumdayım.
He tomado el Centro de Emergencias del Bulevar Faulkner... bajo mi control.
Alışveriş merkezi, acil durum sığınağının iki katı büyüklüğünde.
El Centro Comercial funciona como un refugio de emergencia.
Acil durum protokülünü başlatın.
Pide los protocolos de emergencia.
Mesajda "acil durum yetişin" yazmışsın.
- ¿ Cual es la emergencia?
Scott ve Stonebridge'i inkâr etmek için acil durum protokolünü başlattık.
Hemos comenzó protocolo de emergencia negar Scott y Stonebridge.
Mekâna koymayı dilediğim bir acil durum planı mevcut, tehdidi geçersiz kılmak için.
Hay un plan de contingencia que deseo llevar a cabo, para anular la amenaza.
Scott ve Stonebridge'i inkâr etmek için acil durum protokolünü başlattık.
Hemos iniciado el protocolo de emergencia para negar a Scott y Stonebridge.
- Acil durum protokolü- -
El protocolo de emergencia...
Beyler, acil durum protokolü.
Caballeros, protocolo de emergencia.
Bu sabah, Başkan'ın teşvikiyle Columbia Bölgesi'nde acil durum ilan ediyorum ve insanları işe geri döndürmek için
Así que esta mañana, a instancias del presidente, declaro el estado de emergencia en el Distrito de Columbia.
Çünkü biraz acil durum var da ve ayrıca biraz zamana bağlı.
Es una emergencia y además estoy apurada.
Acil durum ışıkları açıldı.
Luces de emergencia activadas.
Jeneratöre bir acil durum anahtarı ayarlaman gerek.
Vas a tener que fabricar un interruptor de urgencia para detener el generador.
Bu evin ipoteğini ödediğim sürece acil durum anahtarına sahip olma hakkım var.
Mientras yo estoy pagando la hipoteca de esta casa, Yo retener los derechos para tener una llave de emergencia.
- Alo! - Acil bir durum var dostum!
¡ Contesta amigo, contesta, contesta, contesta, contesta, contesta!
- Acil bir durum.
Es una emergencia.
Acil bir durum bu.
Es una emergencia médica.
O zaman bu nasıl acil bir durum oluyor?
¿ Entonces, cómo califica esto como una emergencia?
Bu acil bir durum değildi.
Esto no fue una emergencia.
Acil bir durum olduğunda çocukların için neye ihtiyacın olacağını asla bilemezsin.
Nunca sabes qué puedes necesitar para proteger a tus hijos en caso urgencia.
Acil bir durum.
Es una emergencia.
Acil bir durum bu.
Es una emergencia.
Acil bir durum varmış.
Ha habido una emergencia.
Bay Crawford, sizinle konuşmam gereken acil bir durum var...
Sr. Crawford hay algo urgente que necesito...
Dinleyin, durum acil!
¡ Por favor, escuche. Es una emergencia!
- Durum çok acil!
- ¡ Es una emergencia!
Çok önemli bir görüşmenin ortasındayım ve bu acil bir durum değil.
Estoy en medio de una entrevista muy importante, y esto no es una emergencia.
Dr. Thackery, dört no'lu odada acil bir durum var. Bayan Alford.
Dr. Thackery, hay una emergencia en la sala 4, la Sra. Alford.
Şöyle acil bir durum olmasını istemek çok mu ayıp?
Sabes, ¿ es mucho pedir una sola emergencia médica?
Acil bir durum var.
Tenemos un asunto urgente.
durum 69
durumu 30
durumlar nasıl 26
durum nedir 160
durumu ne 21
durumu iyi 83
durumu nasıl 335
durumu iyi mi 40
durum bu 36
durum şu 37
durumu 30
durumlar nasıl 26
durum nedir 160
durumu ne 21
durumu iyi 83
durumu nasıl 335
durumu iyi mi 40
durum bu 36
durum şu 37