Bilmelisin Çeviri İspanyolca
2,618 parallel translation
Seni önemsediğimi bilmelisin.
Tienes que saber que me importa.
Ama yanlış yönlendirildiğini bilmelisin.
Pero tienes que saber cuán equivocada estás.
Biyolojik babamı geri istemediğimi bilmelisin.
Y no quiero conocer a mi padre biológico.
Fakat bilmelisin ki öfke konusunda biraz daha dikkatli olmalısın..... çünkü kendini öfkenin kontrolüne bırakırsan,... bu seni kör eder, ve başına belalar açmaya başlar. Bunlar sürekli tekrar eder ve hissettiğin şey sonunda hissettiğin, bir şeyleri yendiğin hissidir.
Pero, sabes, tienes que tener un poco de cuidado porque si te dejas llevar por la rabia, te cegará, y te meterá en problemas una y otra vez sólo para que puedas sentir, sólo para que puedas...
Ayrıca şunu bilmelisin ki buradaki görüntü hiç fena değil.
Y para que conste, la vista aquí arriba, no es tan mala tampoco.
Hayır, sadece sabretmeyi bilmelisin.
No, solo necesitas aprender a pasar rápidamente por ello.
Üzgünüm, ama gerçeği bilmelisin.
Lo siento, pero creo que deberías saber la verdad.
Boğazını kesene kadar, nasıl ağladığını bilmelisin Ajan Morgan.
¿ Quiere saber, agente Morgan, a quién llamaba justo antes de que le obligara a cortarse su propia garganta?
Şimdi şunu bilmelisin ki bu işten uzak duracaksın.
Bueno, ahora que lo sabes, vas a mantenerte muy alejada de toda esta situación.
Bunun sana güç verdiğinin farkında olduğumu bilmelisin. Seni sen yapan şeyler, değerine değer katar.
cosas que te hacen ser quien eres que realmente te elevan y yo realmente aceptaria eso, y, um... suenas muy bien, chica.
Bence gerçekte kim olduğunu bilmelisin.
"Pensé que deberías saber quién eres realmente"
Virüsün yayılmasının engellendiğini bilmelisin.
Debes saber que la propagación del virus se ha detenido.
Eğer geçmişi arkanda bırakmak istiyorsan, En azından ne olduğunu bilmelisin.
Si quieres olvidar el pasado al menos debes saber lo que es.
Oh, ve erkek arkadaş olayı, bunu gerçekten bilmelisin- - bu karışık.
Y la situación con mi novio... deberías saber que... es complicada.
O zaman bilmelisin. Karım Marlee'yi Yeni Zelanda'ya götürüyor, herkes duydu mu?
Supongo que sabes que se está llevando a Marlee a Nueva Zelanda, ¿ todo mundo lo sabe?
O kadar zamandan sonra bir şeyin farkına varma ihtimalinin çok az olduğunu sen de bilmelisin.
Sabe que las posibilidades de encontrar a alguien después de tanto tiempo es remota.
İyi, dinle, bilmelisin ki biz- - iyiyiz.
Bueno, escucha, deberías saber que--que, um, estamos bien.
Sadece kullanmasını bilmelisin.
Solo necesitas saberlo.
Peki. Ama... Bilmelisin ki oldukça ilkel teknikler üzerinde çalışıyorum.
Bien, pero debes saber que estoy experimentando con algunos estilos muy primitivos.
Ama bilmelisin ki, bunlar burada.
Pero necesitas saberlo porque esto está aquí.
Herkesten daha iyi bilmelisin ki bu hikâyeler gazeteleri seramik kedi toplayan kadınlara sattırmak için icat edilirler.
Deberías saber mejor que nadie que esas historias se inventan para vender periódicos entre las mujeres que coleccionan gatos de cerámica.
Hislerin çirkin ya da karanlık da olsa onlara tek başına katlanmak zorunda olmadığını bilmelisin.
No importa lo sucios u oscuros que quizás sean tus sentimientos, no debería soportarlos tú solo.
Bunu yapmadan önce, bilmelisin ki o meclis üyesi kuzenin Trip Van Der Bilt.
Antes de que lo haga, debería saber que el congresista es tu primo Trip Van Der Bilt.
Onu zorla çıkartmadan önce, bilmelisin ki bayan çalışanlarımızdan biri, bir hemşire, ona gönderdiğin fotoğrafı inceledi
Antes de tener que echarlo forzadamente, deberías saber esto, una de nuestras empleadas, una enfermera, examinó la foto que le enviaste...
Bak, senin seviyende bir kadının Vince gibi birisi için peşin hüküm vermesini anlıyorum ama röportaj da yaptığına göre, öylece bir aktör olmadığını bilmelisin.
Mira, sé que una mujer de tu talla tenga una idea preconcebida sobre tipos como Vince pero deberías saber, especialmente luego de entrevistarlo que no es solo un actor.
Bilmelisin, senin ile... sorunların ile.
Ya sabes, con... con tus problemas.
Bilmelisin ki böyle insanları tanıyorum, doğru?
Sabes que conozco a ese tipo de personas, ¿ verdad?
Gerektiği kadarını bilmelisin Binbaşı.
Mira, es confidencial, Mayor.
Her zaman bir kaçış rotamın olduğunu bilmelisin.
Deberías saber que siempre tengo una ruta de escape.
Gurur duyman gerektiğini bilmelisin.
¿ Sabes? Deberías estar orgulloso.
Parti sahibi olarak o melezlerin iyi bir ilk izlenim yaratmadığını bilmelisin.
Como anfitrión, deberías saber que esos híbridos no dan la mejor impresión.
Ama bilmelisin ki..,... gerçekten seni evime götürmek isterim.
Solo para que lo sepas... de verdad quiero llevarte a casa.
Çünkü soyunu bilmelisin.
Porque necesitas saber de dónde vienes.
Çünkü eşinin gerçek olduğunu bilmelisin ve gözlerin seni yanıltacak.
Porque necesitas saber que tú esposa es real y tus ojos te engañan.
Anne, Bilmelisin ki yalnız yaşamak çok yorucu, dimi!
Es cierto que estoy equivocado. Pero ¿ por qué no simplemente me eches la culpa solo?
REBEL * = - Hepsinin senin yüzünden oldugunu bilmelisin! Hayatımın ne hale geldiğini biliyor musun?
Equipo de Diseño del Grupo 5, Kim Jun Su.
Şunu bilmelisin..
Solo quería que lo supieras.
# Sen daha iyi bilmelisin #
* Deberías saber mejor *
# Daha iyi bilmelisin #
* Deberías saber mejor. *
* Yoluma çıkma, bilmelisin benden elde edeceklerini *
* Retrocede * * Mereces saber qué vas a conseguir de mí *
* Bilmelisin benden elde edeceklerini *
* Mereces saber qué v as a conseguir de mí *
Herkesten önce sen bunun değerini bilmelisin.
Tú de todos deberías agradecer eso.
Bilmelisin ki kendimi öldürmeye çalışmıyordum.
Pero deberías saber que no intenté suicidarme.
Anne, şunu iyi bilmelisin. Bu dergi, dünyanın en yeni buluşlarını öğrenmenin en kısa ve düzgün yolu.
Madre, es la vidriera de las mejores invenciones del mundo.
Bu ilk resmi buluşmamız olduğu için çok mutluyum ama benim hakkımda bir şeyi bilmelisin sürprizler beni çok gerer. - Tamamdır.
Estoy tan feliz de que esta sea nuestra primera cita oficial, pero tienes que saber algo sobre mi... las sorpresas me ponen muy nerviosa.
Elimden gelen her şeyi yapacağım, Beth, söz veriyorum, ama şunu bilmelisin ki ben artık bir medyum değilim.
Haré todo lo que pueda para ayudar, Beth, se lo prometo, pero, tiene que saber que yo ya... ya no soy vidente.
Muhtemelen diğer herkesin D alacağını da bilmelisin.
Seguro que te gustaría que el resto aprobaran por los pelos.
Bilmelisin diye düşündüm.
Pensé que deberías saberlo.
43 yaşındasın, bilmelisin.
Tienes 43 años, deberías saberlo.
Ve sen de bilmelisin.
Y el tambien. Y tu deberías.
- Yaptığın şeyin riskli olduğunu bilmelisin. - Hiçbir şey yapmıyorum!
No estoy haciendo nada.
bilmelisin ki 23
bilmem 2708
bilmem ki 316
bilmek istiyorum 265
bilmez miyim 74
bilmem anlatabildim mi 75
bilmeni isterim ki 45
bilmem gerek 39
bilmeni istiyorum 26
bilmek ister misin 36
bilmem 2708
bilmem ki 316
bilmek istiyorum 265
bilmez miyim 74
bilmem anlatabildim mi 75
bilmeni isterim ki 45
bilmem gerek 39
bilmeni istiyorum 26
bilmek ister misin 36