English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ B ] / Bilmezsin

Bilmezsin Çeviri İspanyolca

1,059 parallel translation
Sen sadakat nedir bilmezsin.
No sabes lo que es la fidelidad
Spock'ın nasıl tehlikeli bir şey plânladığını bilmezsin.
No tiene ni idea de lo peligroso que es el plan de Spock.
Nasıl bilmezsin?
¿ Y eso?
Okuma bilmezsin.
Tú no sabes leer.
Akıllı birisindir, ama dünyanın nasıl olduğunu bilmezsin.
Eres sabia, pero no conoces el mundo.
Hadi, ama Jason, eğer şu Danby olayından dolayı bize kızgınsan, - bilmezsin ki, o olayda hep arkandaydık.
Si está molesto con nosotros por lo de los Danby tiene todo nuestro apoyo, comisario.
Ama sen sadakat nedir bilmezsin.
Pero tú no sabes de lealtad, ¿ verdad?
Hep ben ben, başka bir şey bilmezsin.
Serías capaz de reclamar todo, ¿ no?
- Bunu nasıl olur da bilmezsin?
¿ Como puede ser que aún lo veas?
- Sen marş motoru nedir bilmezsin.
Si ni siquiera sabes lo que es el encendido.
Sen Borodino Muharebesi ile bir kaplanın götü arasındaki farkı bile bilmezsin.
¡ Tú no sabes ni qué es la batalla de Borodino!
Eğer bir gün eski alayıma dönebilirsem... Sen Kara Kuvvetleri'nin nasıl olduğunu bilmezsin.
Y si esto llega a mi antiguo regimiento... no conoces a mi regimiento.
O kelimenin anlamını bilmezsin. Ama yakında öğreneceksin.
no sabe lo que significan esas palabras, pero lo va a descubrir.
Nasıl olduğunu bilmezsin.
Sí, están mis hijos aquí, no sabes lo que es eso.
Jean'ı bilmezsin.
Tú no conoces a Jean.
Sen aşk nedir bilmezsin bile.
No tienes la menor idea de lo que es el amor.
Sen, onu bilmezsin, bayan.
Usted no lo conoce, señora.
Ben sadece güvenlik nedeniyle söylüyorum. Sen bilmezsin.
Dije que hay que tener precaución, hablé sobre la casualidad.
Söylese de kim olduğunu bilmezsin.
Su nombre no te diría nada.
Melezsen nelere katlanman gerektiğini bilmezsin sen.
Sobre todo cuando estás con alguien de color.
Belki sen bilmezsin ;
Tal vez no deberías saberlo ;
Neyi neden yaptığını bilmezsin.
Jamás sabes lo que haces ni por qué lo haces.
Sen bilmezsin. Daha çok gençsin.
Eres muy joven para entenderlo.
Evlat, bu hikayenin ne ifade ettiğini bilmezsin sen.
No sabe lo que significa todo esto.
Nasıl bilmezsin? Sorumlu olarak seni bıraktım!
- ¡ Estabas al cargo!
Bir kelimeyi kırk kez tekrarlarsan artık ne anlama geldiğini bilmezsin.
Repitiendo mucho una palabra, uno no sabe ya qué significa.
Sen topu nasıl kullanacağını bilmezsin ki!
¡ Tienes la ametralladora pero no sabes cómo funciona!
Bunu nasıl bilmezsin?
¿ Cómo puedes no saber eso?
Ne üçkağıtçıdır bilmezsin.
Usted no sabe sus trucos.
- Sen bilmezsin. Ben bakayım.
- No sabes cómo hacerlo.
Kötülüğü bilmezsin.
Tienes razón.
Bilmezsin, Pennsylvania da epey meşhurdum.
No sabes que yo era un tipo exitoso en Pensilvania.
Burada nasıl yaşarız bilmezsin.
No entiendes como vivimos aquí.
Hayır, bilmezsin.
No, no lo sabe.
- Nasıl bilmezsin?
- ¿ Como que no sabes?
- Sormadan bilmezsin ki.
- Si no preguntas, nunca sabrás.
- Sen Amerikansın, bilmezsin.
- Tú eres americano, tú no sabes.
Hangi balığı aldığını nasıl bilmezsin?
¿ Cómo no especificaste qué tipo de pescado había que comprar?
Bilmezsin! Çünkü o zamanlar sen hala altına sıçıp zeytin diye koyun boku yiyordun!
¡ No, no lo sabes, porque en ese tiempo todavía te cagabas en los pantalones... y comías mierda de pato en lugar de frambuesas!
Hiçbir şeyi bilmezsin zaten.
Nunca sabes nada.
Ölümün ne olduğunu sen bilmezsin. Sihirbazlık yap ya da şeker ikram et.
No sabe qué es morir. ¡ Caramelos o una broma!
Başka bir deyişle, bir ilişki kurarsın ve ertesi sabahın sana ne getireceğini bilmezsin.
Como al que le asusta irse a dormir. Te relacionas con alguien y no sabes qué pasará después.
Bilmezsin?
¿ No lo sabes?
- Nasıl bir duygudur, bilmezsin.
- No sabes cómo es aquí. - ¿ A dónde vamos?
- Biliyor musun, değer bilmezsin.
Eres tan desagradecido.
- Sen bilmezsin diye düşündüm.
- No creo que sepas qué es.
Hayır, bilmezsin.
No, no tienes ni idea.
Bunu ya bilirsin ya da bilmezsin.
O te Io sabes o no te Io sabes.
Nerede olduğunu nasıl bilmezsin? O orospu çocuğu bir yıldız.
¿ Cómo que no sabes dónde está?
Nasıl olur da ne zaman gideceğini bilmezsin?
Así que desaparece.
Nasıl bilmezsin?
Pero es cierto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]