English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ B ] / Bir bak

Bir bak Çeviri İspanyolca

69,616 parallel translation
Ya da her gün kullandıkları tuvaletlerin duvarlarına bir bakın.
O miren los muros de los baños que usan a diario.
Bir bakıma tüm ödevlerimizi ölüler veriyor.
En un sentido, todas las tareas nos fueron dadas por muertos.
Evet, sadece antropolojik bir bakış açısıyla.
Desde un punto de vista antropológico.
Çok hissiz bir bakış açısı.
Bueno, demasiado racional.
Bence tekrar bir bak Gavin.
Tal vez podrías mirar de nuevo, Gavin.
- Bence tekrar bir bak Gavin.
Tal vez debas ver de nuevo, Gavin.
İsterseniz etrafa bir bakın ama silahlarınızı hazır tutun.
Echen un vistazo si quieren, pero mantengan las armas arriba.
Bir laf eder ya da tek bir bakış atarsan seni hemen burada öldürürüm.
Si dices una palabra o una mirada, te mataré justo aquí y ahora.
Çok asil bir bakış açısı.
Esa es una perspectiva muy noble.
"Mermiyi durdursun diye bir bakıcı tutamamış mı?"
¿ No podía hacer que la niñera detuviera la bala? "
Hepsi bir bakış açısı meselesi.
Como ves, todo tiene que ver con la perspectiva.
Ancak unutma, hepsi de bir bakış açısı meselesi.
Pero recuerda, todo tiene que ver con la perspectiva.
Bebeğim, kendine bir bak.
Cariño, mírate.
Devam edin, bir bakın.
Adelante, echa un vistazo.
Masaya bir bakın. Tekrar birlikteyiz.
Miradnos, juntos de nuevo.
Sen sıranı savdın! 50 sikik yıl oldu yahu! Nerede olduğumuza bir bak!
Tienes que mirar 50 años atrás y ver dónde estamos ahora.
Bir bak. Hepimiz burada ne olduğunu çözmeye çalışıyoruz.
Todos tratamos de imaginar qué ha pasado.
Şuna bir bak.
Mira esto.
Janine Lindemulder hâlâ bir çaresine bakıyor.
JANINE LINDEMULDER, todavía está calculando todo.
Bak, kendine göre bir süreçten geçtiğini anlıyorum ama senin için endişeleniyorum.
Mira, yo entiendo que tengas que procesar esto a tu manera o algo así, pero estoy preocupado por ti, hermano.
Bak geçmişte yaşananlar bir yana, dikkatli ol, tamam mı?
Mira, dejando la historia antigua aparte, ten cuidado, ¿ de acuerdo?
Bak, pek önemli olmayabilir ama geçen yılın sonunda bana ve bütün sınıfa isimsiz bir not bırakılmıştı.
Mira, quizás no sea nada pero el año pasado, a finales del año, recibimos una nota anónima para mí, para la clase.
Ve geriye bakıp da her şeyin nasıl olduğunu nihayet anladığımda bir daha kimsenin beni incitemeyeceğine karar verdim.
Y una vez que miré hacia atrás y finalmente entendí cómo sucedió todo decidí que nadie volvería a lastimarme.
Bak, bir şey yaşanmış Hannah.
Mira, algo pasó, Hannah.
Bak bu bir başlangıç olabilir.
Mira, esto... Bueno, esto podría ser el comienzo.
- Sana rahat edeceğin bir şeyler getirteyim. Sunabileceğimiz şeylerin bir tadına bak.
Oye, voy a traerte algunas cosas para que estés más cómoda, para que pruebes lo que tenemos que ofrecerte.
Kalan tek gözünle şuradaki sokağa bak da güzelce bir seyret.
¿ Por qué no diriges tu único ojo a la calle y lo ves todo?
Bak çok çalışmadan ikinizin de mükemmel bir kopyasının yapmanın bir yolu yok ve bu da amaçtan tamamiyle sapmak demek.
Mira, no puedo reemplazarlos a ninguno de los dos sin una cantida de trabajo que acabaría derrotando el proposito.
Siz eğlenmenize bakın. Morty'yle bir saate Leydi Kuyrukluyıldız, Tek Ray Adam İki Göt Deliği ve Tam Timsah'la buluşmamız gerek.
Bien, diviértete con eso, pero Morty y yo tenemos que encontrarnos con Lady Cometa, un Hombre Monorriel,
Bak şu işe, oldukça yaygın bir isim.
Figúrese, es un apellido bastante común.
Etrafına bak bir.
Mire alrededor.
Kendine bak, bir de bana bak. Kimin daha zengin olduğunu söyle.
Así que mírate a ti, mírame a mí, y dime quién es el más rico.
Bir bakıma.
En cierto sentido.
Bana bak, içerde iyilik var, iyi bir insan.
Mírame, hay bondad en mi interior, soy una buena persona.
Bakın, bir aile meselesi olması benim felsefem.
Miren, mi filosofía es que es un asunto familiar.
Bak, ukalalık yapacaksan bir güzel kestirmeye gideceğim.
Mira, si te vas a hacer la lista, yo me voy a echar una buena siesta.
Bir stratejistin bakış açısından sence bu nasıl bitecek?
¿ cómo crees que va a salir eso, desde el punto de vista de una estratega?
Yüzüne bakıp sevdiğin bir şeyi senden koparmak istiyorum.
Quiero mirarte a los ojos y arrancarte algo que amas.
Emmit Stussy ya da Stussy Lots Ltd. ile ilgili bir davaya bakıyor musunuz?
¿ Trabaja en un caso relacionado con Emmit Stussy o Aparcamientos Stussy S.L.?
Bak Gunny, ani bir haberle Hale'in bizden 10 kat fazla mürettebatı olduğunu öğrendik.
Mira, Gunny... Tenemos información reciente de que la Hale transportaba diez veces más tripulación que nosotros.
HAYIRlısı olsun... İlk devrim,... bir şeylere bakış açınızı değiştirmek ve size gösterilmemiş bir şekilde bakılabileceğini görmektir.
La primera revolución es cuando cambias de idea sobre cómo ves las cosas y te percatas de que puede haber otra forma de verlas que no te han enseñado.
Bak, bunu düzeltmenin bir yolunu bulabilirim.
Mira, encontraré una forma de arreglar esto.
Bak, eğer çocuğun bir melek olduğuna inanmak istiyorsan keyfin bilir.
Mira, si quieres creer que el chico es un santo, adelante.
Bak, bir yıldır Sekou Bah'ın peşindesin.
Mira, has estado con Sekou Bah casi un año.
Bakın, ne olduğunu veya neden olduğunu bilmiyorum ama... Bir şeyi anlamanız gerek :
Mire, no sé qué cree que pasa o por qué, pero ha de entender algo.
İlk devrim, olaylara bakış açınızı değiştirip size gösterilmemiş başka bir yol daha olabileceğini anladığınız an gerçekleşir.
La primera revolución es cuando cambias de idea sobre cómo ves las cosas y te percatas de que puede haber otra forma de verlas que no te han enseñado.
Bunun sonucunda Bay Quinn'in Franny ve bakıcısını bir kaç saat boyunca esir aldığı bir olay yaşanmış.
Esto provocó un incidente en el que el señor Quinn retuvo a Franny y a su niñera como rehenes por varias horas.
İlk devrim, olaylara bakış açınızı değiştirip size gösterilmemiş başka bir yol daha olabileceğini anladığınız an gerçekleşir.
La primera revolución es cuando cambias de idea sobre cómo ves las cosas y percatas de que hay otra manera de verlas que no te han enseñado.
İlk devrim bir şeylere bakış şeklinizi değiştirmek ve size gösterilmemiş bir şekilde bakılabileceğini görmektir.
La primera revolución es cuando cambias de idea sobre cómo ves las cosas y te percatas de que hay otra manera de verlas que no te han enseñado.
İlk devrim, olaylara bakış açınızı değiştirip size gösterilmemiş başka bir yol daha olabileceğini anladığınız an gerçekleşir.
La primera revolución es cuando cambias de idea sobre cómo ves las cosas y te percatas de que hay otra manera de verlas que no te han enseñado.
Bir Yanmedjaran'a bakıyorsun.
Tiene frente a usted a un Yanmedjaran principiante.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]