Bir bakarım Çeviri İspanyolca
2,072 parallel translation
İsterseniz bir bakarım.
Puedo echar un vistazo.
Oraya gideriz, ben aşağı iner ne olup olmadığına bir bakarım.
Iremos allí, bajaré y veré qué es.
Gidip bir bakarım, hazır burada.
Yo podría ir a verlo. Él está aquí.
- Pekâlâ, neler yapabilirim bir bakarım.
Ya veré qué hago.
Ondan sonra ne yapabilirim bir bakarım.
Después de eso veré que puedo hacer.
Programıma bir bakarım.
Revisaré el horario.
Ama eğer belgelerinizi bana yollarsanız ne yapabileceğime bir bakarım.
Pero si usted quiere enviarme sus documentos, entonces veré qué puedo hacer.
Bir bakarım.
Echaré un vistazo, ¿ sí?
- Bir bakarım. - Ben bakarım.
Supongo que podria preguntar
- Neler yapabilirim bir bakarım.
- Veré qué averiguo.
- Ne yapabileceğime bir bakarım. - Öyle mi?
- Vere lo que puedo hacer.
Bir sosyal güvenlik numarası versem, benim için bakar mısın?
Investiga un número de Seguro Social.
# Bir bakar anlarım ruhunu #
Ahondaré en su alma y corazón
Şu iki zıpzıpa bir bakar mısın?
Mira a esas saltarinas.
Tamam... Tamam, icabına bakarım bir ara.
M-me ocupare de ello.
Biliyorsunuz o böyle bir pislik ama icabına bakmak için bana ihtiyacınız olursa, icabına bakarım.
Es un idiota pero si necesitas que me ocupe de él, lo haré.
Tanrım, şu çöplüğe bir bakar mısın?
Cielos, mira lo que es este basurero.
Arabalı ve silahlı adamlar. Bir bakar mısınız?
¿ Por qué no mira?
Ben icabına Bakarım Benim bir planım var!
Yo tengo el avión.
Başımın çaresine bakarım, bir şey olmaz.
Estaré bien. Está bien.
Bir dakikalığına bakar mısınız lütfen!
Les ruego un minuto de su atención.
Bir deney protokolü hazırlayabilirim. Sonra da uygulayacak bir hastane bakarım.
Yo podría elaborar un protocolo y ver si puedo encontrar un hospital que esté dispuesto a administrarlo.
"Beni, tabuta koymadan dua etmeden... "... ve çıplak bir şekilde... "... dünyaya sırtımı çevirmiş, yüzüm toprağa bakar vaziyette defnedin. "
Entiérrenme sin ataúd, desnuda y sin oraciones el rostro vuelto hacia el suelo, de espaldas al mundo.
Kulaklarını halledebilirsin, bir ameliyata bakar canım.
- Por qué no te has operado aún esas orejas?
O zaman ben de buraya döner, kendime bir iş bakarım.
Entonces tendré que regresar aquí y encontrar un trabajo.
Söz veriyorum, bir iş bulup sana bakarım.
Lo prometo. Puedo encontrar un trabajo, puedo cuidar de nosotras.
Çayımızı içtikten sonra gidip bir bakarız o zaman, olmaz mı?
Habrá que ir a verla después de la comida.
Şuna bir bakar mısın?
¿ Quieres darle un vistazo?
Şunlara bir bakar mısın? Saklamak istediğin bir şey var mı?
¿ Revisarás esto y dirás con qué quieres quedarte?
Bakar mısın tatlım, bir tane daha alabilir miyim?
Perdón, cariño. ¿ Me traes otro?
Bir ajandama bakarım.
Revisaré mi agenda.
Ne yapabilceğine bir bakarım.
Veremos qué puede hacer.
Ben bir çaresine bakarım, Walter.
Yo me encargaré de estas Walter. ve a casa.
Giada, şuna bir bakar mısın?
Mira ni tantito.
Bir bakar mısınız, Sahip?
Un momento, Dominus.
Olaya bakar mısın? Elimizde dün gece babasından biraz para isteyen bir kıza ait ama ölü bir adamın cebinde bulduğumuz bir telefon var.
Nos conecta a la escena del crimen pertenece a una chica que ayer le pedía ayuda a su papá y que fue encontrado hoy en un chico con el rostro despedazado.
En azından derin arşivlerde bir şey var mı diye bakar mısın?
¿ Al menos puedes revisar si hay algo en los archivos congelados?
Gidip Wilson'la başka bir konuda konuşup ne olacağına bakarım.
Ve a hablar con Wilson acerca de algo completamente no relacionado Y veremos que pasa
Bazen başka insanların hayatlarına baktığımda, onların başarıp benim başaramadığım şeyleri gördüğüm zaman, çocuklarımdan birine bakarım, ve görürüm ki bir gününü bile boşa harcamamışım...
A veces cuando miro a otra gente y a sus vidas y todo lo que han conseguido y... yo no, y luego yo... miro a uno de mis hijos y sé que no he estado perdiendo el tiempo.
Edgar, şuna bir bakar mısın?
Edgar, echa un vistazo a esto.
Bir çaresine bakarız, tamam mı?
Vamos a averiguarlo, ¿ Si?
Bize bir bakar mısın?
Pues, míranos.
Bir bakar mısınız lütfen?
Un momento, por favor.
Ben dikkatli bir şekilde dergilere ve araba bayilerine bakarım.
y concesionarios de automóviles.
Bir dakika bakar mısın. Tabii.
Sí, ¿ que pasó?
Şuna bir bakar mısın?
¿ Puedes verla?
Şunlara bir bakar mısın?
Mira lo que es todo esto.
Şuradaki sargılı adama bir bakar mısın?
Que hay del hombre de la venda, aquí?
Bir bakar mısın Roger?
Perdona, Roger.
Bu bir telefon kulübesi. Bakar mısın?
Bueno, es una cabina de teléfono.
Sizinle konuşmayı gerçekten çok istiyorum, Bayan Patterson beraber bir çıkar yolu bulup bulamayacağımıza bakarız.
Me gustaría mucho hablar con Ud., Sra. Patterson. A ver si podemos llevar esto a buen fin.
bakarım 81
bir bira 56
bir bak 140
bir bardak su 34
bir bilsen 22
bir bardak su alabilir miyim 42
bir bakıma 183
bir bebek 44
bir bardak 18
bir bakar mısın 19
bir bira 56
bir bak 140
bir bardak su 34
bir bilsen 22
bir bardak su alabilir miyim 42
bir bakıma 183
bir bebek 44
bir bardak 18
bir bakar mısın 19
bir baksana 40
bir bakabilir miyim 22
bir bu eksikti 116
bir beyefendi 18
bir baba 17
bir bakalım 968
bir bayan 21
bir bakacağım 28
bir bak bakalım 22
bir bakıma evet 17
bir bakabilir miyim 22
bir bu eksikti 116
bir beyefendi 18
bir baba 17
bir bakalım 968
bir bayan 21
bir bakacağım 28
bir bak bakalım 22
bir bakıma evet 17
bir bira ister misin 16
bir bakıma öyle 27
bir bakayım 536
bir bakın 70
bir b 23
bir bira daha 17
bir balık 18
bir bomba 28
bir bana 21
bir biraya ne dersin 20
bir bakıma öyle 27
bir bakayım 536
bir bakın 70
bir b 23
bir bira daha 17
bir balık 18
bir bomba 28
bir bana 21
bir biraya ne dersin 20