Daha mı kötü Çeviri İspanyolca
1,889 parallel translation
Çifte Krusty Burger'dan daha mı kötü?
- ¿ Peor que la hamburguesa doble Krusty?
Daha mı kötü olacak?
¿ Será peor?
Benden daha mı kötü?
¿ Peor que yo?
Daha mı güzel? Daha mı kötü?
¿ Más o menos?
- Summers'tan daha mı kötü?
- Bueno, usted es el violento.
Onunla daha kötü bir halde tanışamazdım.
No tanto como quiero conocerlo yo.
Sırf o savaşı kazandınız diye, bitiş çizgisine ulaştınız ve bir daha asla, kötü bir şey yaşamayacaksınız mı sanıyorsun? - Şey, hayır ama..
Entonces como tú sobreviviste a eso ¿ piensas que ya has cruzado ya una línea final y que nada malo puede pasarte de nuevo?
Daha hızlı hareket etseydim onları tomografiye daha çabuk gönderseydim durumlarının ne kadar kötü olduğunu daha çabuk anlayabilseydim ama hiçbirini yapmadım.
Sabes, si hubiera actuado más rápido, si les hubiera hecho enseguida una T.C., si hubiera sabido lo mal que estaban antes... Pero no lo hice.
En kötü ihtimalle ben burada biraz daha kalırım.
Miren, si malo pasa a pésimo, solo estaré un rato más. Pero ¿ no le molestará a tu familia?
- Ve daha kötü yapmak için oradaydım. - Kes, olur mu?
- Y ahí estaba yo, por lo que es peor.-Stop, ¿ de acuerdo?
Hangisi daha kötü : Jimmy ile Jonny mi, yoksa Lars Norén piyesinde altı saat mi? İşe bir elektrikli testere almakla başlayacağım.
¿ Qué es peor, Jimmy y Johnny o 6 horas con Lars Norén?
Daha kötü durumlarda kalmıştım.
He estado en peores situaciones.
Pekâlâ, bu acıtacak. Kıpırdarsan daha kötü olur tamam mı?
Será mucho peor si te mueves, ¿ de acuerdo?
Daha kötü durumlarda kalmıştım.
Me he quedado en peores.
Kimin daha büyük kötü olduğunu bilmediğimi biliyorsun beyaz pudra mı yoksa beyaz adam mı?
No sé quién es más malvado. El polvo blanco o el hombre blanco.
Bu topraktan ve ağaçlardan muazzam bir karbon, Sibirya'daki dounk vaziyette bulunan kara parçasından metan salınımına yol açacaktır... ve bu da atmopsfere etkide bulunan daha fazla sera gazı oluşumuna sebep olacaktır, ki bu da bizi en kötü senaryoya doğru ilerletir : 6 derecelik bir ısı yükselmesiyle... beraber dünya üzerindeki hayatın büyük bir kısmı bir anda silinip gidecektir.
grandes cantidades de carbono se crearian, arboles y tierras, metano saldria de la superficie de siberia y sera ese exceso de gases del efecto invernadero que saldra a la atmosfera, los que nos llevaran a un peor escenario de 6 o mas grados
bir keresinde, daha önce gördüğüm en kötü kar fırtımasının tam ortasındaydım.
Ahí estaba, en medio de la peor tormenta de nieve que jamás había visto.
Sanırım hangisinin daha kötü olduğunu biliyorum.
Creo que sé cuál de nosotros es peor.
- Daha kötü aslında ama hayatımızın tehlikede olduğunu düşünürsek, şikayet etmeyeceğim.
En realidad, peor. Pero considerando que estamos corriendo por nuestras vidas no voy a quejarme.
Yaptığım en kötü şeydi. Ailemden ziyade bunlara daha çok zaman harcadım.
Pasaba mas tiempo en los casinos que con mi famlia
Merak ediyorum acaba hangisi daha kötü onun gerçek kimliğini bildiğine inanmak mı yoksa haklı olduğunu öğrenemeden ölmek mi?
Me pregunto qué es peor ¿ que creas conocer su verdadera identidad ó que puedas morir antes de saber si estás en lo correcto?
İki haftalığına gidiyor olman daha da kötü. Benim, en azından bana eşlik edebilecek üstsüz Nathan'larım var.
Por lo menos tendré a estos Nathan sin camisa para hacerme compañía.
Kâtil olmak mı yoksa... aşık olmak mı daha kötü?
¿ Es peor matar... O hacer el amor?
Olayın daha da kötü tarafı, yanında barbekü yapan adam... sanırım kuzu çevirme yapıyormuş.
Y para empeorar las cosas, el tipo del asado está haciendo cordero.
Daha kötü zamanlarım olmuştu.
He estado peor.
Gösteriyle ilgili kötü bir rüya daha mı gördün?
Tuviste otra pesadilla sobre la obra?
Bunlardan hangisinin göğüs estetiğinin daha kötü olduğuna karar vermemize yardım et.
Ayúdanos a decidir cuál de estas dos dementes hambrientas de atención tiene el implante de senos más aterrador.
Yaptığın yemeklerden daha mı kötü olacak sanki?
¿ - es peor que aquellos quilos que has hecho?
Hay allah sanırım daha da kötü oldu.
Creo que lo empeoré.
Bu küçük mucizeyi daha önce okula başlamadan önce bilmeyişim çok kötü. Artık çıkarılması gerekiyor, Ben onu çıkarması için Herb'e gitmek üzereydim ama bir sebeple önce buraya uğradım.
Lastima que no sabia de esta pequeña maravilla Estaba justo de camino a sacarmelo pero por alguna razon me detuve aqui priemero.
Şekerden uzak dur genç bayan. Ve bir daha bu kötü matkaba gerek kalmayacak tamam mı?
Tú aléjate de esos dulces, jovencita, y nunca tendrás que volver a ver un taladro tan desagradable, ¿ vale?
Justin, durum bu kadarda kötü değil tamam mı? Olduğundan daha abartılı hale getirme.
* * 3x23 Pongamos fin a todo esto * * Sincro :
Vampirler ile, Aman Tanrım, düşündüğümüzden daha da kötü.
Lo de los Vampiros, Dios mío, es mucho peor de lo que pensamos.
Kötü bir örnek oldu. Şef olmadan önce de daha yakışıklıydım.
De hecho, ese no es un buen ejemplo porque era verdad antes de que fuera jefe.
Bu daha kötü olmaz mıydı?
¿ No sería peor?
Olabilir. Daha kötü şeylerle de suçlandığım olmuştu.
Me han acusado de cosas peores.
Kimin daha kötü bir hafta geçirdiğine bakalım.
Hacemos una encuesta sobre quien ha tenido la peor semana.
"Ben daha iyi bir insan olacağım" hevesine kapılma alışkanlığın var ve sonunda hep vazgeçiyor ve kendini kötü hissediyorsun.
y luego te sientes con culpa. No siempre renuncio.
Ağzıma daha kötü şeyler de almıştım.
Tuve peores cosas en mi boca.
Tabii şimdi burada durup sana bakınca, onun için ölümden daha kötü bir şey olduğunu düşünmeye başladım.
Y ahora parado aquí mirándote creo que para él hay algo peor que la muerte.
Nedeni hangisi olursa olsun onu taburcu etmelisin çünkü ondan daha kötü yaraları olan hastalarımız var.
De cualquier modo, necesitas darlo de alta porque, tenemos muchos otros pacientes con heridas más graves.
Buraya geliş sebebim, kötü değil iyi haber vermekti. Ve eğer işler umduğum gibi giderse Yale'e gidebileceksin. Ve bir sürü güzel şey daha gelecek başımıza.
No vine aquí para darles malas noticias sino buenas y si las cosas funcionan como espero irás a Yale y sucederán muchas otras cosas buenas para esta familia.
Hadi, adamım, sen daha kötü durumlara düşmüşsündür.
Vamos amigo, has estado en peores situaciones.
Sanırım Kathryn denen kadın onu daha da kötü yaptı.
pienso que kathryn actualmente le hizo lo peor.
Evet, o zaman dur tahmin edeyim gün geçtikçe daha mı kötü oluyor? Tamam.
Bien, un poco.
Bastırdığımda mı bıraktığımda mı daha kötü ağrıyor?
¿ Duele más cuando hago presión o cuando dejo de hacerlo?
Sanırım onu daha da kötü hâle getiriyorum. Gerçekten öyle.
Creo que la pongo peor.
Daha kötü tanımlandığım da olmuştu, sanırım.
Bueno, creo que he sido definidido peor antes.
- Daha kötü olabilirdi sanırım.
Podría ser peor, supongo.
Sanırım daha kötü teklifler aldığım da oldu.
Bien, supongo que tuve peores propuestas. ?
Dallas'da neredeyse tecavüze uğrayacaktım ama bu, o olaydan çok daha kötü.
Casi fui violada en Dallas, pero esto es mucho peor.
daha mı iyi 42
daha mı 21
kötü 450
kötü çocuk 26
kötüsün 16
kötüyüm 22
kötülük 29
kötü adam 34
kötü bir şey mi oldu 23
kötü hissediyorum 25
daha mı 21
kötü 450
kötü çocuk 26
kötüsün 16
kötüyüm 22
kötülük 29
kötü adam 34
kötü bir şey mi oldu 23
kötü hissediyorum 25
kötü bir şey mi 21
kötü haberlerim var 53
kötü haber 90
kötü şans 106
kötü bir gün geçirdim 16
kötü olmuş 26
kötü bir rüya gördüm 21
kötü günde 30
kötü bir niyetim yoktu 24
kötü bir şey 23
kötü haberlerim var 53
kötü haber 90
kötü şans 106
kötü bir gün geçirdim 16
kötü olmuş 26
kötü bir rüya gördüm 21
kötü günde 30
kötü bir niyetim yoktu 24
kötü bir şey 23
kötü mü 170
kötü köpek 56
kötü görünüyorsun 48
kötü değil 112
kötü görünüyor 44
kötü oldu 20
kötüydü 25
kötü kokuyor 23
kötü zamanlama 21
kötü adamlar 18
kötü köpek 56
kötü görünüyorsun 48
kötü değil 112
kötü görünüyor 44
kötü oldu 20
kötüydü 25
kötü kokuyor 23
kötü zamanlama 21
kötü adamlar 18