English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ K ] / Kötü haber

Kötü haber Çeviri İspanyolca

4,317 parallel translation
Kötü haber şu :
Aquí van las malas noticias :
Kötü haber mi?
¿ Son malas noticias?
Kötü haber ise yanlış ikizi getirmişsiniz.
La mala noticia es... es que han traído al gemelo equivocado.
Kötü haber, Fusco yalan söylemiş.
La mala es que Fusco mintió.
Kötü haber ise National Metro News'de gazeteci olması.
La mala noticia es que trabaja para National Metro News.
Kötü haber. İhtiyatlarınızı etkileyebilecek bir şeyler ortaya çıktı.
Surgió algo que podría afectar sus deliberaciones.
Kötü haber şu. El yazması Londra'daki Ulusal Askerî Müzesi'nde kirada.
el manuscrito está en préstamo al Museo Nacional del Ejército en Londres.
Bu arada doktorum bir ay boyunca kötü haber duymamam gerektiğini söyledi.
Y debería decirte que mi médico dice que no puedo escuchar malas noticias hasta dentro de un mes.
Kötü haber verme makinesi gibiyim.
Oh, Dios, es como si fuera una máquina de dar malas noticias.
Eğer kadına kötü haber verecek olursam bana bebeklerle ateş edecek.
Si le doy malas noticias, va a empezar literalmente a disparar bebés por todas partes.
Bilmem, sanırım kötü haber vermede iyiyim.
No lo sé. Creo que se me da bien dar malas noticias.
Onlar bugün teslim ediliyoruz. kötü haber geliyor bir fırtına var, nedir
Ellos estan trabajando con entrega,.La mala noticia es que viene una tormenta.
Kötü haber.
Es muy mala.
Ve efendim, bir... kötü haber var, efendim.
Y señor, hay una mala noticia.
Her neyse, kötü haber şu ki, bay Varney.
Es increíble, Sr. Varney.
Çok kötü haber şu ki, hamileyim. "
"Y la noticia mala, mala, es que estoy embarazada."
Yine mi kötü haber?
No más malas noticias.
Bir iyi haberim var bir de kötü haber.
Tengo una buena noticia y una mala noticia.
Kötü haber ise bütün arkadaşlarıma veda ediyorum.
¿ La mala noticia? Me despido de mis amigos.
Kötü haber ise, engellemek için hiç bir şey yapamıyoruz.
La mala noticia es que no sabemos cómo contenerlo.
Bu kötü haber.
Esta es una mala noticia.
Kötü haber :
Malas noticias :
Kötü haber, onlar galerinin üstünü almışlar.
La mala noticia es que tienen seguridad.
Tükeniyorum... Kötü haber korkusuyla Chaz'i aradım. Gözyaşlarına boğuldu.
Me estoy desvaneciendo... tengo las manos hinchadas y no puedo escribir.
Kötü haber olduğunu biliyorum ama kontrol altına alınabilir.
Oye, son malas noticias, sí, pero es manejable.
Kötü haber.
Malas noticias.
Dağ havası kelime dağarcığına kötü gelmiş sanırım.
Creo que el aire de la montaña debe haber limitado tu vocabulario.
Efendim, bu haber yapılır ve alışveriş merkezine ilk girenler Xbox alırsa bu durum bizim için kötü bir izlenim yaratır.
Señor, si esto llegara a los telediarios, y si los primeros en entrar en ese centro comercial solo compraran la Xbox, eso sería malo para nuestra imagen.
O zaman Booth, çello kızın babasının çocuğuna tokat atıp merdivenden yuvarlanmasından daha kötü şeyler yapabileceğini mi düşünüyor?
Vale, ¿ entonces Booth piensa que el padre de la chica del violonchelo puede haber hecho algo peor que darle una bofetada a su hija y que se cayese por las escaleras?
En kötü ihtimalle, masada kalabilirdi.
Él podría haber muerto si algo hubiese salido mal.
Bu çok kötü bir haber, şüphesiz.
Tristes noticias, sin duda.
Haber başlıkları çok kötü.
Los nuevos artículos son malos.
Cidden çok kötü bir haber.
Es muy mala noticia.
Daha kötü olabilirdi.
Podría haber sido mucho peor.
Galiba kötü bir haber.
¿ De quién?
Olacak en kötü şey bu değil.
Eso no es lo peor que podría haber sucedido.
Evet. Daha kötü ne olabilirdi :
Sí, y en qué podría haber sido peor :
Kötü bir hafta sonu geçirmiş olmalısın.
Debe haber sido un tremendo fin de semana.
Kimse kötü bir haber yoksa konuşmamız lazım demez.
Nadie dice : "Tenemos que hablar", a menos que sea realmente una mala noticia, ¿ no?
Sana kötü davranmamalıydım.
No debería haber sido tan malo contigo.
Papazlıkta harika bir hocam vardı, bana iyi ve kötü günlerimiz olacağını ve çoğu zaman ikisini birbirinden ayıramayacağımızı söylemişti.
Tuve un excelente maestro al principio de mi ministerio... que me dijo que iba a haber días buenos y días malos... y que sería difícil distinguirlos en el momento.
- Kötü haber ne?
¿ Cuál es la mala?
Durum bu kadar kötü olabilirdi.
Así de mal podía haber estado.
Bizim açımızdan hasar çok daha kötü olabilirdi.
Desde nuestra perspectiva, el daño pudo haber sido mucho peor.
Burada çalışmalarda kötü niyetli bir varlık olabileceğinden korkuyorum.
Tengo miedo de que pudiera haber una entidad maligna influyendo aqui.
d Şimdi, bir zaman vardı d d Sen beni sevdiğini ne zaman d yüzden d Ben yanlış olabilirdi d d şimdi bilmeniz gereken d d görmek, ben kötü, kötü, kötü, kötü adam oldum d d ve ben derin yaşıyorum d
♪ Ahora, hubo un tiempo ♪ ♪ cuando me amabas tan ♪ ♪ Yo podría haber sido mal ♪
- Şaka mı bu? Baba, kötü bir haber olacak ama ben bir yetişkinim.
Papá, odio tener que decírtelo, pero soy adulta.
Patron, haber yapmak için kötü bir köpek bulup getirmemizi istemiş.
El jefe dice que traigamos cualquier perro deprimido. Quiere presentarlo como noticia de última hora.
- Bundan daha kötü ne olabilir?
¿ Qué es peor que haber desarrollado el jodido SIDA?
İyi haber, dirseğin çıkmamış. Ama başında kötü bir şişlik var.
Buenas noticias para ti, no tienes el codo dislocado, pero tienes un golpe muy feo en la cabeza.
Yani diyorum ki başına kötü bir şey gelmiş olabilir.
Solo digo que es algo posible que le puede haber ocurrido.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]