English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ K ] / Kötü olmuş

Kötü olmuş Çeviri İspanyolca

1,284 parallel translation
Bu bluzun yakası kötü olmuş, ne yapayım?
Esta blusa tiene el cuello todo arruinado, ¿ qué hago?
Kötü olmuş. Peki hiç bilgi alabildin mi?
Qué mal. ¿ Pero conseguiste alguna información?
Kötü olmuş.
Eso es duro.
Kötü olmuş.
- ¡ Qué putada!
Of, kötü olmuş bayağı.
¡ Bueno! ¡ Eso apesta!
Bu kötü olmuş işte.
Qué lástima.
- Tüh, ne kötü olmuş.
- Bueno, no esta demasiado mal?
- Buradaki lambriler kötü olmuş.
Los tabiques son de mala calidad.
Öyleyse Vahan'ın jüri üyesini öldürdüğünü itiraf etmemesi de kötü olmuş.
Entonces es muy malo también que Vahan no haya confesado al asesinato del jurado. Bueno, tal vez no lo hizo.
Onun olması kötü olmuş.
Que putada.
Bu kötü olmuş.
Esto es malo.
Tanrım, çok kötü olmuş!
- ¡ Oh Jesús eso pinta muy mal!
Hadi ya, kötü olmuş.
Que fome.
Bu kötü olmuş.
Es grave.
Ne yapıyorsun, Blight. Daha kötü olmuş.
Qué estáis haciendo, Blight?
Oh, bu çok kötü olmuş.
Oh, eso es terrible.
- Bu çok kötü olmuş desene.
- Eso es un dolor de cabeza.
Bu çok kötü olmuş, çünkü öyle yapsaydınız, hapishane yerine bir akıl hastanesine giderdin.
Es una pena, porque si apelas a la locura, irías a una institución psiquiátrica.
Bir tabak patates gibi sipariş edemiyor olman kötü olmuş.
Bueno, es una lástima que no puedas pedir "Relámpago" como un plato de patatas fritas.
Beş yaşında bir kızın bulması kötü olmuş.
Y una niña de 5 años le encontro.
Çok kötü olmuş.
Esto es un desastre
Yardım merkezindeki doktorların bacağımın bu kadarını almaları çok kötü olmuş.
Es una lástima que los médicos me hayan salvado la pierna.
Kötü olmuş.
Qué lástima.
Bence şöyle olmuş, katile cüzdanını vermiş. Adam ona yaklaştığında Merriweather silahına uzanmış ve önce kötü odam onu vurmuş.
Él saca su cartera el otro extiende la mano, Merriweather saca su arma.
- Ne olmuş, bu çok mu kötü?
Es una agente del servicio secreto israelí. ¿ Y qué? ¿ Eso es malo?
- Çok kötü şeyler olmuş Gill. - Saçmalama.
- Cosas horribles, Gill.
Ve bazı kötü şeyler yapmış. Ne olmuş yani?
Y ha hecho algunas cosas malas.
Öyle mi, çok kötü olmuş, üzüldüm, ve inan haberim yoktu çünkü bir süredir hiç görüşmüyoruz.
Eso es terrible. Lo siento. No sabía.
Kötü bir ayrılığın olmuş duydum.
Oí que habíais tenido una ruptura muy mala.
Kendi gereçlerini getirmemen kötü olmuş.
Los zapatos están bien.
Tam adresini vermemesi kötü olmuş.
Lástima que no te dio una dirección.
Durumu kötü değil, bakteriyel tetanoz olmuş.
No es antipático, tiene Clostridium Tetani.
Burada kötü bir şey olmuş.
Algo malo sucedió aquí.
Kötü bir şey olmuş.
Algo muy malo.
Kötü bir şekilde deforme olmuş.
Está deformada.
Bütün ailesine kötü bir şeyler olmuş.
Algo le pasó a la familia completa.
Kötü besleniyormuşsa ne olmuş?
Era un comilón. ¿ Y?
Kötü haber vermekten nefret ederim ama sanırım bazı komplikasyonlar olmuş.
Odio tener que dar malas noticias, pero creo que hubo algunas complicaciones.
Bu tür bi kızın prenses olmuş olması çok kötü!
¡ Esa clase de chica siendo Princesa es tan horrible!
Abdominal şişkinlik. O kadar kötü değil. Bebeğin olmuş.
- Presión abdominal. ¡ No está mal!
En kötü Paskalya Yumurtası arama oyunu olmuş.
La peor búsqueda de huevos de Pascua.
Ama ona her ne olduysa çok kötü bişey olmuş
Lo que sea le haya sucedido, fue realmente desagradable.
Carlos'a göre, kötü birşey olmuş ve Mike çekip gitmek istemiş.
Según Carlos, algo malo pasó y Mike sólo quería huir de una situación peligrosa.
Şimdi amilodoz olmuş basit, kötü bir pisliğe bakıyoruz.
Ahora todos vemos a un simple y malvado idiota con amiloidosis.
Olamaz, bu kötü olmuş.
Es una pena.
- Rusya'dan gelmişti, ve orada çok kötü bir hayatı olmuş, ve onu güldürebilmem onun hoşuna gitmişti.
- Ella era de Rusia. Y pasó malos ratos allí, y le gustaba que yo le hiciese reir.
Yanlış anlamadıysam, kurul benim intihar girişimim yüzünden ortaya çıkan kötü ünden rahatsız olmuş öyle mi?
Entonces si te he oído bien, el consejo está muy preocupado por la mala publicidad que trae un intento de suicidio.
Okuldan sonra cezaya kaldığına göre çok kötü bir kız olmuş olmalısın.
Tu debes haber sido una muy mala niña debes quedarte después de las clases.
- Ona kötü bir şey mi olmuş?
- ¿ Quiere decir que le pasa algo?
- Kötü olmuş.
oh, que mal.
Kötü şeyler olmuş burada.
Cosas malas pasaron aquí.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]