Dediğin gibi Çeviri İspanyolca
3,005 parallel translation
Dediğin gibi, hiç oyalanmıyorsun.
Como has dicho, no molestes.
Pekala. Meseleyi sana bırakıyorum, Dudley ve dediğin gibi adaletin yerini bulmasını sağlayacağına eminim.
Muy bien, dejaré el tema en tus manos, Dudley, y confío en que verás que verás que la justicia, como dices tú, prevalece.
Dediğin gibi...
Como tú has dicho...
Bak, niyetim seninle tartışmak değil, ama şimdi herkesin fikri de kendine. Şu koca dünyada dediğin gibi... - Tüm Wesenlar öldürülmeli!
Mira, oye, no me refería a discutir contigo, pero tú obviamente, ya sabes, tienes tu propia opinión, y yo sería la última persona en el mundo en intentar... todos los Wesen tienen que estar muertos.
- Her şeyi dediğin gibi yaptım.
- Hice todo como me dijiste.
Bak ne diyeceğim, evet, tam da dediğin gibi.
¿ Sabes qué? Sí, eso es exactamente lo que es.
Tamam senin dediğin gibi yapıyoruz.
Está bien, hazlo a tu manera.
Dediğin gibi, ölüm bizi ayırana dek.
Como tú dijiste : Hasta que la muerte nos separe.
Dediğin gibi burayı yakalım ve hiçbir şey olmamış gibi davranalım.
Quememos esto como dijiste y finjamos que esto nunca ha pasado.
Yani, tıpkı senin dediğin gibi Castle.
Es como dijiste, Castle...
Mara, biraz önce dediğin gibi...
Mara, como deciás hace unos momentos..
Dediğin gibi gerçek çok güçlü birşey.
Como dijiste, la verdad es algo muy poderoso.
Dediğin gibi, Jae Hee'nın buraya gelmesi saçma.
Como dijiste, es absurdo que Jae Hee haya venido aquí.
Senin de dediğin gibi acınası bir şekilde hiçbiri senin için değil.
La compasión, como dices, ninguna para ti.
Aynı senin dediğin gibi, parti için uygun bir zaman değildi.
Quiero decir, como dijiste no era el mejor momento.
Evet, dediğin gibi Nate bana rakamlara tekrar bakmamı söyledi.
Nate me pidió que revisara otra vez los números como dijiste que haría.
Bütün profesyonel komedyenler takım elbise giyer, senin de dediğin gibi istediğin iş için giyinmelisin.
Todos los comediantes profesionales usan trajes y como tú dijiste, tienes que vestirte para el trabajo que quieres.
Dediğin gibi yapacağım. Sadece emin olmak için.
Ordenaré una eco, solo para estar seguros.
Dediğin gibi, kilitli dolaptaydı.
En el la taquilla del almacen, justo como dijiste.
Eğer dediğin gibi, değişemiyorsak, haklısın yaşamayı hak etmiyorum.
Porque si de verdad no podemos cambiar y tienes razón, no merezco vivir.
Onun gibi hakiki bir kılıç ustası dediğin gibi yapardı.
Un espadachín como él seguro que pensaba así.
Aynen dediğin gibi.
Desde luego que sí.
Dediğin gibi birçok iyi şövalyem var.
Como dijiste, tengo grandes caballeros.
Bulduğun anakart hakkında, bomba ekibi de araştırdı ve dediğin gibi çağrı cihazındanmış tuşe.
Esa placa madre que encontraste... Los artificieros confirmaron que era parte del artefacto, así que touché.
Senin de dediğin gibi biz kahramanız.
Como sugeriste... somos héroes.
Dediğin gibi bu artık bir cinayet soruşturması.
Bueno, como tú mismo has dicho esto es una investigación de asesinato.
Senin de dediğin gibi.
Como has dicho.
Dediğin gibi çok kötü.
Como dices, muy inoportuno.
Her zaman dediğin gibi.
Siempre lo has dicho.
Dediğin gibi hayatımda karşıma çıkabilecek tek fırsatı yakaladım.
Como has dicho, esta es la mayor fortuna que he encontrado en mi vida.
Senin de dediğin gibi kızımı yalnız büyütmek benim için zordu. Ama onunla mutlu olduğum da bir gerçek.
Como dijiste, ha sido difícil estar sola, pero aún así, que yo esté viviendo felizmente con mi hija es verdad.
Haklısın, dediğin gibi yapalım.
Lo que dices tiene sentido.
Ya da senin dediğin gibi gece içeri dalar gizlice araştırırız.
Como dices... quizás irrumpiré sin ningún plan... sin considerar ninguna ley o lo que sea.
Dediğin gibi oldu.
Justo como lo dijiste.
Aynen dediğin gibi, kucağımıza düşer gibi oldu resmen.
Sí, fué como dijiste, casi cayó en nuestro regazo.
sanki dağın eteklerine mıknatısla çekiliyor gibiydin, - dediğin gibi.
Parecías pegado a la "planta baja de la montaña", como dices.
Dediğin gibi dostum.
Tú lo dijiste, amigo.
Senin dediğin gibi. Ben seninim, sen de benim.
Es como dijiste, yo soy tuya y tú eres mío.
Dediğin gibi, hâlâ kafamda 2 fikir var.
Como dices tú sigo teniendo pensamientos encontrados
Senin de dediğin gibi bırakıp giden bendim.
Como tú dijiste, yo fui el que se fue, ¿ no?
Ve dediğin gibi kaderimdeki kişisin.
Y... Esperaba que dijeras eso.
Dediğin gibi olsun.
No más lágrimas.
Aynı dediğin gibi.
Es como tu dijiste.
O, bütün hastalarını tedavi etmiş ve... dediğin gibi, sevgi ile herhangi bir ego olmadan.
Trataba al paciente como un todo, y sin ningún ego, con amor, como tú dices.
Siyah ve beyaz değil, dediğin gibi.
No en blanco y negro como tú dices.
Bu işi baştan sona yapmamız gerekirdi hep dediğin gibi.
Teníamos que hacerlo de los pies a la cabeza, como tú dijiste.
Dediğin gibi yap o zaman.
Haz eso, entonces.
Senin de dediğin gibi, burada kalamayız.
Como dije no podemos quedarnos aquí.
Balık dediğin suşi gibi olur.
Pescado es sushi.
Ama senin de mekikte dediğin gibi, uzayda aşağısı ve yukarısı yoktur.
Como dijiste en el transbordador, en el espacio no hay direcciones.
Senin de dediğin gibi Bill.
correcto, Bill.
dediğin gibi olsun 64
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
dediğim gibi 696
dediğinde 40
dediğimi anladın mı 22
dediği gibi 26
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
dediğim gibi 696
dediğinde 40
dediğimi anladın mı 22
dediği gibi 26