English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ E ] / Evet ama nasıl

Evet ama nasıl Çeviri İspanyolca

661 parallel translation
- Evet ama nasıl. Ateşleyin!
- Si y como. ¡ Enciendelo!
Evet ama nasıl altını Avrupa'ya nasıl geçireceksin?
Sí, pero cómo- - ¿ Cómo haría para que su oro cruzara el continente?
- Öldürerek. - Evet ama nasıl?
Allí va la encantadora mademoiselle de Chenier.
- Evet ama nasıl?
- Sí, sí, ¿ pero... cómo?
Evet ama nasıl?
Pues pero cómo.
Evet ama nasıl?
Dos alfileres.
- Evet ama nasıl?
- Sí, ¿ pero cómo, estimado amigo?
Evet ama nasıl çıkmış?
Sí, ¿ pero cómo salió?
Evet ama nasıl?
Sí, pero ¿ cómo?
- Evet ama nasıl?
- ¿ Hará falta distraerle? - Sí, pero, ¿ cómo?
Evet ama nasıl göründüğünü neredeyse unutmuşum.
Sí, pero había olvidado su cara.
- Evet ama nasıl yaptınız?
- Sí, ¿ pero cómo lo ha hecho?
Evet ama nasıl? Om'dan Arındırma işe yaramadı!
¡ Han de ser exterminados!
Evet, ama durumlar nasıl bilirsin.
Ya sabes como es.
Evet, ama nasıl doktor?
¿ Cómo es eso, doctor?
Evet, ama nasıl?
Claro que...
Evet, hanımefendi. Ama nasıl?
Sí, Sra. ¿ Cómo?
Evet, onların alındığı yer orası, ama adımı nasıl telaffuz edeceklerini bilmiyorlar.
Sí, allí se hacen, pero escriben mal mi nombre.
- Çok mu hizmet isterdi? Evet. Ama onu nasıl idare edeceğimi bilirdim.
Pero sabía como manejarlo.
- Evet, ama nasıl bildiniz?
- Sí, ¿ cómo Io sabe?
Evet, onları gördüm ama onlar beni görmedi. - Nasıl yani?
Ya lo creo que los he visto, sólo que ellos no me han visto a mí.
İkisi de sade bir tören istedi, ama bu işler nasıl gelişir bilirsiniz. Evet.
Los dos querían una ceremonia íntima pero ya saben como son estas cosas.
Evet ama polisin nasıl davranacağını kim öğretti?
Sí, pero, ¿ quién le enseñó cómo opera la policía?
Evet ama, bir gece servetimle ortadan kaybolmayacaklarına nasıl güveneyim?
Sí, pero no confiaría en ellas porque podrían desaparecer con mi tesoro alguna noche
Size nasıl hitap edeceğim, bilmiyorum, ama siz benim küçük dostlarımsınız, değil mi? Evet mi? Öyle mi?
No sé cómo llamaros, pero sois mis únicos amigos.
- Evet, ama nasıl yapacağımı bilmiyorum.
Si, pero no veo cómo.
- Evet, biliyordum. Ama nasıl?
Pero ¿ cómo?
- Bir gün yapman gerek. - Evet ama, nasıl?
Me acuerdo vagamente.
Evet, ama hepimiz nasıl salla gideceğiz?
Sí, pero ¿ cómo será cuando todos estemos a bordo?
Evet ama karım öyle aptal ki. Parayı nasıl alacağını bilmez.
Sí, pero mi mujer es muy estúpida, se haría un lío para cobrarlo.
Evet ama, onu evden nasıl uzaklaştıracağız?
Sí, ¿ pero cómo haremos para mantenerla... alejada de la casa?
Evet, çok... ama nasıl nasıl anlayabilirim?
Si mucho... Pero ¿ Cómo explicar?
Evet, Davy, ben... Nasıl anlatacağımı bilmiyorum, söz bulamıyorum, ama... İyi bir ailem var.
Davy, es que no tengo... su habilidad de explicar las cosas con palabras... pero tengo una buena familia.
Evet, öyleydi ama... aniden düşündüm ki eğer o buradaysa... nasıl telefon edebilirdi ki?
Sí... pero después caí en la cuenta de que si él estaba a la puerta... ¿ cómo podría estar en al teléfono?
Evet ama bunu onlara nasıl açıklayacağız?
Sí, pero... ¿ cómo se lo explicamos a la policía?
Evet, ama nasıl görünüyorum?
Sí, pero ¿ cómo luzco?
- Evet, tabi ki. Darwin, bir hayvan krallığından nasıl zeki yaratığa evrildiğini anlatıyor,... ama insanların gezegenler arası çoğalmasını,
La teoría de Darwin... aplicada a la evolución humana y lista para su distribución entre los planetas.
Oh, evet! Nasıl oldu bilemiyorum ama çok canım yandı.
No sé lo que pasó, pero me duele mucho
Evet. Ama orayı nasıl bulacağım?
Sí, ¿ Pero cómo encontrare ese lugar?
Evet. Ama nasıl benim olur?
Si, pero eso qué tiene que ver conmigo.
Biraz hastaydı ama düzeliyor. Evet.. Nasıl?
- Peor sería estar enfermo.
Evet 3 kez ödediğimiz doğru. Ama nasıl olduğunu fark eden oldu mu?
Es cierto, pero ¿ os habéis fijado en cómo?
Evet, ama nasıl?
Sí, ¿ pero cómo?
Ama nasıl olduğunu hayal bile- - Oh, evet edebilirim.
- Pero no te imaginas lo que- - - Sí, sí me imagino.
Evet ama dışarısının gerçekte nasıl bir yer olduğunu kim bilebilir?
Sí, ¿ pero quién sabe cómo será allá afuera?
Evet, ama bunu Richard'a nasıl anlatırım?
Sí, si, pero ¿ cómo se lo digo a Richard?
Evet, tamam, Ama söylesene nasıl kazanacaksınız.
Sí, está bien, pero marcando es como se gana.
- Evet, ama bunu nasıl...
- Sí, ¿ pero cómo puedo...?
- Evet ama sen nasıl bir şey arıyorsun?
... Sí, pero ¿ qué está buscando?
Evet efendim, Bay Reynolds, ama nasıl istiyorsunuz?
Sí, señor, Sr. Reynolds, ¿ cómo lo quiere?
Ama evet, evlat, nasıl öleceğimi biliyorum.
¡ Pero eso sí, muchacho, yo también me sé morir!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]