Nasıl biliyorsun Çeviri İspanyolca
3,901 parallel translation
Peki sen bunları nasıl biliyorsun?
¿ Y cómo sabe esto?
- O zaman kardeşim olduğunu nasıl biliyorsun?
¿ Cómo sabes que es mi hermano?
- Peki bunu nasıl biliyorsun?
¿ Y cómo lo sabes? ¿ Estuviste con él toda la noche?
İşlemler nasıl biliyorsun.
Sabes cómo funciona esto.
Sen bunu nasıl biliyorsun?
¿ Cómo lo sabes?
- Nasıl biliyorsun?
- ¿ Cómo lo sabes?
Garsonlardan birisi olduğunu nasıl biliyorsun?
¿ Cómo sabes que es un mesero?
Kodu nasıl biliyorsun?
¿ Cómo es que sabes el código?
Nasıl göründüğünü biliyorsun.
- Tu sabes que yo busqué una forma.
Sağlıklı bir kalbin nasıl ses çıkaracağını biliyorsun.
Sabes cómo suena un corazón sano.
Bob Little konusunda benimle nasıl konuştuğunu biliyorsun, şey gibiydi, "oh, onunla çalışmayacaksın, çünkü..."
Sabes cómo has estado hablándome de Bob Little, y estabas en plan : "no trabajes para él".
- Teklif nasıl cevaplanır biliyorsun değil mi?
¿ Sabes cómo funciona esto, verdad?
Beni nasıl bulacağını biliyorsun.
Sabes cómo encontrarme.
Nasıl olacağını biliyorsun.
Ya sabe cómo funciona esto.
Romeo ve Juliet nasıl sona eriyor biliyorsun değil mi?
- ¿ Sabes cómo termina Romeo y Julieta?
Nasıl biri olduğunu biliyorsun.
Ya sabes cómo es.
Nasıl kızdığını biliyorsun.
Ya sabes cómo se pone.
İlk haftaların nasıl olduğunu biliyorsun :
Ya sabes cómo son las primeras semanas :
Yani nasıl olduğunu biliyorsun.
Así que sabe como es.
Erkeklerin de nasıl olduğunu biliyorsun.
Y sabes cómo pueden ser los chicos.
Buradan nasıl çıkacağız biliyorsun, değil mi?
Sabes cómo salir de aquí, ¿ no?
Zorunlu bir baştan başlatma yapmam gerekiyor, ama nasıl olacağını biliyorsun.
Yo debería hacerte un reinicio total, pero ya sabes cómo es eso.
Nasıl hissettirdiğini nereden biliyorsun?
¿ Cómo sabes lo que siento?
Nasıl işlediğini biliyorsun!
¡ Sabes cómo funciona!
En azından nasıl bir yavşak olduğunu biliyorsun.
Bueno, ahora ya sabes lo cretino que es.
Parti nasıI yapılır gerçekten iyi biliyorsun.
Eh. Uds. realmente saben cómo hacer una fiesta.
Benim hakkımda nasıl bu kadar çok şey biliyorsun?
¿ Cómo sabes tanto de mí?
Olmaz, Fi, onun nasıl esaslı biri olduğunu biliyorsun.
No Fi, ya sabes lo cuidadosa que es.
Senin bildiğin hepimizi nasıl havaya uçuracağın, onu biliyorsun.
Sabes como volarnos por los aires, eso sabes.
Biliyorsun, birlikte hayatın nasıl olacağıyla ilgili hayaller kuruyorsun.
Sabes, vas con todas esas fantasías acerca de tu vida juntos y que va a ser como :
Adımı nasıl biliyorsun?
¿ Cómo sabe mi nombre?
Bu hayaletin ona nasıl miras kaldığını söylediğini biliyorsun
¿ Recuerdas que hablaba sobre la herencia de este fantasma?
Sonunun nasıl bittiğini biliyorsun.
Tú sabes cómo terminó eso.
Şehirden çıkarken ki trafik nasıl oluyor biliyorsun.
Bueno, ya sabes que el tráfico es como si saliera de la ciudad.
Nasıl kötü bağlayacağını biliyorsun.
Sabes hacerlo, pero mal.
Meleklerin nasıl atıldığını biliyorsun!
¡ Sabes cómo fueron expulsados los ángeles!
Kendi kendime, " Nasıl düşündüğünü biliyorsun.
No dejaba de decirme : Sabes cómo piensa.
Bunun nasıl gittiğini biliyorsun.
Ya sabes como funciona.
Artık nasıl bir his olduğunu biliyorsun.
Y ahora que sabes lo que se siente.
Penelope benim Fair Haven'daki fotoğrafımı buldu ve orada tuhaf derecede tanıdık gelen bir kızlayım ama annem onun kim olduğunu söylemiyor ; geçmişten konu açıldığında nasıl davrandığını biliyorsun. Ben de düşündüm ki anneme ihtiyacım yok. Ben bir araştırmacıyım.
Penélope encontró esta foto mía en Fair Haven, y estoy con esta pequeña quien me parece extrañamente familiar, pero mamá no quiere decirme quien es ; ya sabes como se pone sobre el pasado, así que pensé, oye, no necesito a mamá,
Varsayım ya da değil, ortaya çıktığında nasıl görüneceğini biliyorsun.
Suposición o no, sabes lo que parecerá cuando salga a la luz.
Nasıl olduğunu biliyorsun.
Ya sabes cómo.
Senin hikayen bu ş ehirdeki binlerce hikayeden daha farklı değil, o yüzden bunun nasıl olduğunu biliyorsun.
Tu historia no es diferente a otras miles de historias en esta ciudad, así que sabes como funciona.
Nasıl çalıştığımı biliyorsun.
Ya sabes cómo trabajo.
Böyle bir şeyi nasıl göz ardı edebiliriz ki? Özellikle de birileri kuralları değiştirip hiç sorunlu olmamış ailelerin sorunlu olmasına yol açarken. Bunun anlamını biliyorsun değil mi?
¿ Cómo podemos esquivar algo así... especialmente ahora que alguien está alterando las reglas... cargando con problemas a familias que nunca los tuvieron?
Onlara nasıl emir vereceğini biliyorsun.
Sabes cómo manejarles. Úsalo.
Evet, ama nasıl olduğunu biliyorsun.
- Sí, ya la conoces.
Şimdi son 10 yıldır nasıl hissettiğimi biliyorsun.
Ahora sabes cómo me he sentido los últimos diez años.
Ama şimdi nasıl yapacağını biliyorsun.
Pero ahora sabes simplificar el salto.
Biliyorsun, bu işi uzun zamandır yapıyorum ve her zaman sonun nasıl olacağını zihnimde canlandırabiliyorum.
Sabes, llevo un tiempo haciendo esto, y siempre visualizo el final, lo que va a pasar.
Ben işlerimi nasıl hallederim biliyorsun.
Tu sabes como manejo mis negocios
biliyorsun 4418
biliyorsunuz ki 33
biliyorsunuz 744
biliyorsun ki 112
biliyorsun değil mi 147
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
nasılsın 5362
biliyorsunuz ki 33
biliyorsunuz 744
biliyorsun ki 112
biliyorsun değil mi 147
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116