Ne söylüyorlar Çeviri İspanyolca
295 parallel translation
Sana ne söylüyorlar?
- Sí. ¿ Cómo es trabajar?
- Ne söylüyorlar?
- ¿ Qué?
- Ne söylüyorlar?
- Que estan cantando?
- Ne, ne söylüyorlar?
- Quieren que vaya con ellos.
- Peki ne söylüyorlar?
¿ Qué es lo que dicen?
- Ne söylüyorlar?
- ¿ Qué dicen?
- Ne söylüyorlar?
¡ O acostarse! ¿ Pero qué están diciendo?
Ne söylüyorlar?
¿ Qué dicen? ¿ Qué cuentan?
Ne söylüyorlar?
¿ Qué están cantando?
Şimdi ne söylüyorlar?
¿ Sabes lo que dicen ahora?
Ne söylüyorlar?
¿ Qué están diciendo?
Ne söylüyorlar?
- ¿ Qué cantan?
Senin ihtiyarlar hakkımızda ne söylüyorlar?
Que dice tu viejo sobre lo nuestro?
Ne söylüyorlar?
¿ Qué es lo que dicen?
Ne söylüyorlar?
Hmm. ¿ Qué es lo que cantan?
Şimdi ne söylüyorlar?
¿ Qué están diciendo ahora?
Ne söylüyorlar?
¿ Qué dicen?
Ne söylüyorlar ki? Yani önceden söylemişler?
¿ Y qué te dijeron?
Hiç durmadan konuşup duruyorlar ama aslında ne söylüyorlar?
Y luego hablan y hablan y hablan y no dejan de hablar. ¿ Y qué dicen?
Gazetelerde ne söylüyorlar, biliyor musunuz?
¿ Sabe qué dicen los periódicos?
Mahallede ne söylüyorlar?
¿ Qué dicen en el barrio?
İnsanlar onun hakkında ne söylüyorlar?
¿ Qué es lo que la gente dice de él?
Ne şarkı söylüyorlar, ne gülüyorlar ne de artık şakalaşıyorlar.
No cantan, ni ríen, o hacen bromas por ahí.
Onlardan ne kadar çok yersen su katarak da o kadar çok çoğaldıklarını söylüyorlar.
No sé qué hacer. Por mucho que me controlo, no paro de engordar.
Dinlesene anne, ne güzel söylüyorlar.
Oye, mamá, qué bien cantan.
Ne yaptığını söylüyorlar?
- ¿ Qué dicen que ha hecho?
"Yetkililer bir sonraki adımın ne olacağına karar vermiş değiller." "Ancak bazı çevreler ordunun müdahale etmesi gerektiğini söylüyorlar."
Aún no se ha tomado ninguna decisión sobre cuál será el siguiente paso, pero se ha hablado sobre si debería intervenir el ejército.
Ne yapacağını söylüyorlar ve dediklerini yapıyorsun.
Os dicen qué hacer y hacéis lo que os dicen.
- Köyde ne isterlerse söylüyorlar.
- Dicen todo lo que quieren en el pueblo.
Babanın mezarına her ne yaptılarsa, ben olduğumu söylüyorlar.
Ya me están culpando por lo que le hicieron a la tumba de su padre.
Çocukların hepsi başlamaya hazır olduklarını söylüyorlar. Sen ne diyorsun?
¿ Qué dices tú, Elsa?
Onlarda kim be bize ne yapacağımızı söylüyorlar?
¿ Quiénes son ellos para decirnos lo que hacer?
Ne olacağını söylemeyip sadece ne yapacağını söylüyorlar.
Son consejos, pues no dicen qué sucederá.
Onlar kim ki benim ne yapacağımı söylüyorlar?
¿ Por quién se toman? ¡ Decirme lo que debo hacer!
Seni barodan attırabileceğimi söylüyorlar. Ne yaptığını biliyor musun?
Me han dicho que puedo hacer que lo inhabiliten. ¿ Sabe lo que ha hecho?
Başına böyle birşey gelen birsürü kadın var ve onlar harika olduğunu söylüyorlar. Sen ne düşünüyorsun?
Le ha pasado a muchas mujeres y dicen que fue fantastico.
Dünyada ki ne bitkilerin ne de yeşil ağaçların... zarar görmeyeceklerini söylüyorlar... fakat sadece alınlarına Tanrının mührü değmeyenler için...
Que no dañen la hierba de la tierra, ni nigún árbol verde " " Pero sólo a aquéllos que no tienen el sello de Dios en sus frentes "
Onlar ne hakkında şarkılar söylüyorlar?
¿ Y las que cantan?
Para benden çıkıyor ama ne yapacağımı bana onlar söylüyorlar.
Lo iba a pagar... pero ellos me dijeron que era lo que debia hacer...
Ne demek istediğinizi anlayamadıklarını söylüyorlar.
No entienden lo que quiere decir.
- Ne söylüyorlar?
- ¿ Qué ocurre?
Sweeptakes Yayınevi'nden 5 milyon $ kazanıyorsun ve aynı gün adam çeki sana veriyor dünyaya uzaylılar geliyor ve iki gün içinde dünyanın yok edileceğini söylüyorlar. Ne yaparsın?
Te tocan 5 millones de dólares, y el mismo día en que te dan el cheque, llegan unos alienígenas que dicen que dentro de 2 días se cargarán el mundo.
Bu programın herkese açık olduğunu söylüyorlar, ama büyük şart, ne kadar yükseğe atlayabildiğin ya da
Dicen que está abierto para todo el mundo. El principal requisito es qué tan alto saltas o qué tan rápido corres.
Ne için şarkı söylüyorlar ki?
¿ Para qué cantan?
Kitaplar sana ne yapmanı söylüyorlar?
¿ Qué le dicen los libros que hay que hacer?
Onların bıraktığı boşluğa akın eden yumuşak ve zarif arzular bana Hero'nun ne kadar güzel bir genç kız olduğunu hatırlatıyor savaşa gitmeden önce ondan ne kadar hoşlandığımı söylüyorlar.
En su lugar acuden en tropel dulces y delicados deseos. Recordándome a la bella Hero. Y cómo me atraía, al irme a la guerra.
Bunların duvara asmalık koca ağızlılarından var ve ne zaman onların yanından geçsen "Take me to the river" şarkısını söylüyorlar.
Como tienen una boca grande esa pared okaèiš y cuando PRODESU junto a ellos ella canta "Llévame al río"
Ne var ne yok? Haber yok efendimiz. Ama dünyanın düzeldiğini söylüyorlar.
Ninguna, señor, solo que el mundo se ha vuelto honrado.
Sen ne istersen onu söylüyorlar.
Dicen lo que ustedes quieren.
Depresyonumdan olduğunu söylüyorlar ama ne olacak yani?
Dicen que es mi depresión, Excepto qué ¿ el polvo, man?
Ne söylüyorlar?
- ¡ Miao!
ne söyledin 57
ne söyleyeyim 43
ne söylemek istiyorsun 30
ne sorusu 17
ne söyledi 211
ne söylememi istiyorsun 61
ne söyleyeceksen söyle 18
ne söyleyeceksin 65
ne sorunu 30
ne söyleyeceğimi bilmiyorum 59
ne söyleyeyim 43
ne söylemek istiyorsun 30
ne sorusu 17
ne söyledi 211
ne söylememi istiyorsun 61
ne söyleyeceksen söyle 18
ne söyleyeceksin 65
ne sorunu 30
ne söyleyeceğimi bilmiyorum 59