English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ S ] / Sevgilisi

Sevgilisi Çeviri İspanyolca

4,046 parallel translation
Jack'ın sevgilisi, Kristy Mineta, listede bile yok.
La novia de Jack, Kristy Mineta, no está siquiera en el listado.
Sevgilisi ne kadar kaybetti?
¿ Cuánto perdió su novia?
Onun ihtiyaci olan tek sey kendisi ve koca ayak sevgilisi.
Todo lo que necesita es su ego y a su novia Pie Grande, ¿ está bien?
Kahretsin, Ash ve sevgilisi geldi.
¡ Diablos! Es Ash y su novia.
Maybelle'in eski sevgilisi iki aydır Tayland'da bir hapishanedeymiş.
Parece que Justin está en una cárcel tailandesa hace 2 meses.
Kocanızın sevgilisi erkek mi?
¿ Su marido está con un hombre?
Bu da sevgilisi Greta.
Esta es su novia Greta.
Sevgilisi Viktor'u kurtarmak istiyordu.
Ella quiere salvar a su novio Viktor.
Yanındaki de ona âşık sevgilisi.
El chico que está con ella es su novio.
Bu bir işadamı, ya da sevgilisi ile ilgili.
Tiene que ver con un hombre de negocios, o su amante.
Editörüm, bir kız silahlı bir soyguna karışmışsa ancak sevgilisi onu zorladığındandır dedi.
Mi editor dijo que sí una chica estaba envuelta en un robo armado, tenía que ser porque su hombre la obligaba..
20 yaşında böyle güzel bir kızın sevgilisi yok mu yani?
¿ Una chica preciosa de 20 años sin novio?
Bu doğru mu? Dar kafalı eski bir sevgilisi var. Müslüman bir çocukla da arasında yeni başlayan bir ilişki varmış.
Bueno, tenemos a un ex-novio intolerante y una relación floreciente entre ella y un tipo musulmán, pero es todo lo que tenemos.
- Sevgilisi mi? Marv'ı mı diyorsun?
¿ Te refieres a Marv?
Şimdi de Birgitte Nyborg yeni sevgilisi meşhur İngiliz mimar Jeremy Welsh'le beraber geliyor. İki çocuğunu da getirmiş.
Birgitte Nyborg ha llegado con su novio... el arquitecto inglés Jeremy Welsh, y con sus hijos.
Tommy Banks'in sevgilisi misin?
¿ Eres la novia de Tommy Banks?
Dorothy Novak, Davacının esas tanığı ve o zamanlar Fosse'nin sevgilisi.
Dorothy Novak, testigo principal del juicio y también novia de Fosse.
Bilirsin, Rebecca benim lise sevgilisi oldu.
¿ Sabes? Rebecca fue mi amor de la escuela.
Ben seni bir arkadaşımla karıştırmışım, bizim Jack'in sevgilisi. Benim hatam yani.
Yo... ya sabes.. te he confundido con la novia de nuestro amigo Jack.
- Sevgilisi.
- Su chica.
İnternet sevgilisi.
Una novia por internet.
Deacon Amcanız onunla gitmemi teklif etti sevgilisi olarak.
Vuestro tío Deacon me ha pedido que vaya con él... como su cita.
Kesinlikle üniversitenin ilk günü birisinin sevgilisi olacağım...
Me volveré el novio de alguien el primer día.
Kliniğin eski çatlak sevgilisi gibi davranıyorsun.
Actúas como la ex-novia loca de la clínica.
Bir başka sıcak gelişme de teknoloji gurusu Nolan Ross eski çalışanı ve söylentiye göre sevgilisi Padma Lahari cinayeti kapsamında sorgulanmasının ardından salıverildi.
Otra noticia de último momento, el gurú de la tecnología, Nolan Ross, acaba de ser puesto en libertad... luego de haber sido interrogado por el asesinato... de una ex empleada, y supuesta amante, Padma Lahari.
Bu da sevgilisi mi?
¿ Y ella es su chica?
Ya da sevgilisi var mı? - Amy?
O si está saliendo.
Sevgilisi olup olmadığını öğrenebilirim senin için.
Saliendo, supongo que podría averiguarlo por ti.
Çünkü kardeşinin sevgilisi oluyor.
- Es la novia de tu hermano.
Ayrıca sevgilisi var.
Además, ella ya está ocupada.
Burada aşk gurusu gibi bir şey ama fazla dırdırcı ve ömründe hiç sevgilisi olmadı.
Aquí es como una gurú del amor o algo similar... pero es demasiado ruidosa y no ha tenido novio en una eternidad.
Cece'nin sevgilisi var ve ona olan takıntın sana iyi gelmiyor, dostum.
Cece tiene un novio y esa obsesión tuya no te hace bien.
Düşünebiliyor musunuz zavallı adamın cesedi üç gün suyun içinde kalmış, arabası günlerce burada kalmış. Ve kimse birşey farketmemiş sevgilisi bile,... ki biz sevgili olmadıklarını zannediyorduk.
El pobre tío llevaba tres días en el agua, su coche estaba aquí y nadie se había dado cuenta, ni su amante.
Philippe'in yeni bir sevgilisi varmış.
Philippe tiene una nueva novia.
BJ seninle sevgilisi Sue'yu öğrensen ne yapardı?
¿ Qué crees que haría B.J. si se enterara de ti y su novia, Sue?
BJ sevgilisi Sue'ya parmaklarınla muamele yaptığını öğrenirse ne yapar acaba?
¿ Qué crees que haría B? .J. ¿ si se enterara que te remojas el dedo en su novia Sue?
Eski kız arkadaşının yeni sevgilisi Nick var ya?
¿ Conoces al nuevo novio de tu novia, Nick?
Adam'ın polis sevgilisi olmalısın.
Debes ser la novia policía de Adam.
- Kadının sevgilisi olduğunu söyledi.
Dijo que era su amante.
Sevgilisi olduğunu mu söyledi?
- Que era su amante.
Sevgilisi falan değil kocası.
No era su amante. Era su marido.
Sadece sevgilisi olan gelebilir.
Ahora mismo sólo su pareja.
Ray'in eski sevgilisi mi?
¿ La antigua novia de Ray?
Dorrit'in sevgilisi olduğunu nasıl bilmez?
¿ Cómo es posible que no supiese que Dorrit tiene novio?
Ben Dorrit'in sevgilisi, Miller.
Soy el novio de Dorrit, Miller.
Lady Chatterley'yi neredeyse sevgilisiyle yakalıyordum. Sevgilisi mi?
- Casi pillo a Lady Chatterly con su amante. - ¿ Su amante?
Babam, cadaloz sevgilisi ve onun sahte memelerine kafayı bozmuş bir hâlde.
Mi padre está obsesionado con la perra de su novia y sus pechos falsos.
Onun orada.. bir sevgilisi mi var?
¿ Ella tenía un... novio allá?
- Violet'in sevgilisi geldi.
- Estaba el novio de Violet.
Kardeşimin aptal sevgilisi!
¡ Eres un...! ¡ Estúpido novio de mi hermana!
- Sevgilisi misin?
¿ Eres su novio?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]