English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ Ş ] / Şuna da bakın

Şuna da bakın Çeviri İspanyolca

363 parallel translation
Şuna da bakın!
¡ Qué espectáculo!
Şuna da bakın.
Mira eso
Şuna da bakın!
Es una preciosidad. - Es una monada.
- Şuna da bakın.
Y esto, mire.
- Şuna da bakın!
- ¡ Miradle!
Şuna da bakın.
Miradla.
Şuna da bakın.
Hey, mira eso, ahora.
Şuna da bakın hele, inkar da etmiyor.
Mirad... ¡ No lo niega!
Şuna da bakın. Küçük kız kardeşimiz denizdeki mezarından dönmüş.
Mira nuestra hermanita se recupera de una inmersión casi mortal.
Şuna da bakın hele,
Mira esto.
- Siz düşük seviyeye sahipsiniz, dostum bizse yüksek seviyeye. - Şuna da bakın.
- Escúchenlo.
Şuna da bakın, paçavrayla uyuyor. Hazine bulmuş sanki.
Has agarrado un trapo en la mano y duermes con él como si fuera un tesoro.
Çok ilgimi çektiği için ona sormuştum. Şuna da bakın hele!
Me interesó mucho.
Şuna da bakın, şımarık sürtük.
Miradla, la golfa embarazada.
Şuna da bakın!
¡ Mira a esa!
Şuna da bakın, neler saçmalıyor. Defol git buradan, kalın kafalı şey.
¡ Mira, el desastre que has hecho cabeza hueca!
Şuna da bakın.
Mira eso.
Şuna da bakın hele. Centilmencilik oynuyor.
Mírenlo, haciéndose el caballero.
Şuna da bakın hele.
Échenle un vistazo a esto.
Şuna da bakın.
¡ Mira eso!
Şuna da bakın!
Déjenla ir.
Şuna da bakın. Kate Sullivan, rehineyi öldürüyor oysa suçlu hâlâ hayatta.
Vean a esa Kate Sullivan... mató a un rehén.
Şuna da bakın!
Lo que son las cosas.
Hey, çocuklar, şuna da bakın.
Chicos, miren.
Şuna da bakın hele!
¡ Mira esto!
Şuna da bakın!
Miren eso.
Şuna da bakın hele!
¡ Bueno, mírate!
Şuna da bakın.
¡ Mira esto!
Şuna da bir bakın.
Anda, qué listo.
Şuna da bakın.
Mírale.
Şuna bakın! Şuna bakın!
- ¡ Me da igual!
Şuna da bir bakın!
Mira, mira qué hermoso niño.
- Şuna bakın, bu da ne?
¿ Qué es este asunto, jefe?
Şuna da bakın!
¡ óiganla!
Bakın şuna, nasıl da yanıyor, hergele!
¡ Miren cómo arde ese bastardo!
- Hey tam karşıda, şuna bakın.
Allí, sobre esa elevación, miren.
Şuna bakın. Yakışıklı da, değil mi?
¡ Vaya, sí que es guapo!
- Şuna da bakın!
- Mira.
Şuna bakın hele. Sanki Meryem Ana, Mount Palmer'da okul bahçesindeymiş gibi.
Parece el patio de recreo de Nuestra Señora de Mount Palmer.
Şuna da bakın.
Por Dios, mira eso.
Sanırım bu da sayılır. Şuna bir bakın ulu ruh.
mm, oh, ya se bueno, supongo que eso cuenta
Mesela "Sadakatın keyfi." Şuna bakın. "Çok sayıda insan, uzun bir evlilikte aşkın kaybolduğunu kabul eder ama bağlılığın kendisi aşkı üretmek için kullanılabilir." Bu ilginç.
La pasión suele desvanecerse con el tiempo, pero el compromiso renueva la pasión ".
Şuna da bakın!
Oye!
Şuna bakın ne kadar da boy atmış.
Ha crecido, qué alto.
Şuna bak. Bu da babamın siz kafasına vurun diye aldığı şapka.
Y aquí está el sombrero que mi padre compró para que le golpees en la cabeza.
Şuna bakın. Bu da ne böyle?
Mira esto. ¿ Qué rayos es?
- Hadi dostum şuna bak. - Sana kıçımın kıllarımı da bedava yaparım.
- Y te llevas el del trasero gratis.
Kiranın, suyun, elektriğin, kablo televizyonun on ikide birini sen ödüyorsun... - Şuna da bak!
Pagas una duodécima parte de alquiler, de agua, de electricidad, de la televisión por cable...
Şuna bakın. Nasıl da utandı. Yüzü kızardı.
- Le he avergonzado.
Şuna bakın, kar'da iki geyik, adeta birbirine sokuluyor gibi.
Miren eso. Dos ciervos en la nieve frotándose la nariz.
Şuna bir bak. Eğer Lisa'nın babası dışarı itilmiş olsaydı, o zaman bütün camların dışarıda olması gerekirdi.
Si el padre de Lisa fue empujado, todos los vidrios estarían afuera.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]