English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bana bunu verdi

Bana bunu verdi Çeviri Fransızca

505 parallel translation
Bana bunu verdi.
On m'a donné ça.
Bana bunu verdi. 2000 dolar, daha da verecek.
Il m'a donné 2000 $, et ce n'est pas fini.
İsimsiz bir adam bana bunu verdi.
Un anonyme m'a offert ceci.
Bana bunu verdi.
Il m'a donné ceci.
Onlar da bana bunu verdi. Bu kadar basit.
Le conseil me l'a donné.
Baba bak, bana bunu verdi.
Papa, elle m'a donné ça.
Bana bunu verdi.
Regarde, elle m'a donné ceci.
Sana göstermem için bana bunu verdi.
Elle m'a donné ça pour toi
Çünkü Swan müziğimi, sesimi aldı ve bana bunu verdi.
Parce que Swan a pris ma voix... ma musique... et m'a donné... ceci! Maintenant, c'est toi qu'il veut!
Bay Giovanni kurbağalarıma karşılık bana bunu verdi.
Je lui ai vendu mes grenouilles.
Mektup var! Postacı bana bunu verdi!
Le facteur me l'a donnée.
Mieze hediye olarak bana bunu verdi sanki doğum günümmüş gibi.
Un cadeau de Mieze, comme pour un anniversaire.
Ve Tanrı bana bunu verdi.
Il voulait que je le trouve!
Kapıcı bana bunu verdi, ama üzerinde bir şey yazmıyor.
Le concierge m'a donné ça : il n'y a rien dessus.
Pershing bana bunu savaşta gösterdiğim yiğitlikten ötürü verdi.
"Pershing m'a donné ceci pour mon courage au combat."
Bana ödünç verdi ama bunu henüz bilmiyor.
Elle me l'a prêté, mais elle ne le sait pas.
Bana doğru yolu bulup hayatımı düzeltmem için bir şans verdi. Bende bunu değerlendirdim.
Il m'a offert la chance de devenir honnête.
Oh.Bayan Cody bunu bana verdi.
Mme Cody me l'a donnée.
Babam, büyüyünce kütüphanemde bulunsun diye bunu bana verdi.
Il me l'a donné pour quand je serai grand.
Ona göz kulak olmam için bana 100 dolar verdi ama ben bunu yapamadım.
Il m'a donné 100 dollars pour le protéger.
Bunu bana o verdi.
Elle m'a donné ça. Tu sors bientôt.
Jeb, bana bu gece bunu verdi.
Je ne t'ai pas déshonorée.
Bunu bana sevgili bir arkadaşım verdi.
C'est un très bon ami à moi qui me l'a donné.
O da bana bunu ödünç verdi.
Je n'avais rien. Il m'a prêté ça.
Lockheed'deki çocuklardan biri verdi bunu bana.
Un type de Lockheed m'a remis celui-ci.
Okul müdürü bunu bana verdi.
- Regarde ce que le directeur m'a donné. - C'est quoi?
Bunu bana verdi.
Il m'a donné ça.
Ve bunu bana verdi.
Elle m'a donné ceci.
Bugün Broadway'de yürürken, ufak tefek yaşlı bir çiçekçi, hem sağır hem dilsiz, bunu bana verdi. Almam için ısrar etti ve bir peni bile almadı.
Aujourd'hui, quand nous étions sur Broadway, une marchande de fleurs sourde et muette m'a donné ceci.
Sevdiğim biri bunu bana verdi.
Quelqu'un que j'aime me l'a donné.
Sana olan aşkım bunu yapmak için bana güç verdi.
Seul mon amour pour toi m'a permis de le faire.
Bana bunu verdi.
DOCTEUR :
Gardiyanın katili bunu bana verdi.
Elle m'a été donnée par l'homme qui a tué le garde.
Bunu bana oğlum verdi.
C'est mon fils qui me les a offerts.
Bak, o bana bunu verdi... Ve benim!
Et moi?
Yaşlı adam bunu sana götürmem için bana verdi.
Un vieux m'a donné ça pour toi.
Annem bunu bana hatırlayıp dövüşmemem için verdi.
Je connais un peu de Kung-fu.
Bay Ferrand bunu bana verdi.
M. Ferrand m'a donné ça. C'est le nouveau dialogue de la scène.
Havaalanında genç bir adam bunu bana verdi. - Dedi ki...
- Un homme me l'a donné à l'aérodrome.
Hey! Evet! O harika erkek bunu bana verdi.
C'est ce cher ange qui me l'a donnée.
Bunu bana, bana benzeyen biri verdi.
Quelqu'un qui me ressemble m'a donné ceci.
Bunu bana büyükbaban verdi.
Cela m'a été donné par votre grand-père.
Neden verdi bunu bana?
Pourquoi me l'a-t-il donné?
Bunu bana Albert Einstein verdi.
C'est Einstein qui m'a donné ça.
Yaklaşık sekiz yıl önce, Millfield Kolejinde yazdığım bir oyunun açılış gecesinde bunu bana o verdi hanımefendi.
Elle me l'a donnée. À la première d'une pièce que j'ai écrite, à la fac de Millfield, il y a huit ans.
Bunu sana gizli ve özel bir bilgi olarak verdi, tıpkı bana olduğu gibi.
Elle te l'a dit confidentiellement, comme à moi.
Yüzbaşı Yonoi bana Jack Celliers'ın bir tutam saçını verdi. Benden bunu Japonya'daki köyüne götürmemi istedi.
Le capitaine Yonoi m'a donné une boucle des cheveux de Celliers en me priant de l'emporter chez lui, au Japon, et de la consacrer sur son autel.
Bunu bana o verdi.
Il me l'a donné.
Uygun boyda dolap çekmecemiz yoktu o yüzden Henry bunu bana verdi.
On n'avait pas de bureau de la bonne taille, alors Henry m'a donné ça.
Adamın teki verdi bunu bana.
C " est un mec du coin qui me les a filées.
Bunu bana onlar bu hafta sonu verdi, bir doğmama günü hediyesi olarak.
- Tu comprends, bécasse?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]