Bana verin Çeviri Fransızca
4,367 parallel translation
Bana verin.
Laissez-moi le faire.
Bütün sorularınızı bana verin bende onları kendisinin tablet'ine yollayayım.
Ecrivez ici toutes vos questions et je les téléchargerai sur sa tablette.
Onu bana verin ve herkesin yaşamasına izin vereyim.
Donnez-la moi et je vous laisse tous en vie.
Onu bana verin, ya da herkesi öldürürüm.
Donnez le moi, ou je vous tuerez tous.
- Şimdi dikkatinizi bana verin...
Maintenant que j'ai votre attention...
Ayakkabınızı bana verin.
Donnez moi votre chaussure.
Saati bana verin.
Donnez-moi la montre.
En iyisi siz bana tüm ağustosta izin verin.
Donnez-moi tout le mois d'août.
- Bana biraz su verin.
De l'eau.
Lütfen bana biraz daha zaman verin?
S'il vous plait, laissez-moi un peu plus de temps.
Bunun birlikte oynadığımız son poker... olmayacağına söz verin bana.
Promet-moi que ce n'est pas la dernière fois que nous allons jouer au poker ensemble.
Biraz şarap verin bana.
Hey, donnez-moi un peu de ce vin.
Peki, o halde siz iki aptal bana rapor için isimlerinizi verin de Chang doğum günü partisinin niye Posedion macerasına döndüğünü öğrenmek isterse ona vereyim.
ok, ok, les deux têtes à claques, Donnez moi vos noms pour le rapport au cas où Chang voudrait savoir pourquoi sa fête d'anniversaire s'est transformée en l'aventure du Poséidon.
Bana düşünmem için bir dakika verin.
Donnez-moi une minute.
Lütfen bana acı için bir şeyler verin. Burada ne oldu?
S'il vous plait donnez-moi quelque chose... pour la douleur.
Bana bir saniye izin verin.
2 secondes. ( se raclant la gorge )
Bana bir saat verin.
Donne moi une heure.
Bana listedekilerden birini verin.
J'ai besoin de me faire plus d'argent ici. Donnez-moi un des gars de la liste.
Pekâlâ, bana bir dakika verin.
D'accord, donnez-moi une minute.
Bu haftanın senaryosunu değiştirmek için bana 5 dakika verin.
Donnez-moi cinq minutes pour réécrire le script.
Bir şeye ihtiyacınız olursa bana haber verin.
Dites-moi si vous avez besoin de quoi que ce soit.
Kanıtları toplamak için bana bir saat verin.
Donnez-moi une heure pour rassembler le matériel.
Bana biraz adrenalin ve bikarbonat verin.
Donnez moi de l'épi et du bicarbonate.
Kapsında yatmak zorunda olsanız bile umurumda değil. Terrence King'in üzerinden gözünüzü ayırmayın ve tekrar futbol oynamak isterse bana haber verin ya da kendime yeni bir tutucu mu aramalıyım?
Je me fous de savoir si vous devez frapper à sa porte, j'ai besoin de vous deux pour garder un oeil sur Terrence King et dites moi s'il rejouera au football un jour, ou si je dois trouver un nouveau wide receiver?
" Bana para verin.
" Donnez-moi de l'argent.
Dikkatini verin millet, lütfen... Bir saniye bana dikkatinizi verirseniz...
Votre attention tout le monde.
Bana izin verin.
Excusez-moi.
- Lütfen bana bir saniye izin verin.
- Sans soucis. Allez, Jake.
- Bana, bana bir dakika verin.
- Hum... Donnez... Donnez-moi une minute.
- Yatak örtülerinizi verin bana, doktor.
- Donnez-moi ces draps s'il vous plait docteur? - Non, non.
Başka bişeye ihtiyacınız olursa, bana haber verin.
Dites-moi si vous avez besoin de quelque chose d'autre.
- İyiyim ben, bana bir dakika verin.
Jackson!
- Evet, bana haber verin.
- Oui, faites moi savoir.
Bana 30 saniye verin lütfen.
Donnez moi juste 30 secondes, s'il vous plaît
Tamam o zaman, şöyle yapalım. Siz bana komiserinizin ismini ve numarasını verin.
Écoutez, donnez-moi le nom et le numéro de votre chef.
Bana kesin cevaplar verin ve ben de buluşma şartlarımızı yazımdan eksik tutayım.
Si j'ai des réponses claires, j'aurai la gentillesse d'oublier les circonstances de cet entretien.
Bana biraz izin verin.
Excusez-moi une minute.
Şerefsiz! Kızımı verin bana!
Donne moi ma fille!
- Bana biraz zaman verin.
Tu devrais savoir.
Bana biraz izin verin.
Laissez-moi une minute.
Bana kulak verin.
Regardez par ici.
Sizin için yapabileceğim herhangi bir şey olursa bana haber verin lütfen.
S'il y a quoi que ce soit que je puis faire, faites le moi savoir.
Bana bir dakika verin.
Donne-moi juste une minute.
Siz bana emir verin ben de bu insanları geri getireyim.
Donnez moi en l'ordre et je vais les chercher.
Bana o aptal elinizi verin efendim.
Donnez-moi votre main muet, monsieur.
- Dinle Tim gidip diğer ahırları da kontrol edin, sonra bana haber verin, tamam mı?
- Ecoute, Tim, pourquoi tu ne vérifies pas les autres granges pour la même chose et puis reviens me voir, ok?
Babasına göre nişanlısından ayrılmış ve bir süreliğine Avrupa'ya gitmiş. Bu pozisyon için uygun birini duyarsanız bana haber verin.
Selon son père, elle a rompu ses fiançailles est partie en Europe pour un moment, donc vous me direz si vous connaissez quelqu'un disponible pour le poste?
Yapabileceğim bir şey olursa bana haber verin.
Faites-moi savoir s'il y a... quoi que ce soit que je puisse faire.
Kendimi size kanıtlamam için bana bir şans verin, efendim.
Laissez-moi me prouver à vos yeux.
Bana kuşu verin ve gidelim.
Donne moi juste le petit oiseau, et on se barre.
Bana usturlabı verin.
Donnez-moi l'astrolabe.
verin 65
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana öyle bakma 161
bana bak 1395
bana gel 139
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana öyle bakma 161
bana bak 1395
bana gel 139
bana yalan söyledin 158
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana bir bira ver 21
bana biraz su ver 19
bana bir bak 53
bana ver 290
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana bir bira ver 21
bana biraz su ver 19
bana bir bak 53
bana ver 290