Bilmek zorundayım Çeviri Fransızca
205 parallel translation
Kimsin? Bunu bilmek zorundayım.
Je veux savoir qui vous êtes.
Bilmek zorundayım.
J'aurais dû savoir.
Ne olursa olsun, bilmek zorundayım.
Peu importe ce que c'est, je dois savoir.
Hepinizin anlamadığı şey şu ki, onun oralarda bir yerlerde olduğunu bilmek zorundayım.
Ce que personne ne comprend, c'est que je dois savoir que c'est pas loin.
Bilmek zorundayım.
Je dois savoir!
- Bunu bilmek zorundayım.
- Je dois savoir.
- George, bir şeyi bilmek zorundayım. Hemen öğrenmezsem meraktan öleceğim bir şey var.
George, réponds-moi tout de suite!
- Yaptıysa bilmek zorundayım.
Il faut tout me dire.
Bilmek zorundayım, Paul.
- Il faut que je sache, Paul.
-... bilmek zorundayım!
- Il me la faut! - Non, maman, je n'ai rien fait.
Bilmek zorundayım.
Je dois le savoir.
Bilmek zorundayım.
Je dois savoir.
Bir karar vermeliyim Profesör. Bilmek zorundayım!
Je dois décider, je dois savoir!
O iş bitti. Lolita, bilmek zorundayım.
Lolita, je veux savoir!
Beni neden hor gördüğünü bilmek zorundayım.
- Je veux savoir pourquoi tu me méprises.
Fakat iyi olduğunu bilmek zorundayım.
Mais je veux savoir si elle va bien.
Ama bilmek zorundayım.
Mais je dois savoir.
Benim için ne yapabileceğini bilmek zorundayım.
Je veux savoir ce que vous pourrez faire pour moi.
Bilmek zorundayım, Lordum
Je voudrais savoir, mon Dieu
Gerçeği bilmek zorundayım.
Je dois savoir. Tu me dois la vérité.
Tüm detayları bilmek zorundayım bayan Mo. Aksi takdirde davayı alamam.
J'ai besoin de connaître les détails Mme Mo sinon, je ne peux pas m'occuper de cette affaire.
'Bu sorunun cevabı için Barton'un ne olduğunu bilmek zorundayım...'
Pour répondre à cela, je dois savoir si Barton...
Kiminle uğraştığımı bilmek zorundayım : Sizinle mi yoksa patronumla mı?
Je dois savoir à tout instant qui vous êtes, vous ou mon patron.
Bilmek zorundayım.
J'aimerais le savoir.
Fakat, lütfen, gerçekten bilmek zorundayım.
- Tu es la seule à avoir la réponse à cela.
Ne ile çalışcağımı hemen bilmek zorundayım.
J'ai besoin de savoir d'emblée à qui j'ai affaire.
Hangi kesici aleti kullandığını bilmek zorundayım.
Fais venir le labo pour identifier l'outil qui a coupé une branche.
Bu her neyse, dürüst ve bana özel olduğunu bilmek zorundayım.
J'ai besoin de savoir que vous êtes honnête avec moi.
Ama bilmek zorundayım.
C'est inutile d'essayer de l'oublier.
Bilmek zorundayım.
Ke dois le savoir! Donc vous aussi, vous devez...
Lütfen, bilmek zorundayım.
je vous en prie. J'ai besoin de savoir.
Beelarious belgeleri hakkındaki son tavrını bilmek zorundayım.
Je dois savoir Si vous avez-vous pris une décision au sujet du mémo Bellasarious?
- Bunu neden bilmek zorundayım?
Pourquoi vous me dites ça?
Bilmek zorundayım. 25.
Il faut que je sache. 25 secondes.
- Bilmek zorundayım.
- Je dois savoir.
Bilmek zorundayım.
Écoutez, je dois savoir.
Bana bir şeyler anlatmak zorundasın. Çünkü kafam karma karışık! Bunu bana neden yaptığını bilmek zorundayım!
Tu ferais mieux de me donner ta version de l'histoire, Evelyn, parce que je suis assez perturbé, et je veux juste savoir pourquoi tu m'as fait ça.
- Beni sevip sevmediğini bilmek zorundayım.
Je dois savoir qui il aimait : Elle ou moi!
Bilmek zorundayım, işten çıkarıldım mı?
Il faut que je sache. Je suis licencié?
Bilmek zorundayım Dufresne'ye anlattığın şey doğru mu?
Je dois savoir si ce que t'as dit à Dufresne est vrai.
- Bilmek zorundayım.
Répondez-moi, vous y arriverez?
- Hazır olmadığını düşünüyorum.. Ama... Eğer bu olmuş ise bilmek zorundayım... çünkü seni korumadığımı düşünüyorum- -
- Je ne t'estime pas prête, mais... j'ai besoin de savoir si ça se produit réellement... parce que, je n'ai pas la sensation de te priver...
Ronin, bilmek zorundayım.
Ronin, je dois savoir.
Ne taşıdığımı bilmek zorundayım.
Je dois savoir ce que je transporte.
Bilmek zorundayım.
J'ai besoin de savoir.
Size yardım etmek için bunu bilmek zorundayım.
J'ai besoin de savoir. J'examine votre bras.
Haberler benden sorulur bu yüzden bilmek zorundayım.
Il est normal que je sache.
Apollo, söylemek zorundayım, senin insan taklidi yapma tarzın çok çarpıcı, ama burada bilmek zorunda olduğum başka şeyler var.
Je dois dire, Apollon, votre imitation du comportement humain est remarquable, mais j'aimerais que vous m'expliquiez plusieurs choses.
Kaptan, kaç ana gemiyle uğraştığımızı bilmek zorundayız.
Nous devons déterminer combien de vaisseaux-bases ils ont.
Anlıyorum, ama bilmek zorundayım.
- Répondez!
- Bilmek zorundayım.
Dis-le-moi!
zorundayım 57
bilmem 2708
bilmem ki 316
bilmelisin ki 23
bilmek istiyorum 265
bilmez miyim 74
bilmem anlatabildim mi 75
bilmeni isterim ki 45
bilmem gerek 39
bilmeni istiyorum 26
bilmem 2708
bilmem ki 316
bilmelisin ki 23
bilmek istiyorum 265
bilmez miyim 74
bilmem anlatabildim mi 75
bilmeni isterim ki 45
bilmem gerek 39
bilmeni istiyorum 26
bilmelisin 32
bilmek ister misin 36
bilmezsin 18
bilmek mi istiyorsun 18
bilmen gerekir 21
bilmek isterdim 26
bilmek istiyor musun 23
bilmeni isterim 16
bilmenizi isterim ki 40
bilmek istemezsin 61
bilmek ister misin 36
bilmezsin 18
bilmek mi istiyorsun 18
bilmen gerekir 21
bilmek isterdim 26
bilmek istiyor musun 23
bilmeni isterim 16
bilmenizi isterim ki 40
bilmek istemezsin 61