English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bilmeye hakkım var

Bilmeye hakkım var Çeviri Fransızca

197 parallel translation
Ama anlatmak zorundasın. Bilmeye hakkım var.
Vous le devez, j'ai le droit de savoir.
Ama, Ned, bilmeye hakkım var.
Ned, j'ai le droit de savoir.
İlgimizi öyle bir seviyeye çıkarttınız ki Frederick'le bu kadın hakkında daha fazla şey bilmeye hakkım var.
Notre curiosité est piquée au vif. On veut en savoir plus long.
Kocamın nereye gittiğini bilmeye hakkım var.
J'ai le droit de savoir.
Aranızda tam olarak ne geçtiğini bilmeye hakkım var.
J'ai le droit de savoir exactement ce qui s'est passé entre vous.
Bilmeye hakkım var.
J'ai le droit de le savoir.
Bilmeye hakkım var.
J'ai le droit de savoir.
Subay olarak bu müfrezenin amacını bilmeye hakkım var.
En tant qu'officier... je veux connaître la mission de ce détachement.
Bilmeye hakkım var. Tamam. Bilmek istiyorsun.
Je vais te le dire!
Lolita, bunu bilmeye hakkım var.
J'ai le droit de savoir!
Neden kimse anlatmıyor? Yaralandıysa bilmeye hakkım var!
J'ai le droit de savoir s'il est blessé, s'il a eu un accident.
Beraber çalışacağım kişi hakkındaki her şeyi bilmeye hakkım var.
Si je dois travailler avec cet homme, je dois tout savoir sur lui.
Ne olduğunu bilmeye hakkım var.
Je veux savoir.
Babasıyım ben, bilmeye hakkım var.
mais je suis son père. J'ai le droit de savoir.
Bilmeye hakkım var.
Je crois que j'ai le droit de savoir.
Çocuklara banyoyu hazırlatıyorum. Bunu bilmeye hakkım var.
Mes gars font votre salle de bains, j'ai le droit de savoir.
Eğer anlaştıysan, bilmeye hakkım var!
J'ai le droit d'être mis au courant!
Bunu bilmeye hakkım var.
Je pense en avoir le droit.
Neden öğrencilerimin kopya çektiğini düşündüğünüzü bilmeye hakkım var sanırım.
Je crois que j'ai le droit de savoir pourquoi vous pensez que mes étudiants ont triché.
Seçim yapacaksam neyin ne olduğunu bilmeye hakkım var.
Eh bien, si je dois choisir, je pense avoir le droit de savoir ce qui s'est passé.
Omuzların benim hakkımda konuşuyorsa bilmeye hakkım var.
Si elles parlent de moi, j'ai le droit de savoir.
Bilmeye hakkım var.
- Je veux savoir.
- Bilmeye hakkım var.
- J'ai le droit de savoir.
Ben onun dünyadaki en yakın akrabası sayılırım. En yakın ilişkilerini bilmeye hakkım var.
je suis la plus proche parente que mon neveu ait, et j'ai le droit de connaître ses affaires les plus intimes.
Bilmeye hakkım var.
En clair, j'ai le droit de savoir.
Nereden geldiğimi bilmeye hakkım var.
J'ai le droit de connaître mes origines.
Başvurumu neden reddettiğinizi bilmeye hakkım var.
J'ai le droit de savoir pourquoi vous rejetez ma demande.
Beni bu sefil dünyaya getiren hareketle ilgili herşeyi bilmeye hakkım var.
Dis-moi comment j'ai atterri ici-bas!
Onlardan biri benim. Bilmeye hakkım var.
J'ai le droit de savoir
Mulder, buraya kadar geldim. Sebebini bilmeye hakkım var.
Maintenant que je suis là, autant savoir pourquoi.
Kocamın kanunlara saygılı bir iş adamı olup olmadığını bilmeye hakkım var.
Je pense avoir le droit de savoir si mon mari est un homme d'affaires légitime.
Bilmeye hakkım var.
Dis-moi, j'ai le droit de savoir.
Beni kimin kullandığını bilmeye hakkım var.
Je veux savoir qui me manœuvre.
Benden kızımı istemek üzeresin, o yüzden... bilmeye hakkım var.
Vous allez me demander la main de ma fille... j'ai le droit de savoir.
Horak, düşündüm ki ikimizin de gerçeği bilmeye hakkımız var.
Vous devriez savoir ce que votre fiancée manigance, et bien sûr, moi aussi.
Uzun lafın kısası, karşılıklı olarak birbirimizden neler beklediğimizi bilmeye hakkımız var.
Il est juste que vous sachiez ce que vous pouvez attendre de moi... Et moi, ce que je puis attendre de vous.
Sanırım bir adamın hangi sebepten öleceğini bilmeye hakkı var.
Il est juste qu'un homme sache pourquoi il va mourir.
- Bilmeye hakkımız var.
- On veut savoir!
Bir adamı ölümü olabilecek bir göreve gönderiyorsak... nedenini bilmeye hakkı var sanırım.
Puisqu'on envoie cet homme vers une mort possible, il a le droit de savoir pourquoi.
Bu kadar parayı ödemek için adamın adını bilmeye hakkımız var.
Pour ce prix, vous pourriez au moins nous dire son nom.
- Bilmeye hakkımız var!
- On a le droit de savoir!
Nasıl bir işe girdiğimizi bilmeye hakkımız var.
On veut savoir où on va.
Bilmeye hakkımız var. Neler olduğunu bilmek istiyoruz.
On a le droit de savoir!
Bilmeye hakkımız var!
On a quand même le droit de savoir!
Haydi, benim davam hakkında konuşuyorlar şu an, neler olduğunu bilmeye ihtiyacım var.
- Mais ils parlent de mon cas.
Ne olduğunu bilmeye hakkımız var.
On a le droit de savoir ce qui se passe.
- Bilmeye hakkım var.
- J'en ai le droit.
Sanırım bilmeye hakkın var.
Je suppose que tu as le droit de savoir.
Buradaki esas sorun, hastalarımızın bunu bilmeye hakkı var mı?
La vraie question porte sur le fait de mettre ou non nos patients au courant.
Burada ne olduğunu bilmeye hakkım var.
J'exige de savoir ce qui se passe.
Sayın Büyükelçi ve Tina... Sanırım bilmeye hakkımız var.
M. L'Ambassadeur, Tina, vous devez nous le dire...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]