English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bilmem

Bilmem Çeviri Fransızca

21,446 parallel translation
Bilmem, ama kafiyeli oluyor, değil mi?
Je sais pas, mais ça rime.
Amacı ne? - Bilmem, eğlence olsun diye.
- Je sais pas, juste comme ça.
- Evet, bilmem.
- Je sais pas trop.
Bilmem, seni davet ettim gelmem dedin, sonra birden ortaya çıktın.
Je sais pas, je t'ai proposé de venir, tu as dit non, et tout à coup, tu rappliques.
Bilmem.
Je sais pas.
- Bilmem.
- Je sais pas.
Bilmem gerek.
Je dois savoir.
Bilmem.
Je ne sais pas.
Daha önce buraya geldiğimi düşününce bunu bilmem normal tabii.
Enfin, si je suis déjà venu, ce que je saurais, bien sûr.
Butch olacaksam hareketlerini bilmem gerek.
Pour être Butch, je dois savoir comment il opère.
Bilmem gerekirdi.
J'en sais quelque chose.
Bilmem, sen de istersin sanmıştım.
Je ne sais pas. J'ai cru que c'était ce que tu voulais.
Duygu sömürüsü yapacağını bilmem gerekir yani.
Je dois savoir si tu vas la jouer solitaire.
Bilmem. Peki sen?
Vous avez l'air de connaître un paquet de gens ici.
Bunu nasıl bilmem?
Comment ai-je pu ne pas le savoir?
Böyle bir şeyi yapabilmem için işlerin artık nasıl yürüdüğünü bilmem gerekir ama.
Je dois encore savoir comment ça marche pour être capable de faire une chose comme ça.
Bilmem.
Peut-être.
Bilmem iyi oldu.
Bon à savoir.
- Rol yapmak nasıldır biliyor musun bilmem.
- Et vous savez jouer la comédie?
- Pek bilmem, ilgili de değilim.
- Non, et je ne suis pas intéressé.
- Orasını bilmem. Konuya bağlı kalalım.
Revenons-en au sujet.
- Şimdi yeri ve sırası değil Izzy. - Bilmem.
Ce n'est ni le moment, ni l'endroit, Izzy.
- Bilmem. Klinik olabilir mesela.
Je sais pas, peut-être la clinique.
Tüm gün gelip gittin, bilmem kaç tane toplantıya katıldın. Her şeyle tek başıma uğraştım.
Tu fais que passer ici, avec toutes tes réunions, me laissant toute seule à gérer tout ça.
İyi bir ajan olabileceğini düşünüyorum. Ama senin de böyle düşündüğünü ve bunu ne kadar çok istediğini bilmem gerek.
Je pense vous pourrez être un bon agent, mais je dois savoir si vous le pensez et que vous le voulez suffisament.
Neyden ödün vereceğini bilmem gerek.
Je dois savoir quelle concession tu es prêt à faire.
"Beden" denilen şeyi bulmaya çalışıyorum ama yeni arkadaşımız dönmeden ne yaparım bilmem.
Je cherche à localiser ce "vaisseau", mais je ne suis pas sur d'y arriver avant que notre nouvel ami revienne.
Desteğine güvenebileceğimi bilmem gerek.
J'ai besoin de savoir que je peux compter sur votre soutient.
Bilmem ki.
Je ne sais pas.
"Bilmem ne konferansına katılım."
"Conférence machin chose".
Sadece bilmem gerekiyor, o zaman geldiğinde her şeyi konuşarak çözmek için cidden uğraştığımı bu kaçınılmaz sondan bir kerecik de olsa kaçınmaya çalıştığımı.
J'ai besoin de savoir, avant que ce moment n'arrive, que j'ai vraiment essayé de te parler, que j'ai essayé d'éviter l'inévitable, au moins une fois.
"Ah, bilmem gerekirdi değil mi?" der gibi.
Ou "Oh, j'aurais dû m'en douter"?
- Sınır bilmem ben.
- Je ne les ai jamais connues.
Bilmem gereken bir sorun var mı, Daniel?
Il n'y a rien que je devrais savoir, Daniel?
Ben efsane falan bilmem.
Je n'ai jamais entendu parler de légendes.
Bilmem ki. Hiç o açıdan düşünmemiştim aslında bakarsan.
Je ne sais pas, je ne l'avais pas vraiment considéré de cette façon.
- Neyi olduğunu bilmem gerek, tamam mı?
J'ai besoin de savoir ce qui se passe avec lui, d'accord?
Nereye gittiğimi ve ne yaptığımı bilmem gerek.
Je dois savoir où je vais et ce que je fais.
Seni bilmem ama bana komik geliyor.
Je ne sais pas pourquoi, mais je trouve ça drôle.
Sanırım 30-bilmem kaçıncı insanüstü,... ninja kaplumbağa olmayan adamımızın bir sonraki hedefini bulduk.
Nous avons trouvé la prochaine cible. Pour notre trentenaire, meta-homme, pas une Tortue-Ninja.
Camille'in bu oldukça gereksiz oyununa yardım etmesi için güçlü aptallar bulacağını bilmem gerekirdi.
J'aurais dû savoir que Camille chercherait de puissants idiots pour l'aider dans sa tactique futile.
Bunu neden bilmem gerekiyor acaba?
Je suis pas sûre du pourquoi je dois le savoir.
Nedenini bilmem gerekiyordu.
J'avais besoin de savoir.
Bilmem gereken tek sey sonsuza dek kapali kalip bir daha Aria'ya zarar verememesi.
Mais de savoir qu'elle restera enfermée et ne s'en prendra plus à Aria.
Bak, buraya geldim çünkü benden ne yapmamı istediğini bilmem gerekiyor.
Je suis venue, car j'avais besoin de savoir ce que tu voulais que je fasse.
Seni mutlu ettiği sürece bilmem önemli değil.
Je me fiche de ce que c'était du moment qu'il t'a rendu heureuse.
Sanırım bilmem gereken her şeyi biliyorum.
Je pense que je sais tout ce dont j'ai besoin.
- Bilmem.
- Je ne sais pas.
Bilmem.
Ils étaient ensemble au bal?
Yapmanın mümkün olmadığını bilmem gerekirdi.
J'aurais dû savoir que t'étais un dégonflé.
Bilmem, sevdiğini sanıyordum..
Je pensais que ça te branchait.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]