English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Biraz daha al

Biraz daha al Çeviri Fransızca

674 parallel translation
Biraz daha al.
Encore un peu.
İşte. Biraz daha al.
Encore une tournée!
- Biraz daha alırız.
On en aura d'autres!
Gecenin bir yarısı olsun, yine de gider biraz daha alırdı.
Même à minuit, il sortait pour en boire encore.
Biraz daha al.
Je t'en trouverai d'autres.
Biraz daha al.
Il vous faut un autre verre.
Biraz daha alır mısın?
Encore un peu?
Yüksek yerlere biraz daha alışabilirsem biraz da olsa böyle yavaşça, tamam mı?
Si je peux m'habituer aux hauteurs petit à petit - Juste un peu Comme ça Graduellement, tu vois?
Sen yanına biraz daha al sonra canın ödemek isterse ödersin.
Tu en prends plus et si tu veux payer, tu paies.
Biraz al, sonra biraz daha alırsın, sonunda hepsini almış olursun.
prendre petit à petit pour tout avoir à la fin.
- Biraz daha alır mısınız, majeste?
- Je vous ressers, sire?
Biraz daha al bu... üzücü konyaktan.
Reprenez donc de ce Brandy, qui est assez décevant.
"Biraz daha sert nefes alırsam kornayı çalacağım!".
"si je respire plus fort, je vais klaxonner."
Gel biraz daha kahve al.
Prenez du café.
Biraz daha Hollanda sosu alır mısınız?
Un peu plus de sauce hollandaise?
- Biraz daha kahve alır mısınız efendim?
- Plus de café? - Non, merci.
Biraz daha zaman alır oğlum.
Va falloir attendre.
Birazını onun yerine sen al, daha iyi.
C'est à moi! C'est mieux dans tes mains que dans les siennes.
Sanırım tüfeğe alışırsam biraz daha iyisini yapabilirim.
Ça ira mieux quand je me serai fait au fusil.
Ben, ummuştum ki... Yani, birbirimize alıştığımıza göre... biraz daha birlikte devam etmemizi istersin diye ummuştum.
J'espérais que vous... que puisqu on s'est habitués l'un à l'autre...
Bay Eddie'nin içkiden her yudum alışında bu olağanüstü balık biraz daha büyüyor.
A chaque verre, le fabuleux poisson grossit!
Biraz daha brendi al.
Tenez, buvez encore de l'eau-de-vie.
Biraz daha iç, tadını daha iyi alırsın belki.
Je te la ferai apprécier.
Biraz daha tereyağlı ekmek alın Bay Allnutt.
Encore du pain et du beurre, Mr Allnut.
Biraz daha kahve alır mısınız Bayan Holt?
- Encore du café, Mme Holt?
Şundan biraz daha ver, baltaları al.
Redonnez lui en. Allez chercher les haches.
Bu California yağmuru alışılmıştan biraz daha ağır.
La rosée californienne est épaisse, ce soir.
Sanırım ben de yapabilirdim, ama biraz daha fazla zaman alırdı.
Je pourrais faire la même chose, avec un peu plus de temps.
- Biraz daha saki al.
- Je te ressers du saké?
Al biraz daha.
En voilà d'autres.
Biraz daha şarap alır mısınız, Bay Andrews?
Du vin, M. Andrews?
Geceleri ay harika, her gece biraz daha büyüyor biraz daha sola yükseliyor sağdaki ağaçlara ulaşması biraz zaman alıyor.
La lune est belle, chaque nuit plus grande, chaque nuit elle se lève plus à gauche et atteint plus tard les arbres à droite.
Sen en iyisi biraz daha şampanya al.
Du champagne?
Biraz daha şekerleme alın, kuzularım.
Prenez du caramel, mes petits.
Bİraz daha limonata al.
Prenez plus de limonade.
Ve her gün biraz daha zalimleşip Louise'e daha da canavarca tavır alıyordum.
Je devenais de plus en plus tyrannique et monstrueux envers Louise dans mon besoin de la dominer.
William, Hill, yanına biraz daha adam al.
- Faites les brûler! - Où est McSween?
Biraz daha mermi al..
Prends plus de balles.
Biraz al, partiden daha çok keyif alırsın.
Prenez-en. Pour apprécier la réception.
Herkes eşit alıyor ama Bay Van Daan biraz daha fazla.
Nous avons tous des parts égales. Sauf M. van Daan, qui en a un petit peu plus.
Bu konuşma biraz daha sürseydi onun terfisini ağzından alır,... yeleğine sokardım.
Deux minutes de plus et je lui cassais la figure...
" Durdur arabayı... Biraz daha viski alır mıydınız?
"À ta place, je ne le ferais pas."
İlk başta biraz soğuk duş gibi ama alıştıkça daha iyi hissedeceksin.
C'est comme une douche froide. Quand on s'y habitue, on se sent mieux.
- Biraz daha çay alır mıydınız?
- Plus de thé, mon colonel?
- Biraz daha içki alır mısınız hocam?
Encore un verre?
Ama Lorenzo daha fazlasına alıştı. Biraz gururu kırılmış olmalı.
Mais Lorenzo a été habitué à bien autre chose et devrait en ressentir un peu d'humiliation.
Biraz daha şampanya alır mıydınız?
- Encore du champagne?
Biraz daha kahve alır mısın?
Un peu plus de café?
Zor nefes alıyordu ama yine de biraz daha iyi gibiydi.
Il respirait difficilement, puis il s'est remis un peu...
Çünkü eğer biraz daha zamanımız olsaydı... İşte al bakalım.
- Si nous avions le temps...
Albay Statter, biraz daha çay alır mıydınız?
- Colonel Statter, vous voulez du thé?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]