English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ C ] / Cu

Cu Çeviri Fransızca

321 parallel translation
Bu benim 10'cu elmas keşfim.
C'est ma 10e expédition pour des diamants.
9.cu Süvari alayı beyazların garnizonunu birkaç yıl önce devraldı.
Le 9e a relevé la garnison blanche il y a quelques années.
... tekrar tekrar söylediğim gibi,.. ... Tarih birgün 9.cu alay ve bizden bahsederken,.. ... hepimizin tertemiz olduğumuzu söyleyecekler.
Vous êtes du 9e de cavalerie, et comme je l'ai toujours répété, les états de service du 9e parleront pour nous, un jour, ils doivent être impeccables.
C Bölüğü, 9.cu Süvari Alayı, efendim.
Troupe C, du 9e de cavalerie, capitaine.
Kıdemli Çavuş Braxton Rutledge, 9.cu Süvari Alayı.
Sergent-chef Braxton Rutledge, 9e de cavalerie des États-Unis.
Kendime 9.cu süvariye ne olacak diye sordum Benim umurumda olamazdı.
J'ai essayé de me persuader que ce qui arrivait au 9e ne me concernait pas.
Çünkü 9.cu süvari alayı benim evimdir.
Le 9e de cavalerie était mon foyer.
Pekala, Ovalardaki Kızılderililer 9.cu Süvari Alayını ilk gördüklerinde, kışın en soğuk zamanlarıydı, ve askerlerin hepsi, soğuktan korunmak için Bufalo derisinden paltolar giyiyorlardı.
La première fois que les Indiens d'ici ont vu les soldats du 9e de cavalerie, c'était en plein hiver et les soldats portaient tous des vestes en peau de buffle.
Veya iyi konuşma seansları!
- Cu une bonne conversation.
"Sulu" kelimesi... yersiz birtakım şakaları tanımlamak için uygundur.
- Le mot "suc-cu-lent" prête à des plaisanteries douteuses.
United Overseas havayolları, 404 numaralı uçuş için son çağrı... 10.cu kapı...
Vol 404 United Overseas Airlines, New York. Dernier appel avant embarquement à la porte numéro 10.
Tırman, Xantos'cu!
Grimpe, Xantista!
S ovyet yolcu uçağı Roma Havaala vyet yolcu uçağı Roma Havaalan yet yolcu uçağı Roma Havaalanı et yolcu uçağı Roma Havaalanı't yolcu uçağı Roma Havaalanı'n yolcu uçağı Roma Havaalanı'na yolcu uçağı Roma Havaalanı'na olcu uçağı Roma Havaalanı'na d lcu uçağı Roma Havaalanı'na dü cu uçağı Roma Havaalanı'na düş u uçağı Roma Havaalanı'na düşt uçağı Roma Havaalanı'na düştü uçağı Roma Havaalanı'na düştü. çağı Roma Havaalanı'na düştü.
UN AVION SOVIÉTIQUE S'ÉCRASE À ROME
Abimin oğulları maurice ve beavis büyük hayal kırıklığıydı onun için zayıf şımarık çocuklar
Les fils de mon frère, Maurice et Bevis, l'ont bien dé çu. C'é taient des bons à rien!
Bu arada kitabınızı bitirdim biliyor musunuz daha 30.cu sayfada katilin kim olduğunu tahmin etmiştim.
A propos, j'ai fini votre livre. Vous savez quoi? J'ai trouvé l'assassin page 30!
Grand Concourse'da 1 49'cu Street station Bronx'da, graffiticiler birlikte onları ne diye çağıralım, "The Writers'Bench."
A la station "Grand Concourse" de la 149ème rue, dans le Bronx, Les graffeurs se réunissent à ce qu'ils appellent, "The Writers'Bench." ( "Le Banc des Graffeurs" )
Kim etrafta deli gibi gezinen 45'lik bir rock'n'roll cu olmak ister ki?
Qui veut être rocker à 45 ans... et faire le bouffon devant des jeunes qui ont à peine la moitié de ton âge?
Blues'cu, ha?
Un bluesman.
Ünlü Long Islandlı blues'cu yine gelmiş.
Le grand bluesman de Long Island est venu nous rendre visite.
- Blues'cu olan benim.
- Enfin, JE suis un bluesman.
Bir blues'cu asla silahsız dolaşmaz bayım.
Un bluesman ne voyage jamais sans un flingue. Non, monsieur.
O ünlü blues'cu olduğunu ne biliyoruz?
Comment on peut être sûr que c'est ce fameux joueur de blues?
Blues'cu olacaksan kamışını kullanacaksın.
Si tu veux être un bluesman, tu devras faire marcher ta tête.
Oradaki tek blues'cu bendim.
C'était moi le seul bluesman en ville, ce soir.
Hak ettiğin kadarı geçti blues'cu.
Tu as eu ce que tu devais avoir, bluesman.
Benim gömleğim nerede?
- Cù est ma chemise?
Şimdi mahkumum ve başım kötü şekilde belada Ve bu belanın çamurunun hiçbirinizin üstüne bulaşmasına izin vermeyeceğim Sizler 9.cu Süvari alayının adamlarısınız,..
Et je ne veux pas que vous en pâtissiez.
Telefon nerede?
- Cù est le téléphone?
- Cedric nerede?
- Cù est Cedric?
- Ben nereye gideceğim?
- Cù vais-je? - Faire une randonnée.
Nerelisiniz?
Cù habitez-vous?
- Siz nerede kalıyorsunuz kızlar?
- Cù séjournez-vous?
Asistanlığını nerede yapmayı planlıyor?
Cù va-t-il faire son internat?
- Kızlara ne oldu?
- Cù sont passées les filles?
Espri anlayışın nerede?
Cù est passé votre sens de l'humour?
Bizi nereye götürüyorlar?
Cù nous emménent-ils?
Şimdi oğlanlar nereye gidecekti?
Cù allaient les garçons?
- Bayan Fellini, nerede?
- Mlle Fellini. Cù...?
Bay Çu-Çu.
M. Tchou-Tchou.
Bay Çu-Çu'ya rastladım.
Je suis tombé sur M. Tchou-Tchou.
Sung Çu, ona problemi göstersene.
Maintenant, Soong Chu, montre-lui le problème.
Sung Çu'nun kendisi de zeki bir bilim adamı.
Soong Chu est une savante futée.
Sung Çu, yatağına git.
Soong Chu, allez vous coucher.
Sung Çu, kusuruma bakma ama biraz yalnız kalmak istiyorum.
Soong Chu, pardonnez-moi... mais je dois un peu être seul.
Bir "rock" çu ile evlendi Sally, Kaliforniya'da tanışmıştı.
Sally épousa un musicien de rock Qui venait de Californie
Siz "hong çing çu" yemistiniz, ben de "kau dong wu fong."
Vous avez pris "hong ching chu"... et moi "kow dung woo fong".
Ama Freud'çu olan doktorum beni son anda vazgeçirdi.
Mais mon psy était un freudien strict.
Bir Jung'çu bunu yapardı.
Un Jungien le ferait.
Hayal kırıklığına uğrayacağını sanmıyorum
Je doute que vous soyez dé çu.
Hayal kırıklığına uğradın
Vous êtes dé çu?
Cedric te onu hayal kırıklığına uğrattı, benimle evlenerek
Il l'a dé çu par son mariage avec moi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]