English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ F ] / Fakat şimdi

Fakat şimdi Çeviri Fransızca

1,108 parallel translation
Bir gün Thorn Vadisine seyahat edeceğiz aynı Nicodemus'un istediği gibi... fakat şimdi değil.
Un jour nous irons à la vallée de Thorn comme Nicodèmus le voulait... mais pas maintenant. Justin!
Fakat şimdi sana daha büyük bir doz vermem gerek yiyeceği etkisizleştirmek için.
Je dois te donner une plus grande dose pour contrebalancer le tout. Barney l'imbécile.
Seni seviyorum, fakat şimdi gitmem lazım, tamam mı?
Je t'aime, mais il faut que j'y aille. O.K.?
Ve hiç bir arkadaşım olmazdı. Fakat şimdi bir sürü arkadaşım var.
Je n'ai jamais eu d'amis alors j'apprécie l'amitié.
# Fakat şimdi aşkın tamamen nasıl kapladığını anlıyorum
Mais je vois maintenant l'amour occuper
Fakat şimdi tam zamanı.
Mais je veux bien maintenant.
İleri görüşlüymüş, fakat şimdi eskiye göre daha az olması ahlaki bir çöküntüyü gösteriyor, servetinin azalmasından kaynaklanan muhtemelen içki gibi kötü bir alışkanlığı işaret ediyor.
Il a eu de la prévoyance, mais moins aujourd'hui qu'avant, ce qui indique une régression morale, qui, vu le déclin de sa fortune, semblerait indiquer une mauvaise influence. Sans doute l'alcool.
Fakat şimdi onu birisiyle tartışırken duydum.
Mais tout à l'heure, je l'ai entendu discuter avec quelqu'un.
" Fakat şimdi, biliyorum ki, beyin yok bende.
"Mais maintenant, je suis convaincu de ne pas en avoir,"
- Hafızamı kaybetmiştim, hatırlıyor musun? - Fakat şimdi?
- J'ai perdu la mémoire, tu te souviens?
Fakat şimdi kontrol bizde.
Mais nous avons le contrôle!
Neden olduğunu bilmiyorum fakat şimdi ve bundan sonraki hayatımda sana ihtiyacım var. Hepinize.
Je ne sais pas pourquoi, mais de temps en temps pour aucune raison, j'ai besoin de vous.
Bak, bize sormadan nefret ettiğimiz bir şey aldılar. Bu kötü tabii. Fakat şimdi gidip, onlara sormadan istediğimiz her şeyi alma şansımız oldu.
Ils ont acheté une chose qu'on déteste sans nous demander... et c'est pas bien... mais ça nous donne le droit d'acheter ce qu'on veut... sans leur demander, et ça, c'est bien.
Oh. Eskiden bu gibi durumları büyüdüğümde kontrol altında tutabileceğimi düşünürdüm, fakat şimdi ciddi olup olmadığını bile bilmiyorum.
Je croyais que je saurais gérer ces situations, une fois adulte, mais je ne sais même pas s'il est sérieux.
Fakat şimdi arzular bile yasak!
Et maintenant, regarde, même le désir est interdit!
Ve bu kahrolasıca teorilerin her birini de dinlemek istiyorum, fakat şimdi çok yorgunum ve beyzbol hakkında düşünmek istemiyorum.
Et je veux toutes les entendre, mais... maintenant je suis fatigué, et je ne veux pas penser au base-ball.
Elbette bir hayalet ve katil olduğumun farkındayım, fakat şimdi bunu unutalım.
Je sais que je suis un fantôme, et un meurtrier, mais vous devriez l'oublier.
Radyonuzun en ateşli frekansında Doorman ile birliktesiniz fakat şimdi biraz yavaşlayacağız sizler için dünyanın en iyi sanatçısı geliyor.
Ce fut un succés des Doorman mais on mettra quelque chose de lent pour tout les amants qui sont dans "La Cime du Monde".
Fakat şimdi bu topraklar, 10 kat daha fazla kar bırakıyor.
Mais aujourd'hui, les bénéfices seront multipliés par dix.
Bunu anlıyorum. Fakat şimdi her şeyi batırmaya gerek yok ismini de dahil.
Vous avez toute ma sympathie mais pourquoi tout gâcher maintenant?
Fakat şimdi bunu biliyorsunuz.
Mais vous le savez maintenant.
Şeyy, Plato'nun birkaç teorisi vardı gerçi ama... fakat şimdi... daha çok... ee.. genç erkeklerin kampına takılıyor.
Platon avait quelques théories, mais maintenant, il va camper avec de jeunes garçons.
Fakat şimdi'56'dayız.
Mais nous sommes en 56.
Fakat şimdi beni paramparça etme.
Ne me brise pas maintenant! D'accord.
Fakat şimdi yakalandı.
- Il nous a tous eus. - Mais il a été démasqué.
Fakat şunu bil : Bu kapıdan şimdi çıkarsam bu gidişin dönüşü olmaz.
Mais je veux que tu saches que si je passe cette porte, c'est fini.
Her şeyi anlatacak kadar zaman yok Tanya. Fakat patronunun güvenlik şefi Bahamadaki hesaplarını endüstri casusluğu ile dolduruyor. Ve şimdi de bir cinayetle.
En deux mots, le chef de la sécurité de votre patron est mouillé dans une affaire d'espionnage industriel et de meurtre.
Şimdi gitmeliyim, fakat önce işte hayatımın hikâyesi.
Je dois y aller, mais d'abord, voici le récit de ma vie.
Şimdi korkup çekinmeniz ve sürünmeniz çok iyi,....... fakat biraz da hakkında hiçbirşey bilmediği bir suçtan dolayı mahkum ettirdiğiniz o adamı düşünün.
Je peux m'enfuir, monsieur Holmes. Je quitterai le pays. Et les inculpations contre lui ne tiendront plus!
Nancy Barclay şimdi de çok güzel bir kadın, fakat siz onu otuz yıl önce, genç bir kızken görmeliydiniz.
Nancy Barclay est une jolie femme, mais vous auriez dû la voir jeune fille aux Indes, il y a trente ans.
Şimdi son derece meşgulüm, fakat sizin olayınızda araştırma yapmak için zaman ayıracağım. Teşekkür ederim, Bay Holmes.
Je suis très occupé en ce moment, mais je prendrai le temps de faire des recherches pour votre affaire.
Bir şişe Chateau Lafitte 37. Savaştan sonraya vermeyi düşündüğüm fakat o kadar iyi gidiyorsunuz ki şimdi de versem olur diye düşündüğüm nadir kaliteli purolar.
Une bouteille de Château LAFITTE 37, quelques cigares plutôt bons que j'avais gardé pour la fin de la guerre, mais comme vous allez très bien, j'ai pensé qu'il valait mieux les fumer maintenant.
Fakat şimdi görüyorum ki aslında çok basitmiş. Açıkça itiraf etmem gerekirse, şöhretimin yerle bir olacağını düşünmeye başladım.
Je pense que ma réputation prendrait un sacré coup si j'étais aussi franc!
Üzgünüm tatlım. Korkarım ki, şimdi çay zamanı. Fakat daha sonra hepsini duymak isterdim.
Je voulais te dire que ton père et moi pensons que tu es enfin assez grande pour te joindre à nous.
Şimdi, tam olarak olmasını umduğumuz şekil bu değil, fakat...
Ce n'est pas exactement ce qu'on espérait mais...
Bak, şimdi uyu fakat sabah onunla konuş, tamam mı?
Dors, va Mais parle-lui demain matin
Şimdi yerlerinize dönün ve silahlarınızı doldurun fakat tekrar ediyorum, ben hedef alanından çıkıncaya kadar ateş etmeye başlamayın.
Que Dieu nous aide. Retournez à vos positions et chargez vos pistolets. Je répète...
Fakat simdi sizler bana bir zamanlar tüm kalbimle inandığım şeyleri hatırlama gücü verdiniz.
Mais maintenant, vous m'avez donné la force... de me rappeler ce en quoi je croyais autrefois de tout mon cœur.
Güneşi, daha önce de bahçe hortumunun üzerinde görmüştüm. Fakat, şimdi senin gözleminle görünce gerçekten anlıyorum.
J'ai déjà vu le soleil se lever sur un tuyau d'arrosage mais maintenant que je l'ai vu à travers vos yeux je comprends vraiment.
Bu sonun başlangıcıydı. Şimdi onlar hoşlanıyorlar, fakat bu bize fazladan iş.
Je ne le ferai pas tant qu'ils ne m'auront pas dit qu'ils m'aiment.
Fakat bana kimse sormadı ve şimdi de geç kaldım.
Mais personne ne m'a demandé et c'est trop tard.
Şimdi, biraz zaman aldı, fakat... en azından kapana girdi gibi.
Ça a demandé des efforts, mais au moins pour l'instant, il semble pris au piège.
Buna şimdi bir son vereceğim. Dün, yakasız Nehru ceketimle işe gittiğimde dibe vurduğumu düşünmüştüm fakat belli ki yanılmışım.
Je pensais avoir atteint le fond du gouffre en portant ma gandoura au travail, mais j'avais tort.
Fakat nereden bulacağız şimdi horozu?
Oui mais voilà... où allons nous trouver un coq?
Şimdi, çok para harcamıyor fakat bir kaç yıl önce, bir süreliğine, çok para harcamış fakat sanırım, sonrasında, 10 Dolarlık iddialarla yetinmiş.
Il ne dépense pas beaucoup mais il y a deux, trois ans, il dépensait beaucoup plus. Mais il a dû apprendre à se limiter à des paris de 10 dollars.
Şimdi, eğer ben yüksekteysem sana yine 50 dolar veririm fakat senden istediğimi alırım.
Mais si je gagne... je te donne les 50 $ mais j'ai ma passe.
Fakat, şimdi gayri resmi olarak duyuramaz mısınız? Anlıyorum.
Je comprends bien.
Fakat şu motorcu Jimmy Flood. Şimdi sınırı aştı. Ve hesap vermek zorunda.
Mais ce motard, Jimmy Flood, il a dépassé les bornes... et il va le payer.
- Fakat ya şimdi?
- Qu'attend-on?
Şimdi değil, fakat, eğer yalnız olursanız...
- Tout de suite, non, mais... Si vous étiez seule...
Fakat şimdi, hayatım...
- Quoi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]