English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ G ] / Geldi

Geldi Çeviri Fransızca

91,274 parallel translation
Bana cehennem köpeği gibi geldi.
Ça ressemble à un chien de l'enfer.
Bu, bu sabah geldi.
On l'a reçue ce matin.
Eşim Ian geldi yanıma, sigarama içkime laf edip durdu.
Ian, mon mari, est sorti. Il m'a reproché de fumer et d'avoir bu.
- Mesaj ne zaman geldi?
Quand le message est-il arrivé?
Polisler benimle konuşmaya geldi.
La police est venue me voir.
Polisler seninle konuşmaya geldi ve sen bana bundan bahsetmedin!
La police est venue et tu ne m'as rien dit?
O gün fazla üzerime geldi beinm de sabrım taştı.
Il me cherchait, j'en ai eu assez.
Adama artık bir dur demenin vakti geldi de geçiyordu.
Parfois, il faut fixer des limites.
Evden dışarı adımımı atmak bugün daha da zor geldi.
J'ai eu plus de mal aujourd'hui. À sortir de la maison.
Sami ile birlikte yemekleri hazırladık. Getir götür işleri için dört eleman daha geldi.
Sami et moi avons préparé les plats, et quatre de nos employés faisaient tourner les plateaux.
Sonra keyfi yerine geldi ama en son dans derken gördüydüm.
Au final, ça lui a plu. Je l'ai vue danser.
- Cumartesi gece kaçta geldi eve?
À quelle heure est-il rentré la nuit de samedi?
Yeni geldi.
Vous avez vu ça?
- Hayır. Çiçekler kimden geldi Trish?
De qui viennent ces fleurs?
- Az önce bir kadın geldi.
Une femme vient de débarquer.
Bu işi bitirme vakti geldi.
Il est temps de régler ça.
Polis benimle konuşmaya geldi.
La police est passée.
Böylesi daha doğru gibi geldi. Kitaba da ihtiyaçları yokmuş.
Ça semblait déplacé et inutile pour le livre.
- Dediğin gibi polis geldi.
- La police est venue, comme prévu.
Sadece kahveye ihtiyacın var gibi geldi.
Mais tu as bien besoin d'un thé.
Bob'tan mesaj geldi.
Message de Bob.
Almak istemediğini biliyorum. Ama şansına küs, sana denk geldi.
Mais pas de bol, elle t'incombe.
Hayatla yüzleşme vaktin geldi.
Affronte le monde.
- Ed'in telefon sonuçları geldi.
Les résultats de son téléphone arrivent.
Bazıları ona biraz ağır geldi.
Certains trucs étaient pas à son goût.
Denk geldi.
C'est arrivé comme ça.
- Hayır artık zamanı geldi.
Pas cette fois.
Bazılarımız için bu alışkanlık haline geldi.
" comme certains ont pris l'habitude de le faire.
Devriye Pati yardıma geldi!
Pat'Patrouille à la rescousse!
Callie sırf seni görmek için New York'tan geldi.
Callie est venue de New York juste pour te voir.
Sabah çim biçme makinesiyle Dominikli biri geldi.
Ce Dominicain est passé avec une tondeuse.
Müşteri geldi.
J'ai un client.
Peki. Bilgisayarınızı kullananların esas hırsızlar olabileceği aklınıza gelmedi mi? - Geldi ama...
Avez-vous pensé que ceux qui avaient votre ordinateur pouvaient être les cambrioleurs?
Eve geldi işte.
Il est enfin rentré.
Christian mı geldi?
Christian est ici?
Bizim moruk imana geldi.
Le vieux a trouvé Dieu.
Nereden aklına geldi?
Pourquoi maintenant?
Özel kuryeyle geldi.
C'est arrivé par coursier en livraison spéciale.
Yerine başkasını oynatma zamanı geldi.
Je crois qu'il est temps de refaire le casting.
Öyle ses geldi.
Vous avez l'air indemne.
Matador pelerinini açma zamanı geldi.
L'heure est venue de déployer la cape du matador.
Aracım geldi.
Mon taxi est arrivé.
Kısa bir süre sonra aynı adamlar oraya da geldi.
Peu de temps après, ces mêmes hommes ont débarqué dans mon restaurant.
Çok iyi geldi.
Je me sens tellement bien!
Sesi sana da garip geldi mi?
Tu l'as pas trouvé bizarre?
Zaman geldi.
C'est l'heure.
Polis okulda benimle konuşmaya geldi.
Pourquoi? La police est venue me voir à l'école.
Laf nerelere geldi, kusura bakmayın, sorularınızı sorun siz.
Bref, pardon.
- Bir ara onu kurtarmam için yanıma geldi.
Ed ne parlerait qu'à elle, s'il pouvait.
Başına ne geldi Nira?
Que vous est-il arrivé?
Bana sanki hatıra olarak saklıyormuşsun gibi geldi.
Ça m'a tout l'air... d'un tiroir à trophées.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]