English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ G ] / Geldin

Geldin Çeviri Fransızca

27,067 parallel translation
"Portland Tonight"'a hoşgeldiniz ve iki belediye adayımıza hoş geldin demek istiyorum.
Bienvenue à "Portland Tonight", et bienvenue à nos deux candidats en course pour la mairie,
New Orleans'e hoş geldin. Eski dostum.
Bienvenue à la Nouvelle-Orléans, vieil ami.
Yani buraya ailemin uyuduğu şehre saklanmaya, kasabamda sığınmacı olmaya misafirperverliğimin tadını çıkarmaya mı geldin? Hem de kokunla yırtıcı bir avın tuzağıyken.
Donc tu es venu ici te cacher, pour prendre refuge dans ma ville, jouir des bénéfices de mon hospitalité dans la ville où ma famille dort, et pendant ce temps, tu attires un chien vicieux avec ton odeur.
Tam vaktinde geldin.
Vous êtes juste à l'heure. Entrez.
Hades yüzünden geldin.
C'était à propos d'Hades.
Walter'ın emirlerine karşı geldin ve tipinin ortasında Happy'nin peşinden gittin.
Tu as ignoré les ordres de Walter et couru après Happy dans un blizzard.
Hoş geldin.
Bonjour!
Bu — Seninle tanışıklığımız yokken ne diye yanıma geldin yahu?
c'est... pourquoi tu es venue me voir avant que je te connaisse?
Hoş geldin, tatlım.
Bon retour, mon chéri!
Yani, sadece bana kahvaltı hazırlamak için mi geldin?
Es - tu vraiment venue ici juste pour me faire le petit déjeuner?
New Orleans'a hoş geldin.
Bienvenue à la Nouvelle Orléans.
Cephane'ye hoş geldin.
Bienvenue à l'Arsenal.
Sonuçta sen geldin bana.
T'es venu à moi.
Sen de yıllar önce benim buraya gelmemle aynı sebepten ötürü geldin.
Tu es venu pour la même raison que la mienne, il y a des années.
- Neden Malachor'a geldin?
Pourquoi êtes vous venu sur Machalor?
Buraya neden geldin?
Pourquoi viendrais tu ici?
- Sana gönderdiğim yoldan mı geldin?
Tu as emprunté l'itinéraire que je t'ai envoyé?
Sarhoş olduğu yeri görmeye mi geldin?
Venu voir l'endroit où il buvait?
Hey, benim için geri geldin.
Tu es revenue pour moi.
Dolls, bizim için geldin teşekkürler. Bizi ağaçlardan korudun falan.
Dolls, merci d'être venu pour nous.
Jack Cruz'u öldürdüğünü bilen tek kişiyi susturmaya geldin.
Vous êtes venue stopper la seule personne sachant que vous avez tué Jack Cruz.
Neden buraya geldin?
pourquoi est-ce que tu es là?
Metroda beni takip ettin. fsociety'ye geldin.
Tu es sorti du métro, tu m'as suivi, tu es venu à fsociety.
New York'tan buraya bunca yolu sadece bunun için mi geldin?
Est-ce que vous êtes juste venu à New York pour ça?
Bunca yolu geldin.
Vous avez fait tout le chemin jusqu'ici.
Dur bir, buraya Zelena'yı bulmaya mı geldin?
Pourquoi ne suis-je pas surprise?
- Cevap aramak için Oz'a geldin. - Buraya sürümü aramaya geldim.
Et tu es venu à Oz pour avoir des réponses.
Bu şerefi neye borçluyuz? Yine ağlayan bebeğimi kollarımdan kopartıp almaya mı geldin?
À quoi dois-je cet honneur?
Karanlık Olan senin tarafındanken bana neden geldin? Ona şu anda pek güvenemiyorum.
Pourquoi venir vers moi quand tu as le ténébreux à tes côtés.
Buna şahit olmak için tam zamanında geldin. Em Teyze.
Une discussion avec le rat de bibliothèque m'a fait réaliser... que je ne t'avais pas donné une vraie chance.
O yüzden buraya geldin.
C'est pour ça que tu es là.
Evimize tekrardan hoş geldin.
Bon retour à la maison.
Çok başarılı bir kadın olmalı. İki gün üst üste geldin çünkü.
Elle doit être bien si tu reviens deux jours de suite.
- Yine mi geldin?
Tu es encore de retour?
Claire, sen mi geldin?
PHIL : Claire c'est toi?
"Bu viskiyi sevdim" den buraya nasıl geldin?
Comment êtes-vous passé de ça et de "J'aime ce whisky" à...?
Carter şimdi babalara geldin.
Carter, c'est terminé.
Sonra da kapıma sen geldin.
Et puis vous frappez à ma porte.
Bir nedenden dolayı mı buradasın yoksa hava atmaya mı geldin?
Vous avez une raison d'être là ou c'est juste pour vous vanter?
Şişeyle parka geldin sonra seni korkutan bir şeyler gördün ve uzaklaştın.
Vous avez emmené la bouteille au parc puis vu quelque chose d'effrayant et pris la fuite.
Evine hoş geldin.
Bienvenue à la maison.
Tabii ki, hoş geldin.
Oui, bonjour.
Hoş geldin.
Bienvenue.
Garcia'nın yerine geldin çünkü onu okuyabileceğimi biliyordun.
Vous êtes venu au lieu de Garcia parce que vous savez que je serais capable de lui lire.
Ölüm odasına hoş geldin, Jakey.
Bienvenue dans la salle d'exécution Jackey.
Afedersin de, New York'tan onca yolu bunu bana söylemek için mi geldin?
Vous êtes venue de New York pour me dire ça?
Yani St. Louis'e kadar onca yolu onun arkasını temizlemek ve aşkının sana geri döndüğünü söylemek için mi geldin?
Vous êtes venue à St Louis pour faire le ménage et dire à sa maîtresse de se retirer?
Tanrı'ya şükür geldin.
- Salut frérot. Merci tu es là.
Beni öldürmeye mi geldin?
Es-tu là pour me tuer?
Alo, erken kuş. Fazla erken geldin.
Tu es trop en avance, d'accord?
- Hoş geldin. - Selam.
Salut, mon pote.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]