Hatta kal Çeviri Fransızca
542 parallel translation
İstediğiniz her şeyi yaparım. Hatta kalırım bile!
Je ferai ce que vous voulez En fait, je resterai
Hatta kalın.
Ne quittez pas.
Hatta kal lütfen.
Ne quitte pas.
Tamam, hatta kalın.
Qui? Une seconde.
Bir dakika hatta kalır mısın.
Ne quitte pas.
Şef sizinle konuşmak istiyor. Hatta kalır mısınız?
Ne quittez pas s'il vous plaît...
Hatta kalın lütfen.
Veuillez patienter.
Grant Kalesiyle hatta kalın.
Restez en communication avec Fort Grant.
Bir saniye hatta kalır mısınız?
Restez en ligne une seconde, svp.
Hatta kalın.
Ne coupez pas.
Hatta kal.
Gardez contact.
Hatta kalın lütfen.
Restez en ligne, s'il vous plaît.
Alo, hatta kal.
Allô? Ne quittez pas.
Hatta kal.
Ne quittez pas.
Bir dakika bekleyin, hatta kalın. Şimdi öğreneceğim.
Ne quittez pas, je vais le chercher.
Hatta kalır mısınız?
Oui, bien sûr. Ne coupez pas!
Hatta kalın.
Restez en ligne.
Hatta kal.
Un instant, je vais le chercher.
Lütfen hatta kalır mısın, Şef? İçki kaçakçısı, sahtekar ve kumarbaz Züppe Dave, bana iyi uykular çocuklar masalı anlatmak istiyor.
Dave le Dandy, bootlegger, escroc et flambeur, veut me raconter un conte pour m'endormir.
- Merhaba. Hatta kalın. Arayanı buldum Rip.
Ça y est, c'est elle.
- Evet. Hatta kalın. Madrid hazırmış.
- Oui, ne quittez pas.
Hatta kalın.
- La chambre 813? Ne quittez pas.
Bu hatta kal.
Gardez cette direction.
Anlaşıldı. Hatta kal.
Restez à l'écoute.
Hatta kalın.
Gardez le contact.
Lütfen hatta kalın.
Ne quittez pas, s'il vous plaît.
Lütfen hatta kalın.
Ne coupez pas, je vous prie.
Beni bekleyin ve hatta kalın.
Attendez-moi et restez en contact.
Hatta kal.
Attends-toi à un coup de fil.
Hatta kal.
En attente.
Hatta kalın. Sizi diğer sahaya alacağız.
On vous reprend sur l'autre indicateur radar.
İsminizi ve mesajınızı söyleyin, hatta kalın.
Donnez votre nom, parlez, puis raccrochez.
Peki, hatta kalın.
OK, attendez.
En azından hatta kalıp, çalışmaya devam et.
Poursuivez vos recherches.
Sizi bağlayacağım, hatta kalın.
Je vous le passe. Ne quittez pas.
Burada bunla uğraşıyorum. Hatta kal.
Restez en ligne.
Hatta kal. Kapatıyorum ve gidiyorum.
- Je vous tiens au courant.
Skandallarınızı yeniden canlandıracaksınız... hatta... Hatta zorunda kalırsanız dans bile edeceksiniz.
Vous jouerez vos scandales, vous les danserez, si vous voulez.
Git ve gittiğin yerde kal. - Denedim. Hatta çok istedim.
J'ai essayé, mais je suis un faible.
Artık Hava Kuvvetleri'nde kalıp tekrar yıldızlara erişmek isteyip istemediğimden hatta evlenip Webster ailesine katılmak isteyip istemediğimden hiç emin değilim.
Je ne suis plus trop sûr de vouloir faire carrière dans l'armée, ni d'entrer dans la famille Webster et d'être pris dans ce tourbillon.
Bir yolcu treni beklemek, hatta uçmak zorunda kalırım.
Sans compter que ça peut me coûter cher.
Sen mahkûmlarından, senin yapıştırdığın değer yargılarıyla senin uyumlu olma anlayışınla, senin davranış kalıbınla ve hatta senin ahlak anlayışınla ipin uçundaki kuklalar gibi dans etmelerini istiyorsun.
Vos détenus devraient danser aux portes comme des marionnettes, couverts de tampons apposés par vous, selon votre sens de la conformité, de la bonne conduite, et même de la morale.
Bütün işleri kendi başına yapmaya karar verdi, kendi basım harflerini hazırlayıp, kalıba dökecek, ve hatta kendi kağıdını yapacaktı.
Pour tenter de redresser la situation, il décide de faire tout lui-même. Les caractères d'imprimerie, les lettres, vous savez, sont en plomb. Il va fondre lui-même ses propres caractères et bientôt, il décide de fabriquer son propre papier.
Dinleyin. 10 yıl içinde Ay'da kalıcı üsler kurulacak hatta Mars'ta bile.
Ecoutez! Dans dix ans il y aura des bases sur la Lune et sur Mars!
Giacobbe, eğer burada kalırsan, tıpkı abi kardeş gibi yaşarız, hatta istersen sonsuza kadar.
Tu peux t'installer ici, pour le moment. Même pour toujours, si tu veux.
Ve sıklıkla fark etmek zorunda kalırız kararlarımız ve yorumlarımız ve hatta umutlarımız bile, yanlış çıkmış olabilir.
Nous nous rendons compte bien souvent que nos jugements, nos interprétations et même nos espoirs peuvent être infondés.
- Kesildi. - Hatta kalın.
C'est fragile.
En küçük, hatta, uzaktan bir olasılık bile yok. Hoşça kal.
C'est hors de question.
- Hatta geriye biraz kalıyor.
- Mets les billets de un, ici.
Evet, öyleyse ikinci hatta 5 ya da 6 kişi kalın.
Alors... on ne sera plus que cinq ou six en deuxième ligne.
Hatta artık geç kalınmış bile olabilir.
- Mais c'est peut-être trop tard.
kaldırın 181
kalıp 21
kalabalık 41
kalmamış 19
kalbimi kırdın 25
kaldır beni 31
kalkıyorum 26
kalktım 52
kalmak istiyorum 46
kalıyorsun 17
kalıp 21
kalabalık 41
kalmamış 19
kalbimi kırdın 25
kaldır beni 31
kalkıyorum 26
kalktım 52
kalmak istiyorum 46
kalıyorsun 17