English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ K ] / Kötü

Kötü Çeviri Fransızca

131,426 parallel translation
Lillian'ın kötü olduğunu biliyor, hala annesini sevse de, doğru olanı yapıyor.
Elle sait que Lillian est maléfique, Elle fait la bonne chose, même si elle aime encore sa mère.
Demek o kadar kötü müydü?
Donc, c'était affreux?
Kötü ünlü kardeşi hapiste.
Son tristement célèbre frère est en prison.
Arkadaşın olduğunu biliyorum, Kara ama Lena kötü biri.
Je sais qu'elle est ton amie Kara, mais Lena c'est que des problèmes.
Kötü adamları kovalamak.
Courir après les méchants.
O kadar da kötü değilmiş, değil mi?
Ce n'était pas si mal, si?
Onu arayamaman ne kötü.
Dommage que tu ne peux pas l'appeler.
Ne kötü, sadece sen gelmişsin.
Ce n'est que toi.
Ben Burr'ü severim, dürüst olalım. Kötü bir şöhreti var. Tabanca kullanmayı iyi bilirdi.
Il avait mauvaise réputation, mais il maîtrisait bien le pistolet.
Kötü davrandım tamam mı?
J'ai mal agi.
Çok kötü.
Très mal.
Bence verdiğin kötü kararları ailene açıklamak zorunda kalacaksın.
Tu devras expliquer ton manque de jugement à ta famille.
- Kulağa kötü geliyor.
- C'est mauvais.
O kadar kötü müydü?
C'était si mauvais que ça?
Ve onları bulduğumuzda, onu tehlikeye atıp kötü bir karar verme riski alıyorsun.
Et quand on le trouvera, tu risques de dire une bêtise, et de le mettre en danger. Ou pire, d'être toi-même blessée.
En kötü kısmı neydi biliyor musun?
Vous savez le pire?
Yalan söylemiş olman yeterince kötü, ama prens olman?
Mentir c'est déjà mal, Mais être le prince?
Kara, Mon-El belki de kötü bir prens olabilir.
Mon-El faisait parti de ça. Kara, peut-être que Mon-El est un méchant prince.
Sana kötü niyet dilemiyorum, ama bu gezegenden gitmeli ve asla geri dönmemelisin.
Je ne te souhaite aucun mal, mais vous devriez quitter cette planète et ne jamais revenir.
Gördün mü, o kadar da kötü değilmiş.
Tu vois, ça n'a pas été si mauvais.
Bak, kötü hissettim.
Ecoute, je me sens mal.
Ve zaten bunun hakkında kötü hissediyorum.
Et je me sens déjà mal.
Ortaya çıkarmak istedin ki daha kötü hissedeyim diye mi?
Tu veux en parler pour que je me sentes encore plus mal?
Emily hakkındaki gerçeği gizledin, onu kötü adammış gibi gösterdin.
T'as caché la vérité sur Emily, tu l'as faite passée pour la méchante.
Ve ondan önce, ailene gittiğinde gerçekten neler olduğunu ve ne kadar kötü tepki gösterdiklerini anlatmadın.
Et avant ça, tu ne m'as pas dit ce qu'il s'est vraiment passé quand tu as dit à tes parents que tu étais gay. Et à quel point ils ont mal réagi.
Kötü biri olduğumu düşünmüyor musun?
Tu ne penses pas que je suis une mauvaise personne?
Bu kötü çocuk sayesinde Köleciler'in Ayı'ndaki kurtarma görevinde, kaçıkları ısı görüşlediğini hatırlarsın.
Tu te rappelles de la vision thermique où les malfaisants sortaient ce garçon Revenu pour la mission de sauvetage à Slaver's Moon.
Biraz kötü adam tekmelemek, isimler almak ve bunların hepsini yüzümde sevimli bir gülümsemeyle yapmak için buradayım.
Je suis ici pour botter des fesses, prendre quelques noms, et le tout avec un joli sourire sur le visage.
Kötü bir aşçı mısın?
Tu cuisines contre le chagrin?
Bu kötü aşçılıktan çok daha iyi.
C'est tellement mieux que de cuisiner.
Çünkü çok yakın zamana kadar kız arkadaşın kötü biriydi.
Parce que récemment, ta petite-amie était une criminelle.
İyi haber, yemek için boş olduğunu biliyorum fakat kötü haber yemek için hiç ilgin yok.
Donc, je sais que tu es libre pour dîner, bonne nouvelle, Mais tu n'es pas intéressé pour un dîner, mauvaise nouvelle.
Kötü adamları yakaladığıma ve herkesi güvenli bir şekilde dışarı çıkardığıma üzülmedin değil mi?
Tu es énervée que j'ai arrêté les braqueurs et ai protégé tout le monde?
Her kötü adam Supergirl'ün kontrol edilebilir olduğunu bilir.
Tous les criminels vont savoir que Supergirl peut être contrôlé.
Çok kötü olmuş.
C'est horrible.
Kötü oldu.
Ça craint.
İşleri daha kötü hale getirdim.
J'ai empiré les choses...
Hayatında bir çok kötü şey yapmış olabilirsin ama gurur duyabileceğin bir şey yaptın.
Vous avez fait beaucoup de mauvaises choses dans votre vie, Mais vous avez fait une chose dont vous pouvez être fier,
Fakat yetkililer onun peşinde çünkü kötü bir şey yaptı.
Les autorités en ont après elle parce qu'elle a fait quelque chose de mal.
Ve eğer onu bulmamıza yardım edersen, o zaman onu başka birine kötü bir şey yapmaktan koruruz.
Et si tu nous aides à la trouver, nous pourrons la protéger en l'empêchant de faire quelque chose de mauvais à quelqu'un.
Sen bu kadar kötü biri değilsin.
Vous êtes meilleure que ça.
Kötü olduğumuzu düşünüyorlar.
Ils pensent qu'on est méchant.
Babam öldükten sonra, işler daha da kötü bir hal aldı.
Et quand mon père est mort, ça c'est empiré.
- Ben işler en kötü olduğu anda ikimizin de doğruca bir bara koşmasına sevindim.
Et je suis contente que lorsque les choses sont pires, nous allons courir directement au bar.
Bana defalarca oranın çok kötü bir yer olduğunu söylemişlerdi ama bir türlü anlam veremiyordum.
On m'a dit tant de fois que c'étais un endroit terrible, mais je ne pouvais pas comprendre ça.
- Kötü bir rüya gördüm.
- Tout va bien.
Kötü insanların büyük çoğunluğu, kendilerini yaptıklarının gerekli olduğuna inandırırlar.
La plupart des gens qui font le mal se convainquent que c'est nécessaire.
O zaman, ona dünyanın kötü bir yer olduğunu, ve bazen hayatta kalmak için kötü şeyler yapmamız gerektiğini söyle.
Alors dis-lui que le monde est un endroit mauvais et que parfois, on doit faire de mauvaises choses pour survivre.
Bütün kötü şeyleri uzak tutmaya yetecek kadar güçlü.
Assez fort pour garder le mal loin d'ici.
Hangi kötü şeyleri?
Quel mal?
Kötü adamları.
Des méchants.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]