Ne gerek var Çeviri Fransızca
846 parallel translation
Bir de benim hatırlatmama ne gerek var?
Alors c'est pas la peine que je vous raconte.
Hiç huzur olmayacaksa korunma için bu kadar para ödememe ne gerek var?
Pourquoi je douillerais pour être protégé si c'est toujours la guerre?
İyi ama buna ne gerek var? Bu evde rahat değil miyiz?
Nous sommes ici depuis je ne sais pas combien d'années et maintenant tu veux changer.
"Sandow ve Küçük Mısır arasında sahte romantizme ne gerek var? Sandow'u Küçük Mısır'la evlendirelim çocuklarını seninle 50-50 kırışalım."
Marions-les et nous partagerons les gains de leur progéniture. "
"Denemeye ne gerek var?"
"A quoi bon?"
- Ne gerek var? Burada da yapabilirim.
Je peux les nettoyer ici.
Ellen, ne gerek var bunlara? Ne hissettiğimi biliyorsun.
Ecoute, Ellen, tu sais ce que je ressens.
3 tane odaya ne gerek var?
Trois pieces?
- O halde benim rehberliğime ne gerek var?
- New York. Pourquoi me mentez-vous?
Ne gerek var. Askerler bu havada dağa çıkmazlar.
Aucun soldat ne bougera dans ces montagnes ce soir.
# Güzelliğe ne gerek var #
♪ On n'a pas besoin d'être belle. ♪
Olmadığını söylemeye ne gerek var?
Il croit que c'est une vedette.
Polise ne gerek var kedicik?
Que lui voulez-vous à la police, mon cœur?
Tekneye gitmeye ne gerek var?
Pour quoi faire?
Ve de güneş şemsiyesi! Fazla söze ne gerek var!
Et des parapluies, donc!
Ne gerek var?
Pour quoi faire?
Arabayı aldım diye bu kadar yaygaraya ne gerek var?
- Que d'histoires pour une voiture. - Il n'y a pas que ça.
Ne gerek var oğlum?
Et de quoi, mon fils?
- O zaman sormama ne gerek var?
- Non. Alors pourquoi le demander?
Ne gerek var, beyler.
Allons, messieurs.
Raina, bu konuları Van Stratten ile konuşmaya ne gerek var.
Ça ne regarde pas Van Stratten.
- Ne gerek var ki?
Qu'est-ce qu'il a?
Eğer çıkıp arada bir kovboyculuk oynamıyacaksan sana ne gerek var.
Si vos armes ne servent pas à l'occasion, à quoi bon vous avoir?
Burada jet uçaklarına ne gerek var, bilmiyorum.
Mais à quoi servent les avions, ici?
Ne gerek var? Onu aldım, benimle gelecek.
C'est la voie que j'ai choisie.
Yarın her şey açıklığa kavuşacaksa bu geceyi büyütmeye ne gerek var?
A quoi ça aurait servi? On éclaircira cette affaire demain.
- Ona ne gerek var?
- On a besoin d'elle?
Bunu uzatmaya ne gerek var?
Pourquoi souffrir encore?
Herkes "Sa § ma. Lamba varken muma ne gerek var?" diyor.
On a répondu : "C'est absurde puisqu'il y a l'électricité ici".
Telefona ne gerek var?
A quoi sert le téléphone?
Duvara yazmaya ne gerek var?
Est-il nécessaire de l'écrire sur les murs?
Artık tanıklara ne gerek var?
Plus besoin de témoins!
Bu kıyafetlerin içindeyken bahse ne gerek var!
Dans cette tenue, on peut le dire.
Kaba kuvvete ne gerek var!
Une clé au bras!
Ne gerek var? Neye yarar ki?
Qu'est-ce que tu veux dire?
Tanrı gibi yaşarken Kilden bir Tanrıya tapmaya ne gerek var! İsterseniz dileğinizi ben gerçekleştireyim?
À quoi sert de prier un Bouddha en argile, alors qu'un dieu vivant pourrait accorder chacun de tes souhaits?
Çiftliğe ne gerek var ki?
A quoi bon un ranch?
- Ne gerek var ki?
- Dans quel but?
Ne gerek var tüm bu millete seslenişlere?
Pourquoi tous ces appels à la nation?
Flamingo plajında bir yer var, ama uzak. Saat 3'te dönmem gerek.
Je ne peux pas aller loin, j'ai rendez-vous à 15 h.
Bu deneyi tekrar etmeye ne zaman ne de gerek var.
Nous n'avons ni le temps ni la nécessité de répéter cette expérience.
Ne gerek var ki?
T'as pas une chambre en ville?
Aklında ne var bilmem gerek.
Je veux savoir ce que tu as en tête.
Aylar önce, bana bu hakkı verdiğinizi hatırlatmama gerek var mı?
Je vous rappelle que c'est vous qui me l'avez demandé. Ne me le rappelez pas.
Uzun ve sıkıcı bir yolculuğa ne gerek var?
Pourquoi faire un voyage aussi long?
Yahu bu bilet işine ne gerek var?
A quoi bon cette loterie? Avec 20 billets de mille, elle fait les pieds au mur.
- Başka ne var? - Sormana gerek var mı?
- Qu'aurais-je pu faire d'autre?
Genç bir kızın onurunun ne olduğunu anlatmama gerek var mı acaba?
Faut-il que je vous apprenne ce qu'est l'honneur d'une jeune femme?
Olayı büyütmeye ne gerek var?
N'exagérons rien.
Tanrı'ya inananın şeytandan korkmasına gerek yok! Böyle bir söz de var.
Celui qui croit ne craint pas le diable!
Buna gerek kalmayacak babacığımızın odası da var.
Ce ne sera pas nécessaire. Ann aura la chambre de Papa.
ne gerekiyorsa yap 19
ne gerekiyorsa 35
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
var ya 32
ne gerekiyorsa 35
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
var ya 32
varsın 16
varım 207
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
varım 207
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
ne gece ama 42
ne gece 18
ne getirdin 35
ne geceydi ama 33
ne geldi 17
ne geceydi 17
ne gerçeği 28
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
ne gece ama 42
ne gece 18
ne getirdin 35
ne geceydi ama 33
ne geldi 17
ne geceydi 17
ne gerçeği 28