Onlar ne Çeviri Fransızca
31,495 parallel translation
Onlar ne istediğinizi tam olarak elde edene kadar ve onlar bitmiyor.
Et ils ne s'arrêtent pas tant qu'ils n'obtiennent pas exactement ce qu'ils veulent.
- Onlar arandaki fark şu, onlar ne olduklarını biliyorlar.
Et la différence entre eux et vous est qu'eux le savent.
Onları tanımıyoruz bile.
Nous ne les connaissons même pas.
Onların yakınında kal, kaçmalarını istemiyorum.
Reste près d'eux, je ne veux pas qu'ils s'enfuient.
Tek yaptığın onlar adına karar verip masum kadınları incitmen.
Vous ne faites que blesser d'innocentes femmes qui n'ont jamais voulu que vous fassiez ce choix pour elles.
Onlar da temiz.
Ce ne sont pas les bons.
Onlar tamamen temiz ve saf değildir.
Ils ne sont pas purs et limpides.
Senin onlar için ne kadar büyük bir kazanç olduğunu bilmiyorlar mı?
Ne voient-ils quel énorme atout tu es pour eux?
Benden onları bir daha asla görmememi isteyemezsin.
Et tu ne peux pas me demander ça.
Bakın, bu işi bana önerdiğiniz için çok minnettarım ama onların arasında kendimi yabancı gibi hissetmekten de alıkoyamıyorum.
Je vous suis reconnaissante de m'avoir recommandée pour ce poste, mais je ne peux pas m'empêcher de penser qu'il se passe quelque chose de bizarre entre eux.
Sezgisinin gücüne karşın ben Helen'ımı onlardan çok daha iyi tanıyorum ve o ne derse desin, içinden ne geçtiğini biliyorum o yüzden onları arayacağım.
Malgré sa forte intuition, je connais Helen bien plus qu'elle ne se connait et qu'importe ce qu'elle dit, je peux l'entendre dans sa voix, alors, je vais les appeler.
- Ne kadar süredir çekiyorsun onları?
Depuis combien de temps les photographiez-vous?
Onlar senin ve Helen'ın yaptıklarını görmüyorlar.
Ils ne se rendent pas compte de ce qu'Helen et toi avez fait.
- Onlar insan değil.
- Ce ne sont pas des gens.
Onları huylandırmak istemeyiz.
Il ne faut pas les alerter.
Onları öldürmeyecekleri anlamına geliyor.
Bien, on dirait qu'ils ne veulent pas les tuer.
Bazı şeyler o kadar doğru geliyor ki onları sorgulamayı dahi düşünmüyorsun.
Parfois les choses sont si claires qu'on ne pense même pas à en douter.
Ee, kim bana "partner" kelimesinin onlar için ne anlam ifade ettiğini söyleyecek?
Voulez-vous me dire ce que le mot "partenaire" signifie pour vous?
Onları tanımıyordun bile.
Tu ne les connaissais même pas.
Onlar bu kadar çabuk yapmamalıydılar.
Les couples ne devraient pas...
Biz onların metodunu eleştirmek için burada değiliz.
Nous ne sommes pas là pour critiquer leur méthodologie.
Neden onları göstermek istemiyor, bilmiyorum.
Je ne vois pas pourquoi elle n'aimerait pas les montrer.
Evet. Tabii, onları şaşırtman kötü bir fikir olur.
Ce ne serait pas une bonne idée que tu les surprennes.
Eğer onlar için kavga etmezsem çocuklar ne düşünecek?
Que vont-ils penser, sinon?
Onları sevmediğimi mi?
Que je ne les aime pas?
Onları geri kazanmak için, artık benden nefret etmesinler diye çok uğraştım ben.
J'ai lutté pour les retrouver, je ne veux plus qu'ils me haïssent.
Ben onların sadece hayal edebildiği işi yapacağım.
Je vais emmener leur travail là où ils ne peuvent l'imaginer.
Onlar senin çocukların değiller.
Et ce ne sont pas tes enfants.
Onları benden uzaklaştıramayacaksın.
Tu ne peux pas juste m'enlever plus de personnes.
Nadir cins sevenler onları yemek istemez. Öldürmek istemez.
Souvent, les gens ne veulent pas manger les espèces rares, ils ne veulent pas les tuer.
Onlara senin bilip onların bilmediği sırları anlatamazsın.
Si tu sais des choses qu'ils ne savent pas, tu dois te taire.
Bu onların dizisi değil. Burada olmamalıydılar.
Ce n'est pas leur série, ils ne doivent pas être là.
Tabi ben onları durdurmazsam.
À moins que je ne l'arrête.
Onlar bunun farkında.
Ils ne l'ont pas oublié.
İnsanlar geçidi geçerlerse onları asla yakalayamazsın.
Si les hommes passent le col, vous ne les rattraperez pas.
Onlar bilmiyordum.
Elles ne savaient pas.
Senin, onlardan değil, Dikkate onlar başkasının lanet vermedim. Birbirinden dışında.
De ta part, pas d'elles, vu qu'elles ne se sont jamais souciées de personne d'autre qu'elles
Bir cadı mücadele etmek istiyorsanız onlar gerçekten sadece kullanışlı değil.
Elles ne servent qu'à combattre les sorcières.
Karanlık. Çıkıyor, onlar kaydedilmesini istemiyordu.
Il s'est avéré, qu'ils ne voulaient pas être sauvés.
If ı her gün bunlardan birini almak, Onlar üzerimde bulucu büyü yapamaz.
Si j'en prends une tous les jours, ils ne peuvent pas me localiser.
Bu işe onları karıştırmamamızı istedin biliyoruz ama cinayet işleri değiştirdi.
Vous ne vouliez pas d'eux, mais un meurtre, ça change tout.
UGA'nın onları casus olmadığı için gözetlediğine, inanmamı mı bekliyorsun?
Vous voulez me faire croire que la NSA les surveille parce qu'ils ne sont pas espions?
Ama onlar benim peşimden gelmediler.
Ils ne sont pas après moi.
Onlar uzun zamandır sizin arkadaşlarınız değil.
Ils ne sont plus tes amis depuis longtemps
- Ortaklar gitti ve onları durduramayız.
Les partenaires sont partis, et ont ne peut pas les arrêter
Herkesin arkadaşı olup onları çaya davet edemezsin çünkü yakınlık göstermen, zayıflık olarak algılanır.
Tu ne ppeux pas être l'ami de tout le monde et les invités à boire une coupe de thé parce que... être gentil signifie que tu es faible.
İşte o zaman yakalanıyorsun. Çünkü istesen de istemesen de en başından beri onlar aklında yoktu zaten. Ve düşünüyor olsan da olmasan da bir kez başladığında, bir daha bırakamıyorsun.
Et c'est là qu'on t'attrape, parce que que tu l'admette ou pas, tu ne pensais pas à eux dans un premier temps et quoi qu'il arrive, une fois que tu as commance, tu ne t'arrête plus.
Onlar da bunu bildiklerinden mekikleri hiçbir zaman çok uzun süre burada tutmuyorlar.
Ils le savent très bien, et ne laissent jamais une navette bien longtemps.
Buraya katledilsinler diye getirmedim onları.
Pas question qu'ils meurent ici. Tu ne peux rien y faire.
Yani, hala nefes alıyorlar ama onları uyandıramıyorum ve bir saati geçti.
Ils respirent toujours, mais je ne peux pas les réveiller, et ça fait plus d'une heure.
Onları gemide tutamayız.
On ne peut pas les garder à bord.
onlar nerede 35
onlar nedir 22
onlar ne olacak 16
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neyi var 56
neon 28
new york times 63
onlar nedir 22
onlar ne olacak 16
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neyi var 56
neon 28
new york times 63