Pekala o zaman Çeviri Fransızca
1,167 parallel translation
Pekala o zaman.
D'accord, alors.
- Kesinlikle. - Pekala o zaman.
Absolument.
Pekala o zaman, tamiratınız kolay gelsin.
Dans ce cas, bonne chance pour vos réparations.
Pekala o zaman, bir kez daha.
Alors, d'accord, une dernière partie.
Pekala o zaman bir didjeridu istiyorum.
Je veux un didjeridoo.
Pekala o zaman malın nasıl olduğunu deneyelim o zaman.
Entendu. Voyons ce que vaut notre dope.
Pekala o zaman. Bu vampirler hakkında ne biliyoruz?
Dans ce cas, que savons-nous de ces vampires?
Pekala o zaman.
C'est formidable.
Pekala o zaman, ben devam ediyorum.
Bon. Je viens avec toi.
Pekala o zaman, ben de öyle olacağım.
Très bien dans ce cas, c'est ce que je ferais.
Pekala o zaman tüm gücümüzle. Ateş.
Alors, je vous en prie... feu.
Pekala, o zaman ne bekliyoruz?
Bon, qu'est-ce qu'on attend?
Pekala, güzel. O zaman ben sizi beklerken beni de aşağıda bekleyen hastalarım olduğunu takdir edersiniz, ki bu da VIP muamelesi istemediğimi gösterir...
Pendant que j'attends ici, je fais attendre mes patients.
O zaman bilebilirdiniz, ve şöyle derdiniz, " Pekala, tam buradayım.
Vous vous diriez, chaussé de vos ventouses : " Je suis ici.
Pekala, o zaman.
Bon, très bien.
Pekala, o zaman büyük bir sorunumuz var!
Soit. Des gros ennuis.
Pekala, Herb, masa başına dön o zaman.
Eh bien, Herb, Retour à la mine de sel
Pekala, bir büyü ve bişiy çıkar o zaman... ve bunu hesaba katarak taşları sana vereyim.
D'accord, jetez un sort ou autre chose et je vous donnerai peut-être la pierre.
Pekala, o zaman, daha iyi bir soru - ne zaman ödememiz yapılacak?
Question plus importante : quand serons-nous payés?
Pekala, o zaman yarın, AtıIganda olabiliriz, ve Kopyalayıcı nın önüne çatal ve bıçağınla oturabilirsin.
Pensez que demain, vous serez sur l'Enterprise, et pourrez vous asseoir en face d'un synthétiseur.
Pekala, o zaman, benimle konuş.
Parlez-moi, dans ce cas.
Pekala, öyle olsun o zaman.
Bien, pourquoi pas.
Pekala, o zaman gidebilirsin.
OK... alors vous êtes libre de partir.
Pekala. O zaman onu hemen öldürürüz.
Tuons-le tout de suite
Pekala, içki olsun o zaman.
Voilà ma carte.
Pekala, Dorothy. Açlıktan öl o zaman.
Mourez de faim, j'en ai rien à faire.
Pekala. İstediğin antropologa sor o zaman.
Demande aux anthropologues.
Pekala. O zaman paraşütten vazgeç.
Alors, sucre les parachutes.
Pekala, içeyim o zaman.
Bon, j'en bois un avec vous.
Pekala o zaman, işte.
D'accord.
Pekala... şey, o zaman beraber bekleyeceğiz... Kral'ın aşkının dönüşünü.
Alors, nous allons attendre ensemble le retour de l'amour du roi.
Pekala. O zaman bunu kendimize saklamalıyız.
Alors, il vaut mieux garder ça pour nous.
Pekala, sonra görüşürüz o zaman.
Alors, à bientôt.
Pekala, öyleyse git yap o zaman Ross, tamam mı?
Je suis rodé! Très bien!
Pekala. O zaman babam, ünlü bir çevreci değil mi?
Donc, c'est pas un célèbre chirurgien des arbres?
- Pekala, yap o zaman.
J'aime toujours le titre.
Tamam, pekala. Eğer bir havuzu yoksa o zaman başka bir yere gideriz.
Bon, mais s'il n'y a pas de piscine, on va ailleurs.
Pekala, kullan o zaman.
D'accord, lisez-la.
Pekala, o zaman bir dahaki sefere duş aldığında benim sabunla en son yıkadığım, senin de ilk yıkadığın şeyi düşün.
Quand tu te doucheras... pense à ce que je lave en dernier, et ce que tu laves en premier. 2x16 :
Pekala Akademili, adım adım gözden geçirelim o zaman. Görev başlangıcından üsse dönüş zamanınız olan 23'ü akşamı saat 19 : 47'ye kadar. Emredersiniz, efendim.
Reprenons votre mission étape par étape, depuis votre déploiement jusqu'à votre retour à la base à 19h47 très exactement, pendant la soirée du 23.
Hayır... sadece bir durum... ama... eğer o senin gibi birinin kaçmasına izin verdiyse, o zaman o bir... pekala, evet... o bir iltifattı.
Non, c'est une simple constatation. Pour laisser filer une femme comme vous, il faut être... D'accord, c'était un compliment.
Pekala, o zaman.
D'accord, alors.
- Pekala, O zaman en sevdiğim renk nedir?
- Quelle est ma couleur favorite?
Pekala, o zaman onları Mek-ex ile yolla, yalnız gemi ile yollamak umurumda değil!
Mex Ex alors, il faut les expédier.
Bilgi veremem. Pekala, o zaman bir bilet almak istiyorum.
Très bien, madame Tweesbury, je vais acheter un billet.
Pekala, o zaman. Ben burada nöbet tutarım.
Ok, moi je monte la garde ici.
- Tamam, pekala. O zaman işe yarayabilecek bir şey var.
Il y a quelque chose qui aiderait?
Pekala. Gidelim o zaman.
Dans ce cas, on y va.
Pekala, o zaman sınıfımı yükseltin.
Surclassez-moi.
Pekala, o zaman istasyonun silah sistemine giden gücü kesmeye yoğunlaş.
Dans ce cas, contentez-vous de couper l'armement de la station.
- Pekala. O zaman 40 yapalım...
- Je t'en propose quarante.
pekâlâ o zaman 20
pekala öyleyse 32
pekâlâ öyleyse 16
pekala o halde 17
o zaman 2152
o zaman sen 17
o zaman görüşürüz 43
o zaman ben 17
o zaman git 34
o zaman bile 16
pekala öyleyse 32
pekâlâ öyleyse 16
pekala o halde 17
o zaman 2152
o zaman sen 17
o zaman görüşürüz 43
o zaman ben 17
o zaman git 34
o zaman bile 16