English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ S ] / Sen nasıl

Sen nasıl Çeviri Fransızca

7,283 parallel translation
- Sen nasıl dayanıyorsun?
Comment tiens-tu le coup?
Sen nasıl bir annesin ki, bir kızı babasından saklayasın.
Quelle genre de mère es-tu pour cacher un père de sa fille?
Sen nasıl biliyorsun?
Comment le sais-tu?
Sen nasıl istersen.
Tout ce que tu dis.
- Sen nasıl birisini arıyorsun ki?
- Que recherches-tu?
Bu hoşuma gitti, hoşuma gitti ve bunun devam etmesi için sen nasıl rahat edeceksen öyle olacak.
Je, hum- - J'aime ça. J'aime ça, et je veux que ça continue à ton rythme.
Sen nasıl aşıyorsun bunu?
Et comment tu l'as pris?
Eğer bu bir rüyaysa, sen nasıl buradasın?
Si c'est un rêve, comment peux-tu être ici?
Sen nasıl bakıyorsun?
Comment le verriez-vous?
Sen çeneni kapatıp bizi rezil etmeyi kessen nasıl olur?
Et si tu la fermais et arrêtais de nous faire honte?
Sen nasıl istersen, fıstığım.
Comme vous voudrez, ma pépée.
Sen nasıl öğrendin?
Comment pouvez-vous savoir?
- Bekle, sen nasıl...?
Attends, comment tu vas...?
Sen nasıl sağ kaldın?
Qu'est-ce qui t'as retardé?
Sen nasıl gösterirsen öyle algılayacaklar.
Ils définiront la manière dont vous êtes perçue.
Sen, nasıl...?
Comment...?
- Geçi... geçimimi nasıl sağladığımı düşünüyorsun sen? - Ah, hadi ama. Sen düşünceli bir abisin.
Je suis très heureux ici, au Galactica.
Ama sen nasıl...
♪ Not the virgin s womb - Mais comment...?
- Bu kadar çabuk nasıl geldin sen?
Comment es-tu descendue si vite?
Nasıl bir şey olduğunu biliyordun ve sen de "yap" dedin.
Tu savais ce que c'était et tu m'as dit "Fais-le."
Sen üzülünce ne yapıyorsun? Üzülmemeyi nasıl başarıyorsun? Sevgiler, BoJack. "
Qu'est-ce que tu fais pour ne pas être triste?
Saklamak böyle mi olur? Afganistan'da nasıl hayatta kaldın sen?
Comment avez-vous survécu en Afghanistan?
Sen... Nasıl yani?
Est-ce que tu... comment ça?
Bunun başka türlü nasıl olabileceğini sen söyle.
Dis-moi comment cela aurait pu arriver sinon.
Sen şimdi bana Gretchen ile nasıl konuşmam gerektiğini mi söylüyorsun?
- il est épouvantable. - Vous êtes en train de me dire - comment parler à Gretchen?
Ama ben muhasebe müdürü, yani onun patronu olduğumdan beri sorun yaşamaya başladık. Sen bununla nasıl başa çıkıyorsun?
Mais depuis que je suis devenue chargée de compte, et que je suis devenue son patron, nous avons des problèmes, alors comment arrivez-vous à gérer ça?
Belki sen de gelirsin, nasıl olsa araban var.
Peut être que tu peux venir puisque tu as la voiture?
Nasıl geldin sen buraya, neden?
Comment es-tu venu ici, dis-moi?
-... sen ve Jinora'nın arası nasıl?
Jinora et toi, ça va?
- Nasıl bir manyaksın sen?
- À quel point es-tu folle?
Bu işte ipleri eline sen almalısın. Jesse'ye işlerin nasıl olmasını göstermelisin. - Sen...
A toi de donner l'exemple, de montrer à Jesse quoi faire.
Nasıl olacağını anlatacağım ve sen de dinleyeceksin.
Je vous dit comment ça va marcher et vous écoutez.
Bununla beraber konuyla ilgimi ne şekilde ve nasıl açıklayacağına sen karar vereceksin.
À vous de décider dans quelle mesure je dois être impliqué.
Derinlerde bir yerde nasıl bir canavarla karşı karşıya olduğunu sen de biliyorsun.
Au fond, tu sais avec quel genre de bête tu fais affaire.
Sen konuştuğunda Düş Yengeci olmadığını nasıl anlayacağım?
Quand vous parlez, comment je sais que ce n'est pas le Crabe à rêves?
Madem öyle sen davayla ilgili bu kadar ayrıntıyı nasıl biliyorsun?
Comment connaissez-vous autant de choses à propos de cette affaire?
Dün gece nasıl bir partideydin sen?
Ta soirée d'hier est allée jusqu'à quel point exactement?
Nasıl oluyor da ben üste takılıp kalırken sen Hawaii'ye gidiyorsun anlamadım.
Je ne comprends pas pourquoi je suis ici à gérer la base alors que tu pars à Hawaï.
Sen sadece NASA'yı nasıl hacklediğini anlat bana sana söz veriyorum sonra her şey yoluna girecek.
Tu me dis juste comment tu as piraté la NASA, et je te promets que tout ira bien.
Bugün çocuğumu nasıl yetiştireceğimi öğretmeye kalkmayan bir tek sen kaldın.
Tu es la seule qui n'a pas essayé de me dire comment être parent aujourd'hui.
Sözlerimle seni yaralamak istedim... -... ki sen de beni nasıl yaraladığını bilesin.
Te faire du mal pour que tu saches combien toi, tu m'avais fait du mal.
Nasıl ölmedin sen?
comment peux-tu encore être vivant?
Ve sen de onun evine nasıl girileceğini görebilecektin!
- Et voir comment rentrer dans sa maison!
Oyundaki ışıkların sen kazanmadan hemen önce nasıl yanıp sönmeye...
Et, est ce que tu te souviens comment les lumières clignotaient dans le jeu
Sen Bones'la git. Böylece onunla birlikte nasıl çalıştığını da görebilirim.
Allez-y avec Bones, vous la prenez, ce sera un bon moyen pour moi de voir comment vous travaillez avec elle.
- Nasıl tanıştığımızı sen sordun.
Tu as demandé comment on s'était rencontrés.
Sen ve ben abini eksek nasıl olur?
on se barrait sans ton frère?
# Kim olduğunu bilmiyorum # # ya da nasıl olduğunu, ne zaman, ne, neden olduğunu # # fakat o neredeyse, gideceğimiz yer onun yanı # # Adelaide'e, Adelaide'e # # haydi sen de katıl #
ni pourquoi elle est ♪ elle est là où nous irons ♪ chez Adélaïde ♪
- Nasıl... ne? Sen kimsin ve Wirt'e ne yaptın?
là?
- Sen... nasıl...
Comment savez-vous...
Sen ve diğer tüm insanlar bu işin nasıl olduğunu anlamalısınız.
Et vous plus que quiconque devriez comprendre ça.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]