Senin iyiliğin için Çeviri Fransızca
587 parallel translation
Queenie, bunu senin iyiliğin için yapıyorum anlamıyor musun?
Tu ne vois pas que ce que je fais est pour ton bien?
Anlamıyor musun, ben de bunu senin iyiliğin için...
Et ce que je fais est pour ton...
Hank senin iyiliğin için böyle konuşuyor.
Ce que Hank t'a dit est pour ton bien.
Söylediklerim senin iyiliğin için.
Ce que je dis est pour ton bien.
Bunu göremiyor musun canım, ben burada senin iyiliğin için yırtınıyorum!
"Tu ne vois pas - ma petite - que je me bas pour ton bien?"
Öyle okul çocuğu gibi bakma suratıma. Senin iyiliğin için söylüyorum.
Ne faites pas vos gros yeux, on n'est pas à l'école!
Kendini üzme. Biliyorum, ama senin iyiliğin için.
Je sais ce qu'il te faut.
Bunu senin iyiliğin için yapıyorum.
Je fais ça pour votre bien.
Senin iyiliğin için validen rica ediyordum.
J'implorais le gouverneur de vous épargner.
Antonia onunla senin iyiliğin için evleniyor.
- Antonia se marie pour toi.
Senin iyiliğin için.
Je vous veux du bien.
Onlar sadece resmi görevlerini yapıyor. Senin iyiliğin için.
Ils font leur travail, c'est pour votre bien.
Çok üzülüyorum ama senin iyiliğin için.
Je ne le dis pas de gaieté de cœur.
Elbette bu beni ilgilendirmez, ama senin iyiliğin için.
- Oui, un bon souvenir.
Senin iyiliğin için hepsini bitirdim.
Je l'ai fini, pour ton bien.
- Bu senin iyiliğin için.
C'est pour toi.
Ama şimdilik, bunun senin iyiliğin için solduğunu bilmelisin.
Mais maintenant, il faut croire que c'est pour ton bien.
Bu senin iyiliğin için söylüyorum sadece.
Je le dis pour ton propre bien.
Senin iyiliğin için söylüyorum Rick. - Bütün gece ayakta kalıyorsun.
Ça ne vous vaut rien de veiller toute la nuit.
Memnunum. Senin iyiliğin için söylüyorum, o kadar.
C'est pour votre bien.
- Bu senin iyiliğin için.
- C'est pour ton bien. - Vraiment?
İster inan ister inanma Harry, bunu senin iyiliğin için yapıyorum.
Crois-le ou non, Harry. Je le fais pour ton bien.
dünyada hiç kimse Peter'in iyiliğini benden daha fazla isteyemez... ama senin yerinde ben olsaydım - ve bana inan, senin iyiliğin için söylüyorum -
Personne au monde n'aime plus Peter que moi, mais si j'étais à ta place - Et crois-moi, je le dis pour ton propre bien -
Ya da senin iyiliğin için.
Pour son bien!
Senin iyiliğin için.
Dans ton intérêt.
Senin iyiliğin için.
- C'est pour ton bien!
- Bunu senin iyiliğin için yaptım.
Je l'ai fait pour ton bien!
Senin iyiliğin için yapacağım.
C'est pour ton bien!
Ne yaptıysam senin iyiliğin için yaptım. Ama karşılığı buymuş!
Je fais tout pour te rendre service, et c'est moi le fautif!
Bak, yapmak istediğim senin iyiliğin için.
Je suis connu pour tirer presque aussi bien que vous.
Hep senin iyiliğin için, Christiane.
Toujours pour ton bien, Christiane.
- Hepsi senin iyiliğin için tatlım.
- C'est pour ton bien.
Bana inan Spencer, bunu senin iyiliğin için yapıyorum.
Crois-moi, Spencer, c'est pour notre bien à tous les deux.
Farkında değilsin ama her şeyi senin iyiliğin için yaptım.
Elle est tout aussi jolie. Tu as été injuste avec moi. J'ai fait ça pour ton bien.
Ne söylediğimi biliyorum ve bunu söylersem senin iyiliğin için olur.
Tu sais ce que je dis, si je te le dis, c'est pour ton bien.
Senin iyiliğin için, benim değil.
Pour toi. Pas pour moi.
Senin iyiliğin için artık büyü yapmayacaktım.
Je n'allais plus faire de sorcellerie pour toi.
Senin iyiliğin için yalan söyledim. Korkaklık veya ihanet sebebiyle değil.
Je n'ai menti que pour te ménager, et non par hypocrisie ou lâcheté.
Bu senin iyiliğin için.
C'est pour ton bien.
Senden rahatsızlık duyduğumu neden düşüneyim? Her gün ve gece senin iyiliğin için dua ettim.
J'ai prié pour ton bonheur jour et nuit.
Ablamdan ziyade senin iyiliğin için değil mi?
Combien te faut-il?
Otoku'yu senin iyiliğin için kovduk.
Tu devrais comprendre mes intentions.
Keşke sizi koruyabileceğimiz bir yol olsaydı Bayan Crosbie. Leslie, bizim gerçekleri bilmemiz, senin kendi iyiliğin için.
Parlez, Leslie, c'est pour votre bien.
Senin de gelmeni ve olanları kendi iyiliğin için görmeni istiyorum.
Je veux que tu viennes avec moi et que tu voies comment ça se passe.
Bu senin kendi iyiliğin için.
c'est pour ton propre bien.
Evde çalışman, kendi iyiliğin için daha iyi olacak. Senin için daha az utanç verici.
Je suggère, pour votre tranquillité... que vous restiez ici quelque jours.
Senin kendi iyiliğin için, lütfen inan bana!
Irène, Irène, tout est pour ton bien-être, crois-moi.
Senin iyiliğin için seni küçük bir penaltı ile cezalandıracağım.
Tu seras puni.
Ben aradım. Buraya gelmesi senin kendi iyiliğin için, Nancy.
je l'ai appelé, c'était pour ton bien.
Senin iyiliğin için gerçek olmasını isterdim.
Pour toi.
Seisuke söylediklerini dinle. bu senin kendi iyiliğin için.
Otané, sois docile avec lui.
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
senin adın nedir 33
senin adın ne 311
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
senin adın nedir 33
senin adın ne 311
senin 814
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
senin için çıldırıyorum 35
seninle konuşmak istiyorum 561
seninle evlenmek istiyorum 67
senin yüzünden 95
senin adına sevindim 78
senin için 556
seninleyim 95
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
senin için çıldırıyorum 35
seninle konuşmak istiyorum 561
seninle evlenmek istiyorum 67
senin yüzünden 95
senin adına sevindim 78
senin için 556
seninleyim 95