English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Ç ] / Çabuk çabuk

Çabuk çabuk Çeviri Fransızca

35,817 parallel translation
- Çabuk öğrenirsin.
Vous apprendrez vite.
Çabuk! Çabuk!
Vite.
Elimizi çabuk tutarsak paçamızı kurtarabiliriz.
Si on fait vite, on peut s'en sortir.
"Çabuk boşalırım."
"Rapide à venir".
Ne oluyor Emad? Rana çabuk ol! Gel hemen!
Dépêche-toi.
Buraya gel! Çabuk ol!
Descends!
Hayır, mümkün olduğunca çabuk buraya gelin.
Non, faites au plus vite. Entendu.
- Hapları yukarıda mı kaldı, çabuk bak gel.
Va voir si ses cachets sont en haut.
Dr. Graham... çabuk döner mi?
Est-ce que le Dr Graham revient bientôt?
Dr. Graham çabuk döner mi?
Le Dr Graham revient bientôt?
Leyland'ın bu kadar çabuk tekrar açılacağını beklemiyordum.
Ce n'était pas évident de réouvrir Leyland si tôt.
Dönmenizi bu kadar çabuk beklemiyorduk.
On s'attendait à ce que vous reveniez si tôt.
Mateo Alvarez'in durumunu daha iyi, daha çabuk ve daha hassas ele alabilirdim.
J'aurais pu gérer ce problème avec Mateo Alvarez mieux, plus tôt et avec plus de sensibilité.
Onu çabuk bulsan iyi olur.
T'as intérêt à trouver rapidement.
Planınızı çabuk yapın.
Trouvez vite votre solution.
Belki yaralarım çabuk iyileşirdi.
Mes blessures avaient peut-être guéri plus vite.
- Nasıl bu kadar çabuk yaptılar acaba?
- Comment ont-ils fait ça si vite?
Çabuk.
Vite.
Çabuk büyüyorlar.
Ce qu'ils grandissent vite.
Elimden geldiğince çabuk yanına geleceğim.
Je viendrais dès que je peux.
Pozitif veya negatif olduğunu epey çabuk söylüyorlar.
On te dit assez vite si c'est positif ou négatif.
Bazen meme uçları uyarıldığında çocuklar daha çabuk doğar.
Eh bien, parfois un bébé arrive plus vite quand on stimule les tétons.
- Çabuk, Liam'ı kim doğurtmuştu?
- Vite, qui a accouché de Liam?
Bu kadar cabuk gitmeye karar vermeden once kendi gozlerinle gormus olman beni ihya etti.
Ça me fait plaisir que tu l'aies vu de tes yeux avant de choisir de nous quitter si subitement.
Elinizi çabuk tutun.
Sois pas trop longue.
Su çok çabuk doluyor be.
L'eau monte de plus en plus vite.
- İnsan dediklerinizden çabuk sıkılıyor.
On s'en lasse vite.
Alışkanlık haline getir, elini çabuk tut.
Habitue-toi, et rapidement.
Bebekler çabuk iyileşir.
Les bébes sont resistants.
- Çabuk gel!
Par ici!
Dedikoduların bu kadar çabuk yayılmasının bir sebebi olmalı. Bir sebebi.
Il doit y avoir une logique pour que cette rumeur se soit répandue si vite.
Çabuk! Hadi!
Vite!
Git işte! Çabuk!
Allez, vas-y!
Çabuk gel.
Ramène-toi vite!
Çabuk!
Vite!
Zaman ne çabuk geçiyor.
Vraiment? Le temps file!
Elimizi çabuk tutalım.
Faisons ça rapidement.
- Çabuk hadi. Beş dakikaya kalkarız.
Dans cinq minutes.
Daha çabuk iyileşirsin, dümene senin geçmen lazım.
Tu te remettras plus vite. J'ai besoin que tu navigues.
Onları kıyıya bıraksalardı bu kadar çabuk dönmeye vakitleri olmazdı.
- Ils ont pas débarqué ma famille?
Çabuk konuş.
Fais vite.
Abigail çok çabuk döndü.
L'Abigail est rentré trop vite.
Onları karaya bırakıp bu kadar çabuk dönmüş olamazlar Travis.
Ils ont pas pu les débarquer.
Maaşım var diye kıskanıyorsun, çabuk pes eden ezik seni.
T'es jaloux de mon salaire, lâcheur.
Ya da olabildiğince çabuk Laurie Bream'i ararsın.
Deux : tu appelles Laurie Bream le plus vite possible.
- İmzala çabuk.
Impossible.
Çok çabuk pıhtılaşıyor.
Ça coagule vraiment vite.
Çabuk olun!
Allez!
Bir saniye çok çabuk geçer.
Cette seconde expire très vite.
İptal et. Çabuk iptal et..
Totalement contre.
Çabuk Tanrı görmeden şu şeyi çıkar.
Enlève ça avant que DIeu le voit.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]