English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Ç ] / Çok yakınız

Çok yakınız Çeviri Fransızca

1,252 parallel translation
Sana kişisel olarak söyleyip söylemeyeceğim için tartışıyorum- - Birşeylere çok yakınız!
Nous touchons au but!
Şu anda babamın arzusunu yerine getirmeyi tamamlamaya çok yakınız.
Voilà... Mon père va triompher, ne faisons pas de bêtise.
Woody'e çok yakınız.
On est tout près de Woody.
Çok iyi tanışmadığımızı biliyorum... ilk izlenimim... bir yabancı olarak çok yakınız.
Je sais qu'on ne se connaît pas très bien mais... j'ai limpression... quon est étrangement très proches.
Gonzo " yla ben çok yakınız.
Gonzo est mon meilleur pote.
Ama çok yakınız.
- Mais nous touchons au but.
Çok yakınız!
- Nous sommes trop près.
Hayır! Çok yakınız.
Nous touchons au but.
Birbirimize çok yakınız... ama gerçekten farketmiyoruz, değil mi?
On vit tous si près les uns des autres et personne ne fait attention à personne, n'est-ce pas?
Biz birbirimize çok yakınız ve düşündük de oraya da birlikte...
On est très liés. On trouve qu'on devrait y aller ensemble...
Görüyor musun? Buna rağmen bile çok yakınız.
Tu vois, nous n'avons jamais été aussi proches.
Hayır! Hâlâ çok yakınız. Lanet olsun öyleyiz.
Dites leur que la paix est le chemin.
Kanıtlamaya çok yakınız.
Nous touchons au but.
Çok yakınız.
On est tout près.
Karavana çok yakınız. Bizi kolayca bulurlar.
Ils nous trouveront facilement.
- Pekala, sadece çok yakınız,
- Que les choses soient claires.
Nah, yıldız olmak için çok yakın, geri çek.
C'est trop près pour une étoile. Reculez.
Çok yakınız.
on est trop proches.
Çok yakın olarak çalıştığınız biri benimle birkaç kez bağlantı kurdu ve çok gizli bir bilgiye ulaşma imkânı sağlamayı önerdi.
Un de vos collaborateurs a appelé mon bureau pour me proposer des informations secrètes.
Altını alamadığınız için üzgünüm... ama çok yakında çok daha ilginç bazı mallarım olacak.
Je suis désolé pour l'or, mais j'aurai vite autre chose.
Yakın insanları kaybetmek çok acı verici ve yalnız bırakıcı olabilir.
Perdre des proches peut être très douloureux et solitaire.
Düşünebilsem çok memnun olurdum. Arna belediye başkanının yükselişi çok yakın. Neyle karşılaşacağımızı bilmiyoruz.
J'aimerais bien, mais l'Ascension du maire approche et on ne sait pas à quoi s'attendre.
- O kızın, çok yakın bir arkadaşın olduğunu mu söylüyorsun?
- C'était une amie très proche?
Sadece bir hafta oldu, ama çok yakınlaştınız.
En une semaine, vous êtes devenus très proches!
Bence ikiniz birbirinize çok yakışacaksınız.
Je suis sûre que ça marcherait du tonnerre, tous Ies deux.
Hepiniz ne kadar yanıldığınızı göreceksiniz, çok yakında! Haman Uyanışın Dokuzuncu Kulesi'nden dönüp Musa ve yandaşlarını toz sütunlarına çevirdiği zaman zavallı hayatlarınız için ağlamak isteyecek ama ağlayamayacaksınız, zira toz sütununa dönüşmüş olacaksınız.
Vous comprendrez votre erreur quand il sortira de la 9e tour de désillusion et vous réduira en cendres.
Bundan başka, eğer bir yıldızın çok yakınından geçecek olursak bizi koruyacak bir çok koruyucumuz var.
De toute façon, nous sommes équipés d'un bouclier multiphasique.
Will, siz çok yakındınız.
Vous étiez si proches.
Hızı saatte 225 kilometreye ulaşan fırtına, cezaevindeki tahta kulübelerin çok yakınından geçerken mahkûmlar büyük bir korku yaşadı.
Un tourbillon avec des vents à 220 km / h a traversé le camp et a frôlé un bâtiment plein de prisonniers effrayés.
- Sayın çok özel ajan ben sizin çok özel en yakın arkadaşınız olamam.
Monsieur l'Agent Spécial... je ne peux pas être ton grand ami.
Özellikle de Bay Lynch'in tatlı kızı Breda için yakında dine kabul ayininin yapılacağını düşünürsek babasının o gün yanında bulunmaması çok acı olur.
C'est sans fondement. Surtout si l'on sait que Breda, fille de M. Lynch, va faire sa 1ère communion... Ce serait un drame si son père n'était pas avec elle ce jour-là.
Çünkü son derece yakın olduğun biricik kızın birkaç gün önce üniversiteye gitti ben olsam çok üzgün olurdum.
Ta fille unique est partie à la fac... et vous étiez très proches. Ça me déprimerait.
Ama kiliseye bu kadar yakın olduğumuz için çok şanslıyız.
Mais c'est bien d'être si près de l'église.
O kız ona çok yakın davranıyor ve benim Kobayashi'mi takip ediyor.
Cette fille est vraiment trop proche de mon Kobayashi.
- Sanırım ikiniz çok yakındınız.
- Vous deviez être proches.
Önem verdiğiniz birinin yakını olan, tanıdığınız bir genci kaybetmek çok acı verici olmalı.
Perdre un jeune garçon proche d'une personne qui vous est chère a dû être pour le moins accablant.
Sen çok hoşlandığın yakışıklı, havalı, seksi bir çocuk tarafından dudaktan öpüldün... ve ben de Teoloji bölümünde okuyan, "Yalnız Üyelere" ceketi giyen ve rock müziğin uyuşturucuya gerçek bir kapı olduğuna inanan biri tarafından alnımdan öpüldüm.
Un type mignon, cool, sexy, qui te plaît vraiment, t'embrasse sur la bouche, et moi, je reçois un baiser sur le front d'un étudiant en théologie en uniforme persuadé que la musique rock conduit droit aux drogues dures.
Springfield'ın bu kadar yakınında el değmemiş bir cennet olduğu için çok şanslıyız.
Quelle chance d'avoir ce petit coin de paradis si près de Springfield.
Borg kanalına olan yakınlığınız yüzünden çok savunmasız bir durumdasınız.
Votre proximité à un conduit borg vous rend vulnérables.
Eğer her şey yolunda giderse, birbirimize çok yakın bir şekilde çalışacağız.
Si tout va bien, nous travaillerons en étroite collaboration.
Demek ikiniz çok yakınsınız.
Donc, vous êtes vachement proches, hein?
İkiniz çok yakın olmalısınız.
vous devez être très proche l'un de l'autre.
Anestezi yapamayız. Etkilenen bölge omuriliğe çok yakın.
C'est trop près de Ia colonne vertébrale pour une anesthésie.
Babanla çok yakınsınız o zaman? Evet, efendim.
Toi et ton papa êtes très proches, hein?
Ve eğer ayrılığımızı soracak olurlarsa, zor bir zamandan geçtiğimizi ve bunu birlikte hallettiğimizi söyleyeceğiz. - Şu an çok yakın olduğumuzu söyleyeceğiz, tamam mı?
S'ils nous interrogent sur la rupture, on dit que ça a été dur, qu'on essaie de surmonter ça ensemble et qu'on reste trés liés.
Birbirinize çok yakınsınız.
Vous êtes tellement liés.
Böyle bir anda birbirinize çok yakın olmalısınız.
Vous devez être solidaires.
Size biraz daha zaman tanırsam, çok yakında bir şekilde çuvallayacaksınız. Ben de o zaman sizi o sefil mahallenize geri postalayacağım.
Je sais que si je vous en laisse le temps, vous ferez une erreur et je pourrai vous renvoyer à votre misérable existence.
Biz prensesin çok yakın, özel arkadaşlarıyız.
Il se trouve qu'on est des amis... de la princesse.
- Çok mu yakındınız?
- Vous êtes proches?
Akademide eğitimler sırasında bunlara çok yakın şeylerle uğraşmıştınız.
Vous avez déjà vécu ce genre de condition durant les entraînements de Starfleet.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]