English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Bu kadardı

Bu kadardı Çeviri Portekizce

636 parallel translation
Bir sırt çantası ve yaklaşık 50 dolar. İspanya için malzemem bu kadardı.
Minha mochila e cinquenta dólares, era o meu equipamento para a Espanha.
... bütün param bu kadardı ve şimdi neyapacağımı bilmiyorum!
... Era todo o dinheiro que tinha e agora não sei o que fazer!
Ayrılırken benim oğlum da bu kadardı.
O meu filho era assim quando parti.
— Ezberlememiz gereken bu kadardı efendim.
- Era tudo o que tinha para decorar.
Hepsi bu kadardı.
Ai é que está.
Bu kadardı.
Foi tudo.
Bu kadardı çocuklar.
Acabara tudo menos os aplausos.
Sen bu kadardın.
O pequeni...
Bu kadardı.
Bem, acabou-se.
Aslında, elimizdekinin hepsi bu kadardı ta ki siz...
Na verdade, é tudo o que tínhamos até você...
Şey hepsi bu kadardır umarım.
Bom, entao e o fim.
Eski Pavni kampında annen seni yıkarken görmüştüm, o zaman boyun bu kadardı.
Eu via a tua mãe a lavar-te quando eras deste tamanho.
İlk önce boyu bu kadardı.
No início, era desta altura.
Sekiz gün önce boyu bu kadardı.
Há oito dias, era desta altura.
Ve sen de bu kadardın.
E tu eras assim...
Savcılığın soruları bu kadardı.
Não tenho mais perguntas.
- Bitti, bu kadardı.
É tudo!
Umarım hepsi bu kadardır.
Espero que seja só isso.
Bazılarında toz kalınlığı bu kadardı.
Algum pó era desta espessura.
Ara bu kadardı.
Este é o fim do intervalo.
Mesajını getirdin, bu kadardı.
Deste o recado. Estamos conversados.
Görüşme izniniz bu kadardı.
Lhes deixei muito tempo.
Bu odada bunu müstehcen bulmayan biri varsa tamamen palavracısınız ve umarım bir daha hiç falan filan yapamazsınız. Şovum bu kadardı.
Se houver alguém que não tiver achado isto obsceno, é um grande blá, e espero que nunca mais lhe façam um blá.
Ve ben gitmeden önce sadece bu kadardı. Gördünüz mü?
Quando me fui embora, era assim.
* Hepsi bu kadardı *
That was all
Bu kadardı, bitti.
Foi desta. Acabou-se tudo.
Tamam bilmemiz gereken bu kadardı.
Certo é tudo que preciso saber.
- Bu kadardı!
- Era deste tamanho!
Bu kadardı.
Isso já era.
Ve tüm zamanımız bu kadardı.
E não tínhamos mais tempo.
İlk karşılaştığımızda bu kadardı.
Começamos com uma barata deste tamanho.
- Bu ne kadardır böyle devam ediyordu?
- Há quanto tempo dura isto?
Bu, bu ne kadardı?
Quanto foi isto?
- Ne kadardır bu işi yapıyorsun Steve?
- Há quanto tempo trabalha cá, Steve?
Bu tesadüf darbeden sonra su yüzüne çıktığında aranızdaki mesafe ne kadardı?
Agora, depois deste acidental revés, quando estavam ambos... na água a que distancia estavam quando você emergiu?
İki gün önce bu çuvallar neredeyse tavana kadardı.
- Pois aconteceu. Faz dois dias tinha sacos até acima e agora olha.
- Hepsi bu kadardı.
- Era tudo o que havia.
Gerçekten çok cömertsin. Pekala, Ama sanmıyorum, onun bu kadar değerli olabileceğini, ne kadardı 20,000 Dolar mı?
Mas acho que nem mesmo você diria que ele vale, digamos... 20 mil dólares.
Hepsi bu kadardı.
E Isabelle?
Ne kadardır ağzında bu? Yaklaşık üç dakikadır.
Há pouco mais de três minutos.
Tahmin et, bu kütük üzerinde ne kadardır çalışıyoruz.
Sabes quantos dias levamos o marquês e eu com este tronco?
Bu oyunu ne kadardır oynuyorsun?
Há quanto tempo estás a jogar este jogo, Joseph?
Hepsi bu kadardı.
Vamos voltar e escoltar os tanques.
- Bu ne kadardır devam ediyor?
- Quanto tempo isto vai durar?
Bu cilveleşme ne kadardır sürüyor?
E corresponde a quantos anos de marmelada?
Evet, 96'da almıştık bu yeri, çocuklar şu kadardı...
Pois, comprámos isto em 1996 e os miúdos ficaram...
Ne kadardır yapıyorsun bu işi?
Quantas vezes já tiveste de usá-la?
Tanrım! Sence bu şey ne kadardır buzun içindedir?
Há quanto tempo, achas que isto estava no gelo?
Bu kadardı.
E foi assim.
Bu... yaklaşık bu kadardı.
Deve chegar... Pois claro...
Evet. Bu ağrılar ne kadardır var, Bay Barber?
Então há quanto tempo tem as dores, Sr. Barber?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]