Bu kadarı da fazla Çeviri Portekizce
299 parallel translation
Hayır, bu kadarı da fazla.
Já é de mais, não aguento!
Bu kadarı da fazla!
Isto é um ultraje!
Bu kadarı da fazla artık, sıkılmaya başladım.
Tenho que ir!
Bu kadarı da fazla!
Tenho pressa!
Bu kadarı da fazla ama!
Está a ir longe de mais!
Bu kadarı da fazla!
Isto é a gota de água!
Siz de arkadaşlarınıza söyleyin, bu kadarı da fazla oluyor!
Fale com os seus colegas. Estão mesmo a exagerar.
Yaşamak için birşeyler yazmak gerekiyor ama bu kadarı da fazla.
Sei que para sobreviver é necessário escrever de tudo mas isso é mesmo esquálido.
Duilio anlaşılan yine en iyi öğrencilerimin peşindesin artık bu kadarı da fazla ama.
Duilio, não venhas aqui roubar os meus melhores rapazes. - Não é uma brincadeira.
- Bu kadarı da fazla ama artık. - Burası için para mı ödemeliyiz?
É preciso pagar para estar aqui?
- Bu kadarı da fazla ama!
Foi o cúmulo!
Pardon ama bu kadarı da fazla!
Essa agora! Já é demais!
Bu kadarı da fazla ama.
Isso é ir longe demais!
Bu kadarı da fazla.
Isto é de mais.
Arkadaşım, bu kadarı da fazla.
- Meu amigo, começa a ser de mais...
Bu kadarı da fazla.
Já chega.
Tamam, bu kadarı da fazla.
Pronto! Agora já chega!
Tamam, bu kadarı da fazla.
OK, é tudo por hoje.
Bu kadarı da fazla belki, ama cesaret ve sağduyu sahibi bir 17. yüzyıl vatandaşı dış dünya ve canlılarını böyle hayal edebilir.
Esta especulação está provavelmente errada, mas temos de pensar em um cidadão do século XVII, com a coragem e a perspicácia, para imaginar outras paisagens e outras inteligências.
Bu kadarı da fazla!
Isto é ultrajante!
Bu kadarı da fazla.
É demasiado. Isto é demasiado.
Bu kadarı da fazla.
Isto é demais!
Baksanıza. Bu kadarı da fazla.
Olha para mim, meu Deus!
Oh, Tanrı aşkına, lütfen öyle söyleme. Bu bu kadarı da fazla.
Por amor de Deus, não digas isso!
Artık bu kadarı da fazla.
Isto é demasiado.
- Bu kadarı da fazla.
- Isto é de mais!
Elini verip kolunu kaptırmayı duymuştum da bu kadarı da fazla.
Já ouvi falar em dar uma mão mas isto é ridículo.
- Bu kadarı da fazla değil mi Todd?
- Isto é intenso, não é?
Bu kadarı da fazla.
- Já basta! Montfleury...
Bu kadarı da fazla!
Já é demais.
Şimdi hata yaptığımı biliyorum, hayatımı değiştirmek istiyorum ama bu kadarı da artık çok fazla.
Agora vejo que estava errada. Gostaria de mudar a minha vida, mas isto é demasiado.
Ama bu kadarı da fazla.
Mas isto é um exagero.
Annem ve babam, Batı'da bir çiftlikleri olsun isterdi ve ellerinden en fazla bu kadarı geldi.
Os meus pais queriam uma fazenda no Oeste, e só conseguiram chegar até aqui.
Ve dışarı çıkana kadar, ondan benden daha fazla hoşlanmayacaksın ki bu da oldukça fena.
E quando sairmos você gostará tão pouco como a mim e já não gosto.
Onu bu kadar da önemseme! Bence olayı fazla abartıyorsun.
Fazes tanto caso dele, parece-me que estás a exagerar!
Bu bacakla fazla dayanamayacağımı biliyorum, ama Kuzey üniformasını lekeleyen ve aşağılayan herkesi askeri mahkemeye götürmeye yetecek delilleri bulana kadar yaşamayı umuyorum.
Sei que esta perna significa que não viverei muito, mas rezo para conseguir ter tempo suficiente para levar a conselho de guerra todos aqueles que desmerecem e desonram o uniforme da União.
- Geç saatlere kadar, ki bu da iyi bir şey. Çünkü pantolonunu çıkartıp dikkatlice katlayarak... sandalyenin üzerine asınca... o keskin ve heyecan verici zeka pek fazla bir şey ifade etmiyor.
Até altas horas da noite, o que é muito bom... porque quando tira as calças e as dobra cuidadosamente... para as colocar sobre a cadeira... a sua inteligência tão aguda não parece contar muito.
Bu kadarı da fazla.
Foi demais.
Bu şehirden ayrılana kadar, daha fazla kan veremem.
Não me posso dar ao luxo de dar mais sangue até sair da cidade.
% 10'un yarısı kadar fazla, bu da yüzde 15 eder. Charlie Bucket!
Dez mais metade, faz 15º / o. Charlie Bucket!
Bu sebeple doğal olarak bu kadar fazla sayıda kişinin tutsak haline gelmesini garipsediler ve onları küçümsediler.
Por isso, é natural que quando vêem centenas de prisioneiros brancos em Singapura os desprezem.
Evet, ben de bekledim, ama bu kadarı da çok fazla.
Sim. E eu esperei. Mas isto é demais.
Bu kadarı fazla!
Da pesada!
Ama bu kadarı da biraz fazla.
Bem, isso me parece muito.
Bu kadarı da fazla.
- É demais.
Bu kadarı da fazla.
É o jovem que me seguiu no cemitério. Vá embora!
Yetecek kadar fazla değil bu yüzden onu bulmak için çevredeki tüm gezegenleri araştırmamız gerekiyor yoksa elimizdeki her şey tükenecek, buna ThunderTank'da dâhil.
Não o suficiente para durar muito então precisamos de procurar e ver se existe algum neste planeta ou nada do que temos trabalhará, incluindo o ThunderTank.
En fazla bu kadar yaklaşabiliriz.
Não dá para chegar mais perto.
Bu kadar fazla veren ve az ihtiyacı olan birinin etrafında olmak çok zor.
É difícil estar com alguém que dá tanto e que precisa de tão pouco.
Bu kadarı da biraz fazla.
Começa a ser demasiado.
Bu kadarı da fazla.
Que extravagância!
bu kadarı çok fazla 17
bu kadarı yeterli 87
bu kadarı yeter 342
bu kadarı fazla 47
bu kadar 1215
bu kadar mı 472
bu kadar yeter 1511
bu kadar kolay 16
bu kadar basit 242
bu kadar basit mi 22
bu kadarı yeterli 87
bu kadarı yeter 342
bu kadarı fazla 47
bu kadar 1215
bu kadar mı 472
bu kadar yeter 1511
bu kadar kolay 16
bu kadar basit 242
bu kadar basit mi 22