English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Böyle şeyler

Böyle şeyler Çeviri Portekizce

5,384 parallel translation
Sizin camiada böyle şeyler nadiren görülür.
No seu meio, não se vê muito este tipo de coisas.
Ne zaman böyle şeyler yapsan, neler olduğunu hatırlıyorsun değil mi?
Fazes ideia das consequências de memorizar uma coisa deste género?
Neden böyle şeyler yapmaya gerek duydun?
Porque precisas de tudo isto?
Olur böyle şeyler.
As coisas acontecem.
Olur böyle şeyler.
Bem, isso acontece.
Daya... Daya böyle şeyler için endişelenmene gerek yok.
Daya, não precisas de te preocupar com essas coisas.
"Böyle şeyler" diye bir şey yok.
Não há como ajudar.
Oluyor böyle şeyler.
Acontece.
Bir daha böyle şeyler görmek istemiyorum.
Não quero voltar a ver esta merda.
Kahretsin, yapma böyle şeyler.
Não podes fazer essa merda.
Böyle şeyler söylememeliyim ama şu an.
Não devia dizer isto aqui em voz alta.
Böyle şeyler söyleme.
Não digas coisas dessas.
Böyle şeyler.
- Tipo isto.
Geçen yıllarda insanlar böyle şeyler istediği zaman kamptan 40 kilometre ötede bir yere giderlerdi.
Em anos passados, as pessoas iam para uma casa, a cerca de 30 km do clube, quando... queriam fazer esse tipo de coisas.
Genelde böyle şeyleri ben sunmam ama karımın da dediği gibi, "Hayatta biçimli iki bacak arasından çok daha önemli şeyler vardır."
Não costumo ser anfitrião destas coisas, mas como diz a minha esposa : "Há mais coisas na vida " do que os problemas entre um belo par de joelhos. "
Böyle şeyler arka arkaya geldiğinde dünyadaki en güzel his bu olmuyor mu?
Quer dizer, quando as coisas acontecem assim, é a melhor sensação do mundo, não é?
Böyle şeyler zamanla rayına oturur.
As coisas vão acalmar.
Ama böyle şeyler olabiliyor.
Mas acontecem.
Dua et de Bayan Kilgreen seni böyle şeyler söylerken yakalamasın. Ya da katları gezerken ruj sürdüğünü görmesin.
Miss Kilgreen não pode ouvir-te falar assim ou ver-te com batom vermelho.
Her baba kızından böyle şeyler duymaz.
E nem todos os pais ouvem isso das filhas.
Böyle şeyler söylememelisiniz.
Não devias dizer isso.
Bulsan bile böyle şeyler yeniden başına gelecek.
Mesmo que pudesses, quanto tempo demoraria até acontecer outra vez?
Bazen olur böyle şeyler, değil mi?
Problemas acontecem as vezes, certo?
Böyle şeyler gerçekten olur, bu yüzden bunu öngörmemiz gerekir.
Os problemas acontecem, temos de antecipa-los.
O yaşlarda oluyor böyle şeyler.
É da idade.
- Olur böyle şeyler.
- Acontece.
Ama geçen sene içinde öğrendiğim bir şey var ki böyle şeyler bizi yıkamaz.
Uma coisa que aprendi é que estas coisas... não nos quebram.
- Yapma. Böyle şeyler gözümden kaçmaz.
- Ora, tenho olho para estas coisas.
Böyle şeyler de gözümden kaçmaz. - Al bakalım.
Também sei perceber estas coisas.
- Yanımda böyle şeyler konuşamayacağını... -... bilmiyor musun Allah aşkına?
Por amor de Deus, não podem falar assim à minha frente.
İnsanlar böyle şeyler söyleyip duruyor.
As pessoas não param de repetir isso.
Bana böyle şeyler hissettiriyor olmasından nefret ediyorum.
Odeio que ele me faça sentir assim.
Böyle şeyler yapmayız Lena.
Não é assim que fazemos, Lena.
- Normalde böyle şeyler yapmaz.
- Ele não faria isso.
Herkesin böyle şeyler yazması çok tuhaf.
É tão estranho que toda a gente escreva dessa forma.
O böyle şeyler yapabilecek yeteneğe sahip.
Ela podia fazer um trabalho destes.
Böyle şeyler de olur.
Isso também acontece.
Kelly ile bir yıldır ayrısınız, böyle şeyler olabilir.
Tu e a Kelly têm estado separados há um ano, e coisas acontecem.
Üzgünüm Abbey ama olur böyle şeyler.
Lamento, Abbey. Mas estas coisas acontecem.
İnsanlara böyle şeyler söylememelisin! Anladın mı?
Não devias chamar nomes às pessoas!
Böyle şeyler gözümden kaçmaz.
Tenho olho para estas coisas.
Eskiden ben de çığlık atardım. Ama benim için böyle keskin şeyler yoktu.
Também costumava gritar, mas para mim não eram objectos afiado, eram dedos.
Size söylüyorum eğer şimdi bir şeyler yapmazsak bundan sonra işler böyle yürüyecek.
Digo-vos, se não agirmos agora, as coisas vão ficar como estão.
"... Böyle kişileri teşvik eden şeyler bizimkilerle hemen hemen aynı.
Estes tipos são movidos por muitas das coisas que nos movem.
Çok da bir şey yapamadığını düşünen bir adama göre, ki Aaron böyle biriydi, iyi bir şeyler yaptığını hissettiği ender anlardandı ;
Para um tipo que nunca achou que tivesse feito grande coisa, que era o Aaron,
- İstersen biraz bir şeyler var. - Hayır ben böyle iyiyim.
Não, estou bem.
Olur böyle şeyler.
- Acontece.
Böyle şeyler söylediğinde beni çok üzüyorsun.
Magoas-me quando dizes coisas dessas.
Evliyken neden böyle eğlenceli şeyler yapmadık ki?
Porque não fazíamos coisas divertidas como esta quando éramos casados?
Neden böyle çılgınca şeyler yaptığımızı hatırlatıyor.
Ajuda-me a lembrar do porquê de estarmos a fazer uma loucura destas.
Böyle şeyler oluyor.
Não sei.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]