English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ G ] / Güzel bir şey

Güzel bir şey Çeviri Portekizce

3,785 parallel translation
Böylece rekabet etmeme koşulundan vazgeçtiler ki bu çok güzel bir şey, artık resmi olarak yeni bir iş arıyorum.
Assim, eles renunciaram à minha cláusula de não concorrência, o que é bom, porque estou, oficialmente, à procura de um novo emprego.
Vegas'ta yaşayacak olman güzel bir şey.
É bom que moras em Vegas.
Bazen güzel bir şey mantıksız değildir.
Às vezes é bom não ser prático. Às vezes é bom simplesmente divertires-te.
Ameliyat başarılı geçerse bisiklete binebileceğimi söylediler. Kafanı buzlu içeceğe gömmek kadar güzel bir şey ya bu!
Disseram que, se a operação corresse bem, podia andar de bicicleta, porque isso é melhor que ter a tua cara num copo de plástico.
Tanıdığın birinin başına çok güzel bir şey geldiğini hissediyorum.
Sinto que algo maravilhoso aconteceu a alguém que conhece.
Her halükârda ailenin olması güzel bir şey.
De qualquer forma, é muito bom ter família.
Yataktaki kız mı? Hayır. Bir kız arkadaşının olması güzel bir şey.
Não, é bom que tenhas uma namorada.
Ve onun için güzel bir şey yapmak istiyorum.
Eu posso respirar outra vez E eu quero fazer alguma coisa para ela
Bu güzel bir şey değil.
Isto não é agradável.
Bence güzel bir şey bu. Davamız için olmayabilir ama çocuk için güzel bir şey.
Depois de tudo por que passou... é bom, talvez não para o caso, mas para o miúdo.
Yakın olmamız güzel bir şey ama belki de sabun adama odaklanmalıyız.
É interessante a proximidade, mas foquemo-nos no homem-sabão.
Çıtayı bu kadar yükselttiklerini bilmek güzel bir şey.
É bom saber que o bar está com moral.
Değişim güzel bir şey.
É fixe mudar.
Ortamı ısıtmaya çalışman güzel bir şey anne.
Acho bem que queiras aquecer o clima, mãe.
- Güzel bir şey.
- É uma coisa boa.
Etrafta bir bebek olması güzel bir şey.
Vai ser bom ter um bebé.
Güzel bir şey olana kadar tüm tuşlarına bas.
Vai carregando nos botões todos até algo acontecer.
Ağaç köklemeye hazırlanırken, midenin sıcak akçaağaç şurubu çorbasıyla dolu olmasından daha güzel bir şey yoktur.
Nada como uma barriga cheia de sopa de xarope de ácer quente quando estamos a preparar-nos para a grande colheita de árvores.
Kardeşin olması güzel bir şey olmalı, sürekli arkanı kollayan birisi.
Deve ser bom ter um irmão, alguém que nos protege sempre. Sim.
Şimdi ucuz çiçek almanın hazır ambalajlı çikolata almanın başıboş bir alışveriş olmasının yanında güzel bir şey olduğunu da düşünüyorum.
Mas agora entendo que comprar flores baratas ou chocolates não é simplesmente uma maneira de encher os bolsos ao estado, mas uma atitude bonita de se ter.
Catherine'le aramda güzel bir şey vardı, bak ne hale geldi.
A Catherine e eu tínhamos uma coisa boa. E agora o quê?
Gitmeden önce, olumlu, teşvik edici veya güzel bir şey söyleyebilir misin?
Podes por favor dizer algo positivo, encorajador, ou simpático antes de ires?
Tanıdığın birinin emeğinin karşılığını alması çok güzel bir şey.
É bom ver alguém ser reconhecido pelo trabalho.
Yaşlı bir adamın iyi hissetmesini sağlamak güzel bir şey.
É bom fazer um idoso sentir-se bem consigo mesmo.
Uluslar arası ilişkileri idare etmek güzel bir şey.
É bom dominar as relações internacionais.
Çok güzel bir şey.
- É uma coisa linda.
♪ güzel bir şey bulursan
Se puderes encontrar
♪ Güzel bir şey var ♪
Há alguma coisa boa neste mundo
♪ Güzel bir şey var... ♪
Alguma coisa boa neste mundo
Günümü daha da güzelleştirebilecek tek şey ise sevdiğimle geçireceğim güzel bir akşam.
Sim. E poderia ser ainda melhor, tendo uma noite com a minha miúda especial.
Çok güzel. Ama Yusuf, sana söylemem gereken bir şey var.
Caramba, gostava de poder ficar a ouvir, mas isto tem andado um caos.
Güzel olan şey, bazı yardımsever Nijeryalılar bizim için bir spam yazmışlardı.
E o melhor é que... um prestável nigeriano já escreveu o spam para nós.
Çok güzel bir şey.
Muito, muito bom.
Güzel, çünkü pek bir şey ifade etmiyordu.
Ainda bem, porque eu não percebi quase nada.
Bonnie'yleyken, yanlış bir şey yapınca birlikte geçirdiğimiz güzel anıları düşünüyorum.
Com a Bonnie, quando algo de mau que ela tenha feito me vem à cabeça, penso imediatamente nos bons tempos que passámos juntos.
Aniden yeteri kadar iyi olmayan, güzel olmayan zeki olmayan ya da hiçbir şey hak etmeyen bir kıza dönüştüm.
De repente fui a miúda que não era boa o suficiente, inteligente, ou bonita o suficiente, ou digna.
Havada olmak kadar güzel başka bir şey var mıdır ki?
Não há nada como a emoção de voar.
Birine yakın olduğunu hissetmek güzel bir şey.
É bom sentir-me perto de alguém.
Her şey yolunda, güzel bir çekim yaptık.
Pessoal, está tudo bem, temos grandes filmagens.
Güzel. Benim için önemli bir şey demek bu.
Isso tem significado para mim.
Evet. Bence şey olsa güzel bir fikir olur...
Por isso acho que era uma boa ideia...
Düşününce güzel bir şey aslında.
É muito meigo.
Benim üvey geylerin evde bir sürü güzel şey var.
Os meus gays adoptivos têm muitas coisas fixes.
Şey, benim öyle güzel bir lafım yok ama ona yardım etmeliyiz.
Bem, não sei a palavra, mas precisamos de ajudá-lo.
Bu bir insanın bugüne kadar benim için yapmaya çalıştığı en güzel şey.
Isto é a coisa mais doce que alguém tentou fazer por mim.
- Senin için iyi bir şey yapayım demiştim ve burayı süsledim. Güzel?
Tento fazer uma coisa fixe e levo um soco?
Güzel parçaymış ama ben sana bir şey getirmedim.
Bonita puta, e não te arranjei nada.
"Hayat kısa" dersin. Hayatta karşına güzel, heyecanlı ve deli dolu bir şey çıktığında iş işten geçmeden önce o ana tutunman gerektiğini söylersin.
Dizendo-me que a vida é curta e que se estivermos à beira de um momento lindo, excitante e louco, temos de aproveitá-lo enquanto podemos antes que esse momento se perca?
Muhtemelen insanı öldürecek bir sürü şey vardır içinde ama tadı pek güzel be.
Deve estar cheia de porcarias que nos vão matar, mas sabe mesmo bem.
Tamam, güzel, sonuçta teyit ettik....... bu biz bilimadamlarının kesinlikle istediği bir şey.
Muito bem, temos corroboração, que é precisamente o que procuramos enquanto cientistas.
Benim üvey geylerin evde bir sürü güzel şey var.
Os meus gays adoptivos têm muitas coisas boas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]