English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ N ] / Ne duruyorsunuz

Ne duruyorsunuz Çeviri Portekizce

99 parallel translation
Ne duruyorsunuz?
Que vos está a demorar?
- Ne duruyorsunuz?
- Onde a tem guardada?
O zaman ne duruyorsunuz.
Então devia ter carregado a pistola.
Ne duruyorsunuz?
O que é que está à espera?
Ne duruyorsunuz?
Do que estão à espera?
Ne duruyorsunuz hala?
Que estão a fazer parados?
İstediğim... Öyleyse ne duruyorsunuz?
Gostaria... e quem o impede?
Daha ne duruyorsunuz, salaklar? Gidip şu herifleri haklayın!
Não fiquem aí, anormais, façam-se a eles!
Şimdi, ne duruyorsunuz!
Matem-no!
Ne duruyorsunuz!
vamos a isso!
Ne duruyorsunuz?
- Fechem os portões!
Ne duruyorsunuz?
Do que é que estão à espera?
- Ne duruyorsunuz?
- Ele tem a espingarda com ele?
Hödük gibi ne duruyorsunuz be, çekilsene yoldan gerzek herif.
Saia da estrada sua bicha maldita!
Bir bu eksikti! Ne duruyorsunuz?
Podes apanhá-lo?
Ne duruyorsunuz?
Por que ainda estais aí?
Ne duruyorsunuz? Ben "üç" deyince ayağını kaldıracaksın.
Quando eu disser três, quero que tires o pé.
Ne duruyorsunuz? Bulun hadi onu öldüreni.
Encontrem-no!
" Ne duruyorsunuz?
" Porque estás parado?
- Daha ne duruyorsunuz, kaslı erkekler!
- Digam Comigo, "Montanha de músculos".
Ne duruyorsunuz!
Porque estão parados?
Hey, ne duruyorsunuz?
O que se passa?
O zaman ne duruyorsunuz?
Então o que estamos a fazer parados aguardando?
Daha ne duruyorsunuz?
Wade, vai buscar ajuda!
- Anlatsanıza, ne duruyorsunuz?
Porque não lhe dizem? !
Haydi gidelim. Ne duruyorsunuz?
Vamos embora.
Ne duruyorsunuz o zaman?
Então do que é que estão à espera? Toca a festejar!
Ne duruyorsunuz?
Porque não vão?
Ne diye öyle duruyorsunuz?
Porque estão aí especados?
Evet... Ne dolanıp duruyorsunuz?
Bem... por que estão todos aí parados?
Siz ikiniz, tavadaki hamsiler gibi ne kıpraşıp duruyorsunuz.
Os dois, a contorcerem-se que nem duas enguias no cio.
Günün ortasında bu kadar insan ne yapıyorsunuz burada? İş gününün ortasında, soğukta dikilip duruyorsunuz! Birbiriniz için ne hissediyorsunuz?
Porque estão aqui estas pessoas no meio do dia?
David, ne zaman ortaya bir sorun çıksa... siz bunu hemen kişisel hale getiriyorsunuz, bir grup pezevenk kuaför gibi bağırıp duruyorsunuz!
Sempre que surge um obstáculo no mundo de fantasia adolescente... que construíram ao vosso redor... Põe-se a gritar como cabeleireiros maricas.
Ne dikilip duruyorsunuz öyle?
Que estäo aqui a fazer?
Ne diye duruyorsunuz?
- Por que é que pararam?
Ne duruyorsunuz.
Corram, salvem-se.
Ne duruyorsunuz?
De que estais à espera?
Daha ne bakıp duruyorsunuz?
O que estão à olhar? Chamem o médico.
Bana sürekli ne yapmadığınızı söyleyip duruyorsunuz, Bay Poirot.
Só me tem dito aquilo que não faz, Sr. Poirot.
Yalan söylüyorsunuz... aynen onun gibi... etrafta dolaşan herkes gibi, sürekli yalanlar söyleyerek, bana bu gemi için ne kadar büyük işler yaptığımı söyleyip duruyorsunuz, ama hiçbirisi gerçek değil.
Você está mentindo... assim como ele... assim como todos aqui em volta, sempre mentindo, sempre a dizer-me que estou a fazer um bom trabalho, que você está feliz que eu esteja na nave, mas nada disso é verdade.
Sizler bunun ne kadar hararetli bir şey olduğundan bahsedip duruyorsunuz, bir denemeyi düşündüm.
Vocês estão sempre dizendo como... isso é ardente. Acho que devo experimentar.
Ne ayakta dikilip duruyorsunuz!
Não fiquem parados!
Ne diye mal gibi duruyorsunuz?
Que fazem aí especados, rapazes?
Siz sürtükler ne saçmalayıp duruyorsunuz?
Mas que merda estão estas gajas a dizer?
gelecek gemiyi beklemenin ne demek oldugunu bilirim. Ve siz colun tam ortasinda duruyorsunuz.
Eu sei o que é esperar pelo vosso barco quando se está parado no meio do deserto.
- Ne diye şikayet edip duruyorsunuz?
- Vocês, sólidos, estão a refilar porquê?
Yine ne var? Ne diye sırıtıp duruyorsunuz?
Suas cabeças de galinha, porque é que demoraram tanto.?
Ne... Neden aranızda konuşup duruyorsunuz?
Porque é que vocês estão a falar tanto um com o outro?
Birader, madem meseleyi benden iyi biliyorsunuz, ne diye bana sorup duruyorsunuz?
Parecem saber mais do que eu, para que me fazem tanta pergunta?
Siz ne bok yemeye burda duruyorsunuz?
O que é que estão aí a fazer, meu?
Aranızda ne konuşup duruyorsunuz öyle?
Que conversinha é essa?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]