English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ P ] / Pro

Pro Çeviri Portekizce

1,870 parallel translation
Ne?
Pro? O que foi?
Şüphelilerin, eyaletlerindeki özel alıkoyma tesislerine güvenle nakledilme işlemleri tamamlandı. Bireyler orada kendilerine sağlanan federal avukatlarla yasal haklarını görüşecekler.
Os detidos foram transportados para instalações especiais e terão advogados pro bono para discutir as suas opções legais.
Göze çarpan bir tek buydu, MorphPro.
Este foi o único que restou... Morph Pro.
Artık dosyalarına girdiğimiz için, MorphPro programını, çocuklarının yetişkin hallerinin görüntüsünü tahmin etmekte kullandığını öğrendik.
Agora que temos acesso aos arquivos dela, podemos ver para que é que ela usava o Morph Pro... para prever a aparência dos filhos, quando adultos.
Çok düşünüyormuşsun gibi!
Pro inferno que acha.
Bir sen bir ben, Clarice.
"Quid pro quo, Clarice".
"Pro right, 27 China." Perdelemenin ardından Riggins'pas.
- Rola pela direita. 27 China. Passa ao Riggins.
- "Pro right, 27 China." - Hayır, olmaz adamım.
- Rola pela direita 27 China...
"Pro right, gun." "Triple nine ranger"
Rola pela direita. Triplo nove guarda.
- Pekala oyunumuz ; "pro sağ 90." - Hayır, "pro sol 90."
- Vamos apoiar a direita 90.
"Pro sol 90" oynuyoruz.
Vamos apoiar a esquerda 90.
"Pro sağ 90" oynuyoruz. "25 shovel." Smash, bu senin oyunun.
Vamos pela direita, 25 "shovel". Smash, esta é contigo.
Sağa devinim, X-Y kartal.
Pro Left Motion... X-Y-Eagle.
Büyük ihtimalle kötü bir fikirdi.
Mas é pro... É provavelmente má ideia.
Tam anlamıyla onlardan biri oldu artık.
Ele está passando pro outro lado, cara.
Sen neden nehrin öbür tarafına yol almıyorsun?
Por que não volta pro outro lado do rio?
Dedim ki ; ıslak, Meksikalı kıçını nehrin öbür tarafına geçirmelisin.
Eu disse que você deveria levar o seu traseiro de imigrante pro outro lado do rio.
Hotch'u arıyorum.
Ligarei pro Hotch. Sim, J.J.
"Pro, sağ, 28, shovel" oynuyoruz.
Vamos pela direita, 28, certo.
Ortağıma söylediğin tüm o yalanların bana gelmeyeceğini mi düşündün gerçekten?
Você achou mesmo que mentindo pro meu parceiro me teria de volta?
Sean'la öncelikler konusunda biraz tartıştık, ve ofise döndüğümde vampir dostumuz oradaydı.
Bom, eu tive certos desentendimentos com Sean e quando voltei pro escritório aquela vampira estava lá...
Emlakçıyı arayıp satışı iptal edeceğim.
Vou ligar pro corretor cancelar a oferta.
ve Connor'ı.
E pro Connor.
Ve bu Kimber için önemli. Bu onun için bir sonraki seviyeye geçme şansı. ve biliyorsun gitmemezlik yapamam.
É importante pra Kimber, é a chance dela avançar pro próximo estágio...
Bir karşılık beklemiyorum.
Não há aqui nenhum quid pro quo.
şimdi ikiniz de birini alın ve gidip kendi köşenizde oyununuzu oynayın.
Agora cada um pegue o seu e vão pro seu canto do parquinho.
Evet, Pro-Flex Fiber'le tekrar ördüm. Bu, uh, bunun gerilmeyi önlemesi lazım.
É, com a fibra ProFlex 2, deve de aliviar a tensão.
Bizi sinemaya götüreceklermiş.
Queria que a gente fosse pro cinema.
Herkes bir şey alacak işte. Ve grup için de para var!
Cada um vai ganhar o seu e ainda tem dinheiro pro maracatu!
Arlindinho'nun babası benden işlerini görmesi için bir çocuk istedi.
O pai do Arlindinho queria arrumar um emprego pro menino.
Çok geç değil mi?
Vou lá pro posto.
Ben senin iyiliğini istiyorum. Biliyorsun değil mi?
Você sabe que eu faço isso pro seu bem.
Cehenneme git.
- Véio dos inferno, tu! - Vai pro inferno, nojento.
Maracatu için bataklığa gelmiş arabalara işaret koymam lazım.
E eu preciso liberar uns carros lá pro Baixio. Ôche!
Ama işler hep eski haline geri döner...
Aí depois volta tudo pro nada, fica nesse...
- Biliyorum. Bu bir pro model waffle yapıcısı.
- É Round Pro para waffles.
Yürüttüğü bir ücretsiz projede yapılacak işler varmış.
Ela tem que fazer um trabalho "pro bono" e precisa que a instruam.
Tamam, gelirken akşam yemeği için bir şişe şarap alabilir misin?
Está bem. Podias por favor aproveitar e comprar uma garrafa de vinho pro jantar?
Mike'a gitmeyeceğimi söyledim bile.
Eu já disse pro Mike que eu poderia ir.
İyi eğlen bebeğim.
- Vou me divertir, querida. - Isso mesmo. Pega a promoção, mais dinheiro pro bebê.
Bence Mike Amcanın, babaya önceliklerini hatırlatmaya yardım etmesi gerekiyor.
Eu acho que o tio Mike pode dar uma leve ajudinha pro papai colocar algumas prioridades em perspectiva.
Eğer kürtaj karşıtları ne yaptıklarını biliyor olsalardı, herkesin sigorta almalarını sağlarlardı.
Se os pro-vida soubessem o que estão a fazer, arranjavam apenas um bom seguro para todos.
Arkadaşım Uygun komşusuyla bir Suzuki kullanıyor.
O meu amigo I-na-pro conduz um Prius com o rabo.
Çok tatlı ama benim tarzım için biraz ahmak kalıyor.
Ela é um doce, mas engraçadinha demais pro meu gosto.
J.D.'nin kazanmasına izin veremem. Ne pahasına olursa olsun.
Não posso perder pro JD não importa o que tenha que fazer.
# Nereye gittiğini bilmiyorsun, Caddeyi geçip... # #... sebebini bilmiyor, Tekrar karşıya geçiyorsun #
# Tu não sabes onde vais, Tu atravessas a rua # # Tu não sabes por que atravessas-te, Tu voltas pro lado que veio #
"Pro sol 90."
- Não, vamos apoiar a esquerda 90.
Güzel, ohalde, biraz Noel tavuğum ve çorbam var ha?
Bem, eu estou fazendo uma sopa de galinha pro Natal.
İşe geri dönmem lâzım....
Eu tenho que voltar pro trabalho.
Mitch, bana hemen Danny'yi bul.
Mitch, liga pro Denny, agora.
İşe geri dönmem lâzım...
- Eu tenho que voltar pro trabalho.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]