English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ S ] / Sizinle konuşmam lazım

Sizinle konuşmam lazım Çeviri Portekizce

99 parallel translation
Sizinle konuşmam lazım. Buralarda yabancıyım.
Eu preciso lhe falar.
- Sizinle konuşmam lazım.
Tenho de falar consigo. Por favor, não.
- Yine de sizinle konuşmam lazım.
- Mas tem mesmo que ser.
Kaptan, sizinle konuşmam lazım.
Capitão, quero falar consigo.
Sizinle konuşmam lazım ama şu anda buradan ayrılamıyorum.
Tenho de lhe falar, mas não posso sair daqui.
Çocuklar, sizinle konuşmam lazım.
Pessoal, precisamos conversar.
Sizinle konuşmam lazım. Birini arıyorum.
Há uma pessoa de quem quero saber.
- Sizinle konuşmam lazım, Bay Provolone.
- Tenho de falar consigo, Mr. Provolone.
- Sizinle konuşmam lazım.
- Preciso falar-lhe. - Sobre o quê?
Eğer içerideyseniz, sizinle konuşmam lazım!
Está aí alguém? Se está preciso de falar-vos!
- Sizinle konuşmam lazım.
- Tenho de falar com vocês. - Olha para aqui.
Kaptan, sizinle konuşmam lazım.
Capitã, tenho de falar consigo.
Telefonu açmanız gerekiyor. - Sizinle konuşmam lazım.
Preciso que atendas o telefone.
- Sizinle konuşmam lazım.
Preciso de falar consigo.
Sizinle konuşmam lazım.
Tenho de falar consigo.
Lütfen, sizinle konuşmam lazım.
Pare aí, jovem! Preciso de falar consigo.
Plecki, sizinle konuşmam lazım. - Tamam.
- Preciso de falar consigo.
Üzgünüm ama sizinle konuşmam lazım.
Desculpe incomodá-lo, mas tinha absolutamente de lhe falar.
Sizinle konuşmam lazım.
Preciso de falar convosco.
Sizinle konuşmam lazım, efendim.
Eu preciso falar consigo, senhor.
Sizinle konuşmam lazım.
Tenho de conversar consigo!
- Sizinle konuşmam lazım.
- Tenho que falar consigo.
Beni tanımıyorsunuz ama sizinle konuşmam lazım.
Não me conhece, mas preciso falar consigo.
Dedektif Nakagawa, sizinle konuşmam lazım.
Detective Nakagawa, Preciso de falar consigo.
- Sizinle konuşmam lazım.
- Fujam!
Sizinle konuşmam lazım...
Só queria falar consigo acerca...
Cylon bebek hakkında sizinle konuşmam lazım.
Preciso de lhe falar sobre o feto Cylon.
- Sizinle konuşmam lazım Dr. Kovac.
- Preciso de falar contigo.
Sizinle konuşmam lazım.
Temos que falar convosco.
- Sizinle konuşmam lazım peder.
Preciso lhe falar, pastor.
- Sizinle bir şey hakkında konuşmamız lazım.
Gostaria de falar consigo acerca de uma coisa.
- Sizinle Bay Hauser hakkında konuşmam lazım.
- Tenho que falar consigo, sobre o Sr. Hauser.
Sizinle, üzerinde çalıştığınız dava ile ilgili konuşmam lazım.
Preciso de falar consigo sobre o caso em que está a trabalhar.
Bayan Madison, kızınız hakkında sizinle konuşmamız lazım.
Precisamos de falar consigo acerca da sua filha.
Gelin gelin, sizinle konuşmam lazım.
Mr.
Bay Parker, sizinle bir dakika konuşmam lazım.
Sr. Parker, preciso de falar consigo um segundo.
En yakın zamanda sizinle konuşmamız lazım.
Precisamos de falar o mais rápido possível.
Sizinle özel konuşmam lazım.
Preciso de falar consigo em particular.
Sizinle konuşmamız lazım Müdür Yardımcısı.
Precisamos de falar consigo, Director.
Sizinle konuşmamız lazım.
- Fiquem atrás do carro!
Millet, sizinle birşey hakkında gerçekten konuşmam lazım.
Preciso mesmo de vos falar sobre uma coisa.
Sizinle Mike Delfino hakkında konuşmam lazım.
E preciso falar com você sobre Mike Delfino.
- Bay Cullen. - Sizinle ve Amy'nin annesi ile özel olarak konuşmamız lazım.
Temos de falar consigo e com a mãe da Amy.
Lütfen, beni duyabiliyorsanız, sizinle derhal konuşmam lazım.
Por favor, se me conseguirem ouvir, preciso de falar convosco imediatamente.
- Sizinle birkaç dakika konuşmam lazım.
- Preciso de uns minutos do seu tempo.
Sizinle biraz konuşmamız lazım.
Nós precisamos de falar consigo.
Sayın başbakan, sizinle bir şey konuşmam lazım!
Sr. Presidente, preciso de dar uma palavrinha consigo!
Sizinle konuşmamız lazım.
Desejamos falar consigo
Sizinle bir şey konuşmam lazım. Bir dakika, bekleyin.
Ouve, tenho de falar contigo, espera aí.
- Sizinle konuşmam lazım.
- Tenho que falar com você.
Ajan Dunham, sizinle hemen konuşmam lazım.
- Preciso falar com você agora.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]