Yana kay Çeviri Portekizce
166 parallel translation
- Yana kay.
- Afaste-se.
Yana kay.
Chega-te para lá.
Yana kay.
Chega-te.
Şimdi yana kay, ben süreceğim.
- Sim. Agora chega-te para cá, que eu conduzo.
İyi günler, bayan. Biraz yana kayın.
Bem, tem de fazer-se ao caminho, Sra.
Biraz yana kayın bayan.
Devagar! Fique longe, senhora.
- Biraz yana kayın.
- Apertem-se, apertem-se. - Sim, sim, já está.
Yana kay. Biraz yana kay.
Avança, meu Deus.
Yana kay!
Chega-te para lá!
Yana kay, bana yer aç biraz.
Chega-te para lá.
Yana kay.
Mova-se.
Tamam yana kay.
Muito bem, chega-te para lá.
Yana kay, yana kay.
Mexe-te, mexe-te.
Yana kay biraz. - İş nasıldı?
A urinar pelas pernas abaixo.
Tatlım, birazcık yana kayıp oğlanı yukarı kaldırabilir misin?
Chegas-te para o lado e levantas-lhe o cobertor?
Üstümden yana kay.
Passa para aqui.
Yana kay tatlım.
Move-te para lá, querida.
Balayından bu yana kayıp. "
Desaparecido desde a lua-de-mel. "
Yana kay, buraya oturamasın.
Passa para aqui, para ele não se sentar.
- Yana kay.
- Chega para lá.
Biraz yana kay bakalım.
Podias chegar-te um pouco para lá?
Yazdıklarını okuduğumdan bu yana kayıp durumdayım.
" Sinto a tua falta, e quero ver-te, mais do que as palavras podem dizer.
- Hadi, tatlım, yana kay.
Vá, chega-te para lá.
- Bebeğim, yana kay. Yana kay.
Passa para o outro lado.
Şimdi yana kay!
Chega-te para là!
- Yana kay Russ.
- Cucu, Russ, querido.
Geçtiğimiz Cuma gecesinden bu yana kayıptı.
Ela está desaparecida desde 6ª feira à noite.
İşte buna "Bodrum - Beş santim yana kayık."
Chama-se'Cave... Cinco centímetros para a esquerda'.
Ya yana kay ya da kafana patlatayım bir tane.
Desvia-te ou bato-te na cabeça.
- Yana kay. - Sadece böyle dönüp dursak olmaz mı?
Podemos balancear assim?
Biraz yana kay.
Mexe-te. Tenta agora.
biraz yana kay. çünkü arka camdaki kanı bu açıdan görüyorum.
Não foi aí que ela se sentou. Porque o ângulo não confere com o sangue no pára-brisas.
Yana kay, arkadaş geldi yanına.
Afasta-te, tens companhia.
Biraz yana kay...
Chegue-se para lá.
Yıllar önce... geçen yılki ölümü hepimiz için büyük bir kayıp olan... çok cesur asker General Faversham ile... Kırım'da yan yana savaşmıştım.
Há muitos anos atrás, eu lutei na Crimeia, ao lado daquele soldado galante, General Faversham, cuja morte no ano passado foi uma grande perda.
İlk kayıttan bu yana hiçbir şey yok.
Não há nada, desde a primeira comunicação.
Elini yavaşça yana bırak ve silahın kayıp düşmesine izin ver...
Deixe a sua mão escorregar para o lado e solte a arma.
Kay... yana kay güzelim.
Chegue para lá.
Yana kay.
Isso significa que o assassino tem de ficar aqui connosco.
Üç iyi sebep. Yana kay.
Desculpe-me.
Geçen seferden bu yana sol gözüm hala kayıyor.
O meu olho esquerdo ainda não sarou totalmente.
Bilirsin, el, el baş, baş yukarı, ayaklar yakın, ayaklar yakın büyük dönüş, ayak yana... kay, adım, adım..
É tipo, mão, mão cabeça, cabeça acima, pas de bourrée, pas de bourrée pirueta, rond de jambe...
Daha rahat bir şekilde arayabileceğimizi düşündüm. Kay yana, Hamm.
Lembrei-me de fazermos a busca em grande estilo.
Kayışın kopması bir yana şanzımanda da sorun var.
Além da correia estar partida há problemas com a transmissão.
Yana kay.
Chega para lá.
Yana kay tatlım.
Chega-te para lá.
Puls'tan bu yana, kaç bin tane kayıp kişi araştırması yapılmıştır?
Quantas investigações por pessoas desaparecidas houveram desde O Pulso?
Kay haydi yana.
Chega-te para lá.
- Yana kay, Gus.
- Chega-te para lá, Gus.
Kay yana.
Passa para o lado.
- Ne? İşte, kay, kaç, yana, çömel.
- Mexer, deslizar, baixar.
kaya 48
kaybettim 177
kayıp 73
kaybettin 183
kaybettik 72
kayıt 59
kaybetmek 19
kaybol 495
kayboldum 90
kayboldu 136
kaybettim 177
kayıp 73
kaybettin 183
kaybettik 72
kayıt 59
kaybetmek 19
kaybol 495
kayboldum 90
kayboldu 136
kaybetti 30
kaynak 30
kaybeden 20
kaybol buradan 28
kayboluyor 20
kaybedeceksin 23
kaybedersem 24
kaybedecek zaman yok 60
kaybettiniz 25
kaybolduk 72
kaynak 30
kaybeden 20
kaybol buradan 28
kayboluyor 20
kaybedeceksin 23
kaybedersem 24
kaybedecek zaman yok 60
kaybettiniz 25
kaybolduk 72