Çok daha fazla Çeviri Portekizce
3,196 parallel translation
Burada, evdekinden çok daha fazla kanal var.
Têm mais canais aqui do que temos em casa.
Benny bana geçtiğimiz yıl, senin yaptığından çok daha fazla kardeşlik yaptı.
O Benny tem sido mais do que um irmão para mim, no último ano do que tu alguma vez foste!
Hem de ergen endişelerinden çok daha fazla.
E deixa-me dizer-te muito maiores do que a insegurança dos adolescentes.
İlişkimizin düşündüğümden çok daha fazla yara aldığı açık.
A nossa relação está mais desgastada do que eu pensava. - Eu não quis dizer "você".
Mümkün olduğunu düşündüğümden çok daha fazla direniyorsun.
Está a lutar muito mais do que aquilo que eu achava possível.
Tabii resimleri orijinal sanıp çok daha fazla edeceğini düşünmüyorsan.
Não faz sentido. Pensaram que fossem originais, e valessem muito mais.
Ben diğer insanlardan çok daha fazla korkuyorum. Dünyadaki en korkak insanım ben.
Eu sou a pessoa com mais medo que existe.
Birincisi, artık benim otobanım değil ve bir milyon dolardan çok daha fazla gerekiyor.
Primeiro, já não é a minha autoestrada, e custa bastante mais do que um milhão de dólares.
Ama içeride çok daha fazla insan var, öyle değil mi?
Há muito pessoas aqui, não é?
Gün geçtikçe eski beni çok daha fazla hissediyorum.
A cada dia que passa, sinto-o cada vez mais.
Doğru, ama Mikey'nin düşünceleri arasında... benimkinden çok daha fazla boşluk var.
A sério, mas o Mikey tem mais espaço na cabeça do que eu.
Bu yüzden şimdi gidip bavulumuzu hazırlıyoruz. Sonra da seni, buradan çok daha fazla mutlu olacağın bir yere götüreceğim.
Por isso, gostaria que fosse fazer uma mala, porque eu vou levá-la para um lugar onde vai ser muito mais feliz.
Bazen, suyun kabarcıkları oluyormuş....... ve ihtiyacımız olandan çok daha fazla çatal varmış.
Às vezes, a água tem bolhas. E há mais garfos do que aqueles que são necessários.
Çekti de, ve Dan'in önümüzdeki çıkıcak hikayesinin çok daha fazla ilgi çekeceğini düşünüyoruz.
E abriu. O capítulo da semana que vem ainda chamará mais atenção.
İyi denemeydi Klaus, ama Damon'a güveniyorum hem de sana güvenebileceğimden çok daha fazla.
Boa tentativa, Klaus, mas confio muito mais no Damon do que em ti.
Plastik torbada uyuşturucu satarken göreceği saygıdan... -... çok daha fazla saygı gördüğü bir işi vardı.
Ele tinha muito respeito pelo trabalho para vendê-lo em saquinhos.
Onun için çok daha fazla para alırım ayrıca bunu kardeşinle temizlemek zorunda kalırdım.
Para isso, precisava de mais dinheiro. e tenho de esclarecer com o seu irmão.
Tecrübelerime dayanarak söylüyorum : Kıymetli altınları için çok daha fazla endişe ediyorlardı, inanın.
Bem, vão por mim, eles estavam mais preocupados com o seu precioso ouro.
Onda senin getirdiğin bağımlıdan çok daha fazla şey gördüğümü fark etmedin mi?
Ainda não entendeu que eu vejo muito além do seu viciado típico?
Kapı numarası 13, telefon numarasının sonu 1313,.. ... karşıdaki daha geniş,.. ... ve çok daha fazla ışık alan 14 numaralı oda yerine... bu ofisi seçti, 13 numara.
O apartamento dele é o número 13, o número de telemóvel termina em 1313, e ele escolheu este escritório, o número 13, quando podia ter escolhido o 14 que é bem mais espaçoso e luminoso.
Hem de senden çok daha fazla.
Muito mais do que tu.
Hızlı davranmazsak sizin gibi acılı ailelerden çok daha fazla olacak.
Se não agirmos depressa. Haverão muitos mais como você, pais de corações partidos.
Eğer sen soru sormazsan, biz soru sormaya başlarız emin ol, o çok daha fazla acı verir.
Escute, se você não fizer todas as perguntas, Nos faremos nossas perguntas... - E, acredite, será doloroso.
Aksi takdirde çok daha fazla kanar.
Senão vais ter muito mais sangue.
Sanırım bu insanlara bir bardak su istemekten çok daha fazla zahmet veriyorsun şu an.
Pedir um copo de água não é o maior inconveniente para estas pessoas.
Kimileri çok daha fazla kazandı.
Alguns mais dos que outros.
Merhametli ol ve ölüm de lütfen ki sürgünün görünümde daha çok terör vardır ölümden çok, çok daha fazla
Tem misericórdia, dizendo : "Morte" desde o exílio é mais aterrorizante, muito mais do que a morte.
O yüzden seni uyarıyorum, karara varma sürecimi çok daha fazla uzatabilirim böylece sen de o sahtekâr kibrini devam ettirebilirsin.
Por isso aviso-o, que consigo manter a paciência muito mais tempo de que o senhor consegue manter essa arrogância.
Her gün saatlerce eğitim görüyoruz ve Dünya'dakinden çok daha fazla ödev yapıyoruz.
'Todo o dia, horas de treino... 'E muitos mais trabalhos de casa do que aqueles que tínhamos na Terra.
Ben her şeyi görüp yaptım. Senden çok daha fazla.
Já vi e fiz de tudo, muito mais do que tu.
Onunla çok daha fazla iş yaptım.
Fazia muito mais negócio com ela.
40 yıldır kumarhane işindeyim diğer bütün işlerden çok daha fazla denetleniyor.
Estou no negócio dos casinos há 40 anos. É mais escrutinado do que qualquer outro negócio.
Belki, çok derin,... açıkça kabullenebileceğimden daha fazla şok yaşadım.
Talvez, lá no fundo, o choque tenha sido maior do que quero admitir.
Aynı zamanda daha renkli, daha yapmacık bir durumdu. Fazla ciddiye almamak gerekiyordu. Bence bu daha çok Ronnie'nin işiydi.
Mas era mais colorido, mais produzido, não era para ser levado muito a sério e acho que teve muito a ver com o Ronnie.
Diğer şekilde daha çok kan kaybedebilirdi. Bana tepsiyi uzat ve daha fazla gazlı bez ver.
Senão, ele tinha perdido muito mais sangue.
Bak Georgia, daha fazla sorumluluk alip, müdür olmayi çok istiyorum. Ama su an ugrasmam gereken çok sey var. Çocuklarima yogunlasmam lazim.
Olha, Georgia, realmente quero mais responsabilidade aqui como gerente, mas tenho o prato cheio agora.
Bir günde birden fazla ölümü emebilseydin çok daha hızlı ilerlerdik.
Estaríamos muito mais adiantadas se conseguisses absorver mais de uma morte por dia.
Canımı acıtıyor dayanabileceğimden çok daha fazla!
O meu pai consegue ver que estamos a preparar algo. Está na hora.
20 dakika mı? Çok fazla. Biz daha yakınız.
- É muito, estamos mais perto.
Bazılarıyla daha fazla vakit geçirmeyi gerçekten çok isterdim. Yani dışarıda görüşmeyi.
Queria passar mais tempo com elas, fora dos encontros.
Düşünmek, bizi yalnızca daha fazla düşünmeye ve daha çok soruya götürür.
O pensamento só levou a mais pensamentos e a mais perguntas.
Böylece senden çok daha fazla nefret edecekti ve aslında yürüyebildiğini öğrenince de bana senden kurtulmam için para vereceklerdi.
Então porque é que me atiraste da cadeira?
Eğer bir gün bunu konuşmak için hazır olursan, öğrenmeyi çok isterim, ama bunun hakkında artık sana daha fazla soru sormayacağım.
Se estiver pronto para falar, gostaria muito de saber, mas não vou voltar a perguntar.
Yakmak çok mu fazla dikkat çekiyordu yoksa kimyasal ile yakmak çok daha farklı bir amaç için mi?
O fogo chamava muita atenção, ou a queimadura química serve a outro objetivo?
Daha fazla konuşmadan Rain Tiyatro gururla eski bir geleneği devam ettiriyor ve size çok özel bir matinede adı "Soygun" olan çok özel bir oyunu sunuyor.
Então, sem delongas, o Teatro Rain orgulhosamente continua a grande tradição nessa apresentação especial de matinê de "O Roubo".
Baban hayatında çok şey kaybetti. Saçı, annesi herhangi birinin düşünebileceğinden daha fazla Monopoly.
O seu pai perdeu muito na sua vida - o cabelo, a mãe, mais jogos de Monopolio do que qualquer homem aguenta.
Michel daha fazla dayanamadı. Onlar çok erken ayrıldılar, ama ben artık onların birlikte olduğuna ve birlikte yürüdüklerine eminim...
Contrariamente, ao que o Michel pensava, tenho a certeza que agora, eles já estão unidos, para percorrerem juntos um caminho interrompido demasiado cedo.
- Aman tanrım Mikey o daha şimdiden çok fazla kan kaybetti!
- Ó meu Deus! Mikey, ela já perdeu muito sangue.
Daha çok Bordeaux şarabı gibi, daha fazla sek.
É tipo o Bordeaux, mais seco.
- Tamam, belki daha büyüğünü görmüşsündür ama çok fazla getiriyorum.
Se calhar, já viste um maior, mas vou trazer bastante.
Çok fazla bilet sattığımız anlamına. Daha büyük bir yer gerektiği anlamına.
Vendemos demasiados bilhetes, vamos precisar de um recinto maior!
çok daha fazlası 28
çok daha iyiyim 55
çok daha iyi 204
çok daha iyi hissediyorum 20
çok daha kötü 18
daha fazla 180
daha fazlası değil 36
daha fazlası 45
daha fazla bekleyemeyiz 34
daha fazla yok 20
çok daha iyiyim 55
çok daha iyi 204
çok daha iyi hissediyorum 20
çok daha kötü 18
daha fazla 180
daha fazlası değil 36
daha fazlası 45
daha fazla bekleyemeyiz 34
daha fazla yok 20
daha fazla dayanamam 18
daha fazla bekleyemem 49
daha fazla duymak istemiyorum 24
daha fazla dayanamıyorum 53
daha fazla dayanamadım 19
daha fazla konuşma 31
daha fazla değil 55
daha fazla dayanamayacağım 79
daha fazla yaklaşma 57
fazla 31
daha fazla bekleyemem 49
daha fazla duymak istemiyorum 24
daha fazla dayanamıyorum 53
daha fazla dayanamadım 19
daha fazla konuşma 31
daha fazla değil 55
daha fazla dayanamayacağım 79
daha fazla yaklaşma 57
fazla 31