Çünkü ne Çeviri Portekizce
5,401 parallel translation
- Çünkü ne isterse yapar, soru sormadan.
Porque ela faz qualquer coisa, sem perguntas.
Ve bir ikiyüzlüyüm. Ancak, üzgün olduğumu söylemeyeceğim çünkü ne yaptıysam bu şirketi korumak için yaptım.
e sou hipócrita, mas não vou pedir desculpa.
Bir tarafım her anını seninle birlikte geçirmek istiyor çünkü ne olduysa senin başına geldi ve hep de biliyorum ki her şey senin başına geliyor değil mi?
Parte de mim quer que tu me expliques todos os momentos do que aconteceu, porque te aconteceu e... Sei sempre tudo o que se passa contigo.
Konuşmak istemiyorum çünkü ne söyleyeceğini biliyorum.
Não quero falar disso, pois sei o que vais dizer.
Sadece birden oluveriyor ki bu da gerçekten boşuna çünkü ne kadar oyarsam oyayım bana hiçbir şey ifade etmiyor. Bir teorim bile yok.
O que é muito frustrante, pois, por muito que escreva, continua a não me dizer nada, nem sequer tenho uma teoria.
Çünkü ne yaparsam yapayım ve nerede olursam olayım hep yanımda olacaksın. İnşa ettiğim her şeyi tek tek yok etmeye çalışacaksın.
Não importa o que eu faça, ou aonde eu vá, estará comigo para sempre, tentando destruir tudo o que eu construí.
Girişim sırasında Merlyn bana kazanamayacağımı çünkü ne için savaştığımı bilmediğimi söylemişti.
Durante o Empreendimento, o Merlyn disse que eu não iria vencer, porque eu não sabia pelo que estava a lutar.
"Ali, ülkeden ayrılırsa seninle hiç dövüşmeyebilir." dedim. "Çünkü ne korku, ne saygı gösteriyorsun."
Eu disse : "Ali, se ele sair deste país, nunca vai lutar contigo porque não estás a mostrar medo nem respeito."
Çünkü ne katil, ne de maktul,.. ... hareket yakalama elbisesi giymiyormuş.
Nem o assassino nem a vítima usavam os trajes com sensores.
Çünkü ne kadar acı verici olsalar da sahip olduğumuz en değerli şeyler onlardır.
Porque não interessa o quanto possam doer, elas são as nossas posses mais valiosas.
- Evet çünkü ne olduğunu biliyorum.
Muito, porque eu sei o que está a acontecer.
Çünkü ne yaparsam yapayım... kocamın dinlediği tek bir kişi var ve O'da...
Porque não interessa o que eu faça, só há uma pessoa que ele ouve e ela é...
Kocam eve gelmeden gitsen iyi olur çünkü burada ne aradığını merak edecek.
Está bem. É melhor ires embora antes que o meu marido chegue a casa, porque ele vai querer saber o que estás a fazer.
Benim için ne olduğunu bilmeme gerek yok çünkü senin için ne olduğunu biliyorum.
Não preciso, porque sei o que tu ganhas.
Kayıtlara geçsin istiyorum. Çünkü Logan Sanders, bu iki beyefendinin onun adına yaptıkları tüm konuşmaların ortaya çıkmasını talep ediyor. - Ne?
Porque quero que fique registado o pedido de Logan Sanders pela libertação de todas as comunicações entre estes dois senhores em seu nome.
Bana yardımcı olabilir çünkü Oliver Hughes'a ne olduğunu biliyorum.
Ele pode ajudar-me, porque eu sei o que aconteceu com o Oliver Hughes.
Ben bizim iş kaybetti çünkü O Xanax bir şişe yuttu. Ne oldu?
O que se passou?
Hiç popüler degil di ama yinede söylerdim.. Çünkü bir grup sarhoş Bana kendi mekanimda.. Ne söyleyecegimi, söyleyemez!
Era incrivelmente impopular, mas eu dizia-o de qualquer forma, porque um grupo de bêbedos não me vai dizer o que eu devo dizer no meu próprio lugar!
Çünkü kuralların ne olduğunu bilmiyorum, bilirsin?
Porque eu não sei quais são as regras, estás a ver?
General Di'ye ne kadar verdiğinin önemi yok. Bana her şeyi anlattı, çünkü biz birbirimiz için canımızı feda edebilecek arkadaşlarız!
Não importa o quanto deste ao General Di, ele reportou-me tudo, porque somos amigos que morreríamos um pelo outro!
Çünkü kimse ne benim, ne ihtiyarın ne de şu harika ikizlerin peşinden gitmez.
Porque eles não me vão seguir, ou ao velhote, ou aos gémeos maravilha ali.
Çünkü başka bilmediğin ne var biliyor musun?
Sabes o que tu não sabes?
Aynen öyle çünkü eğer bunu yapamazsan başka ne yapabilirsin ki?
Quero mesmo. Porque se não conseguir fazer isso, para que raio me serve?
- Çünkü beni aradılar. - Ne dediler?
- Que disseram?
Çünkü bazılarımız, kim olduğumuzla ve ne yaptığımızla hatırlanmak istiyor.
Um de nós quer ser recordado pelo que somos e fazemos.
Geldim çünkü oğlumu sekiz yıl içinde ilk kez dün gece bir videoda gördüm. Yabancı bir evde yalnız ve korkmuştu ve ona ne olduğunu bilmek istiyorum.
Estou aqui porque vi meu o filho pela primeira vez em 8 anos, num vídeo, ontem à noite, assustado e sozinho numa casa estranha, e quero saber o que aconteceu com ele.
Çünkü oğlunuza ne olduğunu biliyorum.
Porque sei o que aconteceu com o seu filho.
Çünkü eğer kurtulamazsak, Louis'in ne yaptığını öğrenecekler. Ve Cahill'in bizim hakkımızda söylediği her şey gerçekmiş gibi gözükmeye başlayacak.
Se não o fizermos, irão descobrir acerca do Louis e tudo o que o Cahill disse acerca de nós começará a parecer verdade.
Evet ve Tanrım, iyi ki de düşmüşüm çünkü Calvin Myerson 26 yaşında... -... ve iki kere evlenmiş. - Ne?
Sim, e, meu Deus, ainda bem que o fiz porque o Calvin Myerson tem 26 anos e já foi casado duas vezes.
Hayır, sana vazgeçmen için bir şans veriyorum aslında Katie'nin numarasını almak istemediğin gün gibi ortada çünkü gönlün hâlâ Amy'de. Ne! ?
Não, estou a dar-te a oportunidade de cancelares a aposta porque está claro que não queres o número da Katie porque ainda gostas da Amy.
Ne yapacağımı bilmiyorum, çünkü kızımın bana ihtiyacı var. Ve olan biteni ona anlatmam gerektiğini de hissediyorum ve ona yardım edebileceğimi, yalnızca biraz zamana ihtiyacım olduğunu...
Não sei o que fazer, a minha filha precisa de mim e sinto ter de falar-lhe e que posso ajudá-la, mas preciso de tempo.
Ne, çünkü onlar bana mı inanacaklar Bay Cuma Gecesi Futbolcusu varken?
O quê, porque iriam acreditar na minha palavra sobre o Sr. Astro do Futebol?
Ne yazık ki DNA hakkında eğitim vermemişler, çünkü borunun her yerinde DNA'nı bulduk.
Foi uma pena que não lhe terem ensinado sobre o ADN porque deixou o seu em torno do tubo depois de ter estado a soprar.
Çünkü bazı yaraların ne kadar derine işleyebileceğini biliriz.
Porque sabemos exactamente, o quanto profundas algumas feridas podem ser.
Harika bir toplantıydı. Çünkü Ali hiçbir zaman "Ne olursa olsun, hiçbir şartta askere gitmem." demedi.
Foi uma reunião fantástica porque nunca o Ali disse que ia cumprir serviço.
- Çünkü bir işle alakası olabilir. - Ne işiyle?
- Pode estar envolvido numa coisa.
Bunu yaparken de siz ikinize ihtiyacı var çünkü burada ne yaşandıysa yaşansın siz hala Amerikan halkının gözünde silah denetimi meselesinde baş rol oyuncularısınız.
Para isso, ele tem de falar de vós, porque, apesar do que se passa aqui, vocês são o símbolo do controle de armas.
Hiç vefa duygusu yok. Ne isterse onu elde ediyor çünkü o bir şampiyon ve boş boş oturup oyunu düzgün oynayıp oynamadığını hiç düşünmüyor.
Ela consegue o que quer por ser uma vencedora, e não fica parada a pensar se agiu certo.
Onunla konuşmam gerek çünkü cesedin pozisyonunu, uçurumdan ne kadar uzağa düştüğünü bilmem gerek.
Preciso ver o que ele tem. Posição do corpo, distância do penhasco.
Çünkü şunu bildiğinize eminim, bu konuyu tartışmamızın ne kadar uygunsuz olacağını...
Porque sabe que ia ser inapropriado...
Çünkü okulda Mina'yla konuştuğumuzu hatırladığım bir anım var. Avustralya'da birlikte okullarımızı bitirsek ne kadar komik olacağına gülüyorduk.
Recordo-me da Mina e eu a falar na escola, riamo-nos de como seria engraçado se ficássemos na mesma escola na Austrália.
Bak, Alex, hastanede tedavisi için onları götürmelisin,... ve kazanın gerçekleştiği yere gidip, kayda ya da bir şeylere almalısın çünkü bu güvenli olmayabilir,... sızıntının ne kadar büyük olduğunu ya da düzgünce temizlenip temizlenmediği hayatta bilemeyiz.
Alex, tens de conseguir que o tratem no hospital. E isolar o local do acidente porque pode não ser seguro. Não podemos saber a extensão do derrame, ou se foi devidamente limpo.
Ödediği bedel ne kadar da berbat,... çünkü çenemi kapalı tutamadım!
Pagou um preço terrível porque eu não mantive a boca fechada.
Biliyordun ama olmasına izin verdin çünkü ürkütücü Kuzey Koreliler hakkında büyük hikayenin sevkiyatının yapılmasını ve Asya-Pasifik bölgesini korumak amacıyla harcadığınız miktarı meşrulaştırmak istediniz. Tanrı bilir ne kadar harcadığınızı...
Tu sabias, mas ignoraste-o porque querias a história completa sobre a assustadora Coreia do Norte e justificar, sabe-se lá quanto dinheiro, para proteger a região da Ásia-Pacífico.
Bu sadece ne kadar zamanda olacağına bağlı. Haklısın, uzun zaman sürebilir ama bence sürmeyecektir... Ayak izlerimi saklamaya çalışmayacağım çünkü zaten ortaya çıkma niyetindeyim.
Para mim é só uma questão de tempo, e você está certo, isso pode levar muito tempo, não considero que vá, mas não irei esconder-me, porque, mais uma vez, tenho a intenção de mostrar minha cara.
Mahremiyetimizi kaybettiğimizde, özgürlüğümüzü de kaybedeceğimizi ciddi olarak düşünmemiz lazım. Çünkü artık ne düşündüğümüzü özgürce ifade edemeyeceğiz.
Acho que, devemos considerar, quando perdemos privacidade, perdemos a ação, perdemos a própria liberdade, porque já não nos sentimos livres para expressar o que pensamos.
Ve ablanın ne kadar tehlikeli olduğunu öğrendiklerinde onu saklamanıza gerek kalmayacak. Çünkü onu bir yere kilitleyip anahtarını da atacaklar.
E quando descobrirem o quão perigosa a sua irmã é, não terão mais de a esconder, porque vão encarcerá-la para sempre.
Çok da uzak yönlere gidemeyiz. Çünkü şimdi sizin ne dediğinizi ona açıklamak zorundayım.
Bem não podemos navegar muito longe uma da outra porque definitivamente vou ter que lhe explicar o que acabaste de lhe dizer.
Öyleyse kardeşin Reyes'in elinde olamaz çünkü o zaman paranın yerini biliyor olurdu. Sen ne diyorsun yahu?
Se for o caso, ele não está com o teu irmão porque ele saberia onde está o dinheiro.
Eli, açıkça bu mesele senin için önemli çünkü sen buradasın ama benim hayatım için, -... sorununun ne olduğunu çözemiyorum.
Eli, é óbvio que isto é importante para ti porque estás aqui, mas, na verdade, não entendo qual é o problema.
O halde tüm şirinliğinle şaşırmaya hazırlan, çünkü yarın ne olursa olsun Bayan Savannah Hayes kendi küçük cennetimizi bulacağız.
Então prepara-te a ti própria para seres surpreendida novamente porque amanhã, faça sol ou faça chuva, Tu e eu, Srta.Savannah Hayes, vamos encontrar o nosso pequeno pedaço de paraíso.
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neon 28
neyi var 56
new york times 63
nero 36
new york 2524
nemo 30
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neon 28
neyi var 56
new york times 63
nero 36
new york 2524
nemo 30
newt 42
newman 169
nellie 86
newsweek 23
neşter 48
nerede yaşıyorsun 103
nelly 65
new york city 26
ne iş yapıyorsun 139
ne var ne yok 320
newman 169
nellie 86
newsweek 23
neşter 48
nerede yaşıyorsun 103
nelly 65
new york city 26
ne iş yapıyorsun 139
ne var ne yok 320