A few hours ago translate Turkish
615 parallel translation
You're flying off to Paris with a poet that you met a few hours ago.
Birkaç saat önce tanıştığın bir şairle Paris'e gideceksin.
The Mr. Fisher who was drowned a few hours ago.
Bir kaç saat önce boğularak can veren Bay Fisher.
He was brought back to Germany only a few hours ago.
Bir iki saat önce Almanya'ya geri getirildi.
They's gone out of town a few hours ago.
- Bir kaç saat önce kasaba dışına çıktılar.
- He was pretty certain a few hours ago.
- Birkaç saat önce pek emindi.
They say they caught a glimpse of her a few hours ago when the fog lifted.
Sis dağıldığında bir an için gemiyi görür gibi olmuşlar.
Those two fishermen found him adrift in his boat a few hours ago.
Şu iki balıkçı bir kaç saat önce kayığıyla akıntıda sürüklenirken bulmuş.
Lt'd be hard to see the wrong in keeping it when a few hours ago there was no wrong in killing for it.
Birkaç saat önce onun için adam öldürmek yanlış olmadığı gibi tutmanın da yanlış olduğunu sanmıyorum.
Why, it was just a few hours ago.
- Ama birkaç saat önce öyleydi.
- The Magnetiser Emanuel Vogler we thought we examined a few hours ago.
- Birkaç saat önce otopsisini yaptığımızı sandığımız Manyetikçi Emanuel Vogler.
We only met a few hours ago, but I feel like we've known each other much longer.
Daha birkaç saat önce tanıştık... ama bana, sanki birbirimizi daha uzun süredir tanıyormuşuz gibi geliyor.
When we came here a few hours ago, the only thing we had in common was the 10 thousand dollars we'd get.
Bir kaç saat önce buraya geldiğimizde hepimizin tek ortak noktası kazanacağımız 10 bin dolardı.
Had I recalled this a few hours ago,
Birkaç saat önce Pascal'ın bu sözünü anımsamasaydım, karşınızda olamazdım.
I was told a few hours ago there would be such a passenger.
Bir yolcumuz olacağı bana bir kaç saat önce söylendi.
It arrived a few hours ago.
Birkaç saat önce ulaştı.
And if my memory serves me correctly, you were off salary a few hours ago.
Hafızam beni yanıltmıyorsa, birkaç saat önce işsiz kaldınız.
Two before we left Vulcan. The third, a few hours ago.
İkisini Vulcan'dan ayrılmadan önce, üçüncüyü birkaç saat önce.
A few hours ago.
Birkaç saat önce de olmuş.
You said good-bye to me a few hours ago and went off to die.
Daha birkaç saat önce bana veda edip ölüme gittin!
Not more than a few hours ago.
Bir kaç saatden de daha önce değil.
A few hours ago, the captain elected to remain on board the Defiant so that three crewmembers would have a chance of returning to the Enterprise.
Bir kaç saat önce, Kaptan, Defiant'ta kalmak için seçildi, bunu, mürettebatın Enterprise'a dönme şansı olsun diye yaptı.
Only a few hours ago she was waiting for me to propose.
Ve sadece iki saat önce teklifimi bekliyordu.
" Dear Andreas. A few hours ago, some people came by.
" Sevgili Andreas, birkaç saat önce bazı insanlar geldiler.
As a matter of fact, I leftJim at the office a few hours ago.
Aslında, Jim'i büroda bıraktım bir kaç saat önce.
Not more than a few hours ago.
Birkaç saatten fazla değil.
I just got in from Los Angeles a few hours ago.
Los Angeles'den birkaç saat evvel geldim.
Mrs. Robertson has arrived a few hours ago.
Bayan Robertson birkaç saat önce geldi.
A few hours ago we filled the sky with our planes.
Birkaç saat öncesine kadar gökyüzü bizim uçaklarla dolu idi.
She was here all night, until a few hours ago.
Bir kaç saat öncesine kadar tüm gece buradaydı.
Only a few hours ago... the great detective stood in this very courtyard... and was decorated by the president... for outstanding service to his country.
Sadece birkaç saat önce... büyük dedektif bu avluda... başkan tarafından... son yolculuğuna uğurlandı.
A few hours ago, down in Sun City, he goes berserk.
Birkaç saat önce Güneş Şehri'nde, adam çıldırır.
I picked up news of their arrival a few hours ago on my sub-etha radio.
Birkaç saat önce geldiklerinin haberini galaktik radyodan aldım.
He spoke to Dr. Rogers personally a few hours ago.
- Dr. Rogers ile şahsen birkaç saat önce konuştu.
One of my teachers died a few hours ago.
Öğretmenlerimden biri birkaç saat önce öldü.
When you opened that door a few hours ago
Bir kaç saat önce kapıyı açtığında
To add to the confusion of today's events, former candidate Montgomery Brewster who withdrew from the campaign only yesterday, and apparently now dead broke, checked out of his luxury hotel a few hours ago wearing the same baseball jersey and cap he had on 30 days ago.
Eski aday Montgomery Brewster,... dün kampanyadan çekilen, ve aniden parasız kalan,..... iki saat önce otelden ayrıldı,..... 30 gün önce sahip olduğu beyzbol tişört ve şapkasıyla Nerede şimdi?
I just went to get Jeff at the Johnsons'a few hours ago.
Ben yalnızca bir kaç saat önce Johnsonlara Jeff'i almaya gittim.
I just learned of its existence myself a few hours ago.
Şahsen benim bu durumdan ancak birkaçsaat önce haberim oldu.
We've learned that Bourne arrived in New York a few hours ago.
Bourne'un birkaç saat önce New York'a geldiğini duyduk.
And a few hours ago, my wife... she was, uh, murdered right in front of my eyes. So, uh, you're just gonna have to forgive me... because I've never been poisoned before.
Birkaç saat önce karım gözlerimin önünde öldürüldü.
A few hours ago, while the away team was on the surface.
Birkaç saat önce, dış görev ekibi gezegendeyken.
A few hours ago, we encountered a warship, possibly the one that attacked you.
Birkaç saat önce, bir savaş gemisiyle karşılaştık, büyük ihtimalle de size saldıran gemiyle.
If you're speaking of the Lantree, we encountered it a few hours ago.
Eğer Lantree'den bahsediyorsunuz, onunla birkaç saat önce karşılaştık.
He was buried a few hours ago
Cenazesi bugündü.
We only left camp only a few hours ago.
Kamp yerinden ayrılalı daha birkaç saat oldu.
You seemed so happy just a few hours ago.
Sadece birkaç saat önce çok mutlu görünüyordun.
The discovery of the three bodies was made just a few hours ago.
Biirkaç saat önce üç ceset daha bulundu.
He was in the rehearsal but he left home, he said, a few hours ago.
Provadaydı ama birkaç saat önce eve gidiyorum dedi.
This was posted a few hours ago.
Birkaç saat önce gönderilmiş.
I was here this morning, you know, a few hours ago, with a girl.
Bir kız, bir kadınla.
A few days ago, in Grenoble, a man followed me in the street for hours.
Bir kaç gün önce, Grenoble'de adamın biri beni saatlerce takip etti. Ondan kurtulmaya çalıştım ama başaramadım.
a few good men 16
a few minutes later 20
a few hours later 28
a few years ago 208
a few years later 32
a few days later 90
a few months ago 226
a few days ago 217
a few minutes 47
a few days 147
a few minutes later 20
a few hours later 28
a few years ago 208
a few years later 32
a few days later 90
a few months ago 226
a few days ago 217
a few minutes 47
a few days 147