English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / A few more minutes

A few more minutes translate Turkish

620 parallel translation
Ladies and gentlemen... we beg your indulgence for a few more minutes.
Bayanlar ve baylar... birkaç dakika daha hoşgörünüze sığınıyoruz.
Only a few more minutes.
Sadece birkaç dakika daha kaldı.
- No, a few more minutes
- Hayır, bir kaç dakika var.
In fact, I can stay only a few more minutes.
Hatta, sadece birkaç dakika daha kalabilirim.
Mr. Shea... just a few more minutes, please.
Bay Shea bir kaç dakika daha, lütfen.
It will be a few more minutes.
Birazdan hazır olacak.
Well, I'll give him a few more minutes.
Pekala, ona bir kaç dakika daha vereyim.
- Please, just a few more minutes.
- Lütfen, sadece birkaç dakika daha.
Sometimes it seems to me that... In only a few more minutes a solution will be found and a new, beautiful life will begin.
Bazan bana öyle geliyor ki... sadece bir kaç dakika içinde bir çözüm bulunacaktır, ve yeni, güzel bir hayat başlayacak.
Surely you can give me a few more minutes to put my life in order.
Hayatımı yoluna koymam için birkaç dakika daha beklersin herhalde!
- Yes, just a few more minutes, my love.
Evet, birkaç dakika daha sevgilim.
- Be brave, my sweet, just a few more minutes. - Right.
Cesur ol benim güzel sevgilim, sadece birkaç dakika daha!
- A few more minutes and the this will be the end of my effort.
Biraz daha dayan, Agnes işimiz bitmek üzere.
Drums keep beating, and Goebbels reviews the ranks trying to pick out those who are still capable to fight to prolong his existence even if for a few more minutes.
Trompetler çalıyor ve Goebbels yaşamını bir kaç dakika daha uzatabilmek için, savaşa kimleri süreceğini seçiyor.
But it'll be a few more minutes.
Ama birkaç dakika daha sürer.
A few more minutes.
Birkaç dakika daha.
Since this Lejiana character is already late I'll just stick around a few more minutes.
Şu Lejiana tipi hala gelmediğinden bir kaç dakika fazla burada kalacağım.
Just a few more minutes.
Bir kaç dakika daha.
Complain for a few more minutes, dear, before you agree.
Kabul etmeden önce birkaç dakika daha şikayet et.
Can a few more minutes matter, Spock?
Birkaç dakikanın daha önemi var mı?
A few more minutes.
Sadece birkaç dakika.
If you can stand me for a few more minutes.
Bana biraz daha katlanabilirsen.
We better give'em a few more minutes to get in position.
Bir kaç dakika içinde pozisyonumu alırım.
It will be dawn in just a few more minutes.
Daha sadece birkaç dakika içinde şafak olacaktır.
So, your honor, I know you adore torturing pretty women .. but I need to ask you to wait a few more minutes.
Sayın Yargıç, güzel kadınlara işkence etmeye bayılırsınız, bilirim ama birkaç dakika daha beklemenizi rica etmeliyim.
A few more minutes and you'd have been roast chicken!
Bir kaç dakika geç kalsaydım kızarmış tavuğa dönecektin!
I want to stay with you a few more minutes.
Birkaç dakika daha kalmak istiyorum.
YES. PERHAPS WE CAN GIVE HIM A FEW MORE MINUTES.
Nukleer strateji taktik komando toplantısını duymuşmuydunuz?
I just need a few more minutes.
Sadece birkaç dakika daha lazım.
Um, well just a few more minutes?
Şey, aslında sadece birkaç dakika daha.
I'll need a few more minutes.
Bir kaç dakikaya daha ihtiyacımız var.
Give us a few more minutes. Uh-huh.
Biraz görüşsek iyi olur.
– I got a few more minutes.
- Birkaç dakika daha kalabilirim.
- Take the tissues out and let's go. - A few more minutes.
Yakandaki peçeteyi çıkar da gidelim.
We'll give it a few more minutes and go on in.
Birkaç dakika daha bekleyip gireceğiz.
Let's give him a few more minutes.
Bir kaç dakika daha verelim.
But I swear, a few more minutes like these... being with you like this, and I would give up everything, and nothing could separate us.
Ama yemin ederim, bunun gibi birkaç dakika için seninle böyle olmak uğruna, her şeyden vazgeçerim ve hiçbir şey bizi ayıramaz.
- Let her have a few minutes more.
- Birkaç dakika daha kalsın.
A few minutes later, he had nothing more to worry about.
Birkaç dakika sonra merak edeceği bir şey kalmamıştı.
I have work to finish, but it shouldn't take more than a few minutes.
Tamamlamam gereken bazı işler var ancak birkaç dakikadan uzun sürmez.
A few minutes more won't hurt you.
Birkaç dakika zararı olmaz.
- Give the men a few minutes more.
- Adamlara birkaç dakika daha verin. - Emredersiniz.
This medal means, among other things that for a few minutes Hetherington at Guerrero and the rest of you at the ranch at Ojos Azules did more than duty required.
Bu madalyanın anlamı Hetherington'ın Guerrero'da, diğerlerinizin Ojos Azules'de görevinizden çok daha fazlasını başarmış olmanızdır.
A few months, a few hours... a few minutes... a few seconds more... as if you still had doubts... about separating from him... from yourself... as if you were his shadow.
Birkaç ay, birkaç saat... birkaç dakika... birkaç saniye daha... hâlâ şüphe içindesin sanki... ayrılmak için ondan... kendinden... gölgesisin sanki onun.
He's ain't got more than a few minutes left to live, johnny rob.
Birkaç dakikalık ömrü kaldı, Johnny Rob.
Well, Abe, a few minutes more and you can pin another battle star to your tunic.
Peki, Abe, birkaç dakika daha, ve yakana bir savaş yıldızı daha takabilirsin.
I think it might be more effective if Rojak had a few minutes to think about it.
Rojak'a bu konu hakkında düşünmesi için bir kaç dakika verilirse, daha etkili bir sonuç alabileceğimizi düşünüyorum.
Just a few minutes more.
Biraz daha.
In a few minutes you won't know why you're here or who I am. This is more than just amnesia.
Birkaç dakika sonra senin neden burada olduğunu veya benim kim olduğumu bilmiyorsun.
What good's a few minutes more going to do you now?
Simdi bir kac dakika.. daha neye yarar?
I couldn't have slept more than a few minutes.
Birkaç dakikadan fazla uyumamıştım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]